Söyleşi: Demet Enç
Kitap Cumhuriyeti yazarları ile söyleşi dizimizde, edebiyat dünyasının yakından tanıdığı Onur Çalı ile ücretsiz kitaplar, dijital kitap ve edebiyat üzerine konuştuk.
Onur Bey, kitaplara ücretsiz erişimin faydaları, yarattığı değerler nelerdir sizce? Bununla bağlantılı olarak, derlediğiniz ve çok ses getiren Yaz Öyküleri adlı kitaba dünyanın her yerinden ücretsiz olarak erişilebilmesi hakkında neler düşünüyorsunuz?
İnternetle birlikte bilgiye erişim daha kolay hale geldi kuşkusuz. Ama nasıl bilgi? Muazzam bir karmaşa da getirdi bu durum beraberinde. Okurun seçici olması, önüne “çıkan” bilgiyi ayıklaması gerekiyor. Edebiyat alanında da böyle. Okur dijital platformlardan pek çok öyküye, yazıya ulaşabiliyor ama buradaki mesele, tıpkı basılı kitaplarda olduğu gibi nitelik sorunu.
Yaz Öyküleri seçkisine ücretsiz olarak, dünyanın her yerinden erişilebilmesi harikulade bir şey. Seçkide yer alan bir yazar arkadaşım, seçkinin kendisi kadar bu fikirden de çok hoşlanmıştı; sizin sloganınızda olduğu gibi: “Kitaplar özgürlük ister!”
Okuma rahatlığı yönünden; basılı kitaplarda, dijital kitapları ve e-kitapları karşılaştırmak gerekirse neler söylersiniz?
Ben hem basılı hem de e-kitapları okuyorum. Hem basılı hem e-kitaplarım yayımlandı. İçerik ve metin önemli bence. Kitabı nasıl ve nereden okuduğumuz ikincil bir mesele benim için.
Bununla birlikte, basılı kitapların e-kitaplarla ya da dijital kitaplarla “yarışamayacağı” bir şey var tabii: Dağıtım. Dağıtım sorununu aşmış görünen yayınevlerinden çıkan kitaplarda bile sorunlar yaşanabiliyor. Okurlar yayımlanan kitapların bazılarını en büyük kitapçılarda bile bulamayabiliyor. E-kitaplarda böyle bir sorun söz konusu bile değil.
Yaz Öyküleri’nde yirmi yedi yazarın öyküsü bulunuyor. Böylesine geniş katılımlı bir seçkiyi hayata geçirirken karşılaştığınız en önemli zorluklar nelerdi?
Ben herhangi bir zorluk yaşamadım; öykülerini, yazdıklarını beğendiğim arkadaşlarıma seçki fikrimden bahsedip birer öykü yazmalarını istedim. Onlar da beni kırmadılar, sağ olsunlar. Gerisi zaten Kitap Cumhuriyeti’nin titiz ve hızlı çalışmasıyla nihayetlendi.
Edebiyatın farklı türlerinde ürün veren bir yazarsınız. Yeni çalışmalarınızdan söz etmenizi istesek?
Okuyorum, okumaya çalışıyorum. Hayat gailesi yüzünden istediğimce okuyamıyorum elbette. Her okurun hissettiği bir çaresizlik hissi bu. Kısa hayatımızda, istediğimiz her kitabı okuyamıyoruz, okuyamayacağız da. Okumak dışında; eskisi kadar sık olmasa da öykü yazıyorum, Dünlük’leri sürdürüyorum. Kafamda yazılmayı bekleyen deneme fikirleri var. Zaman bulabildiğimde yazmayı umuyorum.
Büyük bir özveriyle yayınını sürdürdüğünüz Parşömen, edebiyat dünyasının yakından takip ettiği kıymetli bir platform. Hepimizin bildiği gibi yayıncılık zor bir dönemden geçiyor. Son dönem başlattığınız kampanya hakkında bilgi verebilir misiniz? Okurlar, Parşomen’i nasıl destekleyebilirler?
Parşömen’i 15 yıldan beri yayınlıyorum. Son birkaç seneye kadar tek başıma yürütüyordum. Yüküm halen ağır, çok çalışıyorum fakat yalnız değilim artık. Aysun Kara Parşömen’in öykü editörü; gelen öyküleri o seçiyor. Rukiye Yıldız, başta Parşömen’in sosyal medya hesaplarının yönetimi olmak üzere birçok işte bana yardımcı ve destek oluyor. Bunun dışında yazıları, çevirileri ve söyleşileriyle düzenli olarak Parşömen’de yer alan pek çok kıymetli isim var. Nitelikli bir yayıncılığı sürdürmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Açıkça söyleyeyim: Parşömen olarak maddi desteğe ve sponsora ihtiyacımız var. Reklam ve işbirliği önerdiğimiz yayınevlerinden olumlu geri dönüş olmadığı için kendi başımızın çaresine bakmaya karar verdik. Dileyen okurlar, Kreosus adlı platform vasıtasıyla Parşömen Sanal Fanzin’e maddi destekte bulunabilirler.
Herhangi bir türde kitap yazmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler olur?
Her okuryazarın yolu ayrıdır; insan o yolu biraz da kendi meşrebince yürür. Birisi için tastamam doğru olan, diğerine düpedüz yanlış gelebilir. Fakat herkesin bildiği şeyleri tekrar edebilirim: Yazmak için okumak gerekiyor, iyi metinler okumak gerekiyor. Çok okumak, çok çalışmak gerekiyor.
Onur Bey, salgın günleri nasıl geçiyor, son zamanlarda neler okudunuz?
Son okuduklarımdan birkaçını anayım. Semih Öztürk’ün yeni öykü kitabı “Telaş Bandosu”nu severek okudum: İlk kitabından hayli farklı bir öykü evreni kurmuş yazar.
Dağlarca’nın düzyazı yazdığını bilmezdim: Erol Gökşen’in yayına hazırladığı, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın aforizma-yazılarından oluşan “Karşıdüşünce”si benim için hoş bir sürpriz oldu. Kitap yeni değil aslında ama gözden kaçırmışım.
İlhan Durusel’in “Otlar Çağırıyor” adlı deneme kitabını okuyorum şimdilerde: Kitabın İthaki Yayınlarınca yapılan yeni baskısında, ilk baskıda olmayan yeni denemeler de var. Özgün bir yazar Durusel; her yazdığı okunur, tekrar tekrar okunur bence.
Sorularınız için teşekkür ederim.
Yaz Öyküleri’ne katkıda bulunan yazarlar:
Aslı Akarsakarya, Ayça Erkol, Ayşe Başak Kaban, Ayten Kaya, Çağdaş Küçük, Defne Suman, Deniz Arslan, Derya Sönmez, Duran Emre Kanacı, Esra Özdemir Demirci, Gül İnce Beqo, Gülhan Tuba Çelik, Hakan Sipahioğlu, Hakkı İnanç, Halil Yörükoğlu, Hande Çiğdemoğlu, M. Barış Övün, Makbule Aras Eivazi, Mehmet Can Şaşmaz, Mehmet Fatih Özbey, M. Özgür Mutlu, Nalan Kiraz, Nilüfer Ataç Canbayır, Ruhşen Doğan Nar, Suzan Bilgen Özgün, Tunç Kurt, Vuslat Çamkerten.
edebiyathaber.net (26 Nisan 2022)