Orhan Berent’in “Clarke’ın Doru Tayları” adlı romanı Delidolu Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Hepimiz siyah-beyaz bir fotoğrafın içindeydik ve ellerimiz arkadan kenetlenmişti.
Orhan Berent’in, ismini Altay’ın efsane futbolcuları Clarke kardeşlerden alan yeni romanı Clarke’ın Doru Tayları, 1970’ler İzmir’inin kozmopolit yapısını sağlam bir kurgu içinde aktaran çok renkli bir kitap.
Başından sonuna, farklı dinler ve etnik kökenlere mensup insanların birbirleriyle olan ilişkilerine odaklanan bu etkileyici dönem kitabı, Alsancak Garı’ndan Şirinyer Hipodromu’na ve at yarışlarına uzanan dinamik arka fonunun önünde, dokunaklı bir aşk hikâyesi anlatıyor.
Tek bir günü betimleyen sarmal öyküsünün satır aralarında, 1960’lar ve 1970’ler Türkiye’si ile ilgili önemli göndermelerde bulunan Clarke’ın Doru Tayları, mübadele yılları, dünya savaşları, 6-7 Eylül olayları gibi toplumsal belleklerimize iz bırakan önemli tarihi vakaların halkın üzerindeki etkilerini eleştirel bir süzgeçten geçiriyor.
Türkler, Levantenler, Yahudiler ve diğerleri, bir yarış öncesi Şirinyer Hipodromu’nda toplanmış, gözleri pistte, koşacak tayları heyecanla bekliyorlar. Dikkat kesilmiş gözbebeklerinin ardında ise onyıllara yayılmış ve kesişmekten helak düşmüş hayatlar, anılar var. Ve bankolar, plaseler, sürprizler…
Orhan Berent, Demokrat Parti iktidarının son yıllarında filizlenen; ancak âşıklarının, tutkularını sadece birbirlerine değil, kendilerine bile itiraf edebilmek için on üç yıl beklediği, tuhaf bir ilişkiyi anlatıyor. Bunu yaparken, Jolanda ve Şefik’in yanı sıra, yardımcı karakterlerin öykülerine de kayıtsız kalmıyor; yetmişli yılların başındaki İzmir’i tüm canlılığıyla resmederek, geri dönüşlerle de Birinci Dünya Savaşı’ndan Milli Mücadele’ye, 1915’ten Mübadele’ye kadar uzanan bir süreçte, okurun şehrin ruhuna nüfuz edebilmesini sağlıyor.
“Hipodromu dolduran yarışseverleri koşudan birkaç dakika önce güdüleyen en kuvvetli duygu, risklerin ve sürprizlerin olmadığı sıradan anların, birazdan yerini heyecana bırakacak olmasıydı. Bahis için bilet almak, at yarışı oynayanlara kolaylıkla başka bir dünyanın kapılarını açıyor, kısa bir süre de olsa kaderlerine hükmedebileceklerinin illüzyonunu yaratıyordu. Kazanma ve sahip olmanın hayali bile başlarını döndürüyordu…”
Orhan Berent Hakkında
1964 yılında İzmir’de doğdu. Çizgili Hayat Kılavuzu’nda (İletişim, 2002) iki incelemesi yer aldı. 2012 yılında İletişim Yayınları’ndan çıkan, Kemal Varol’un derlediği Memleket Garları ve Tanıl Bora’nın derlediği Tren Bir Hayattır adlı eserlere yazılarıyla katkı verdi. Murat Koraltürk’le İskeleye Yanaşan (İletişim Yayınları, 2013) adlı kitabı derledi. 2016 yılında Trenler Çıldırırsa adlı romanı yayımlandı. Zagor, Martin Mystere, Tex ve Serüven Çizgi Roman Araştırmaları dergilerinde yazarlık, editörlük ve yayın danışmanlığı yaptı. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Orhan Berent Agos ve Evrensel gazetelerinde, Birikim dergisinde popüler kültür ve sporla ilgili yazılar yazmaktadır.
edebiyathaber.net (12 Kasım 2018)