Sanatçılarımızı, şairlerimizi, yazarlarımızı pek sevmeyiz. Yaşarken kıymet vermeyiz, belki vefatlarında birkaç gün adlarını anarız, timsah gözyaşları dökeriz, demeçler veririz sonra da unutulmaya terk ederiz. Onlardan geriye kalan anıları korumak konusunda da pek istekli olduğumuz söylenemez. Evleri, eşyası, eseri korunan sanatçı ve yazar pek azdır. Türkiye’de en çok şair ve yazarın yaşadığı şehir olan İstanbul’da müze haline getirilmiş yazar evlerinin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Onları da koruma, yaşatma konusunda ne kadar isteksiz olduğumuzu biliyoruz. Hakkında o kadar yazılıp çizilmesine, imza kampanyaları yapılmasına rağmen Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın evi konusunda ilgili kurumların sessizliği ibret verici bir örnek (“Hüseyin Rahmi’nin evi neden müze olmuyor?” | Metin Celâl | edebiyathaber.net).
Üzücü ama Hüseyin Rahmi tek örnek değil. Benzeri bir durum Orhan Kemal’le ilgili olarak da yaşanıyor.
Orhan Kemal 25 Nisan 1951 tarihinde ailesiyle birlikte İstanbul’a taşınır. Nuriye Hanım, Sultanahmet’te bir çorap fabrikasında işe başlar. Orhan Kemal, hikâyelerini satabilmek için Babıali’de dolaşır. Önceleri Fener’de yaşayan aile 1954’te Cibali’deki eve kiracı olarak taşınır. Cibali Fırın Sokak’taki 20 numaralı, iki katlı betonarme evdir bu.
Oğlu Işık Öğütçü, Orhan Kemal’in ‘Suçlu’, ‘Sokakların Çocuğu’, ‘Evlerden Biri’, ‘Müfettişler Müfettişi’ romanlarının ‘Elli Kuruş’ öyküsünün geçtiği mekânların hep bu mahalleler olduğunu söylüyor. Fabrikanın, mesai saatinde, öğle paydosunda, bir de akşam öten borusunun sesini çok net hatırladığını belirtiyor.
Orhan Kemal ve ailesi Cibali’de 1966’ya kadar oturmuş. Her dar gelirli aile gibi bir ev satın almak, kira derdinden kurtulmak amacındaymışlar. Gazetelerde tefrika edilen romanların kitaplaşması, yabancı dillere çevrilip yurtdışında yayınlanan kitapların telifleri, tiyatroya uyarlanan romanların geliri derken oluşan birikimle ancak 1966’da Basınköy’de bir daire alıp Yaşar Kemal’e komşu olmuşlar.
Orhan Kemal 1970’te öldükten yıllar sonra Şehri İstanbul Derneği’nin çabasıyla Cibali’deki evin ön duvarına bu evde Orhan Kemal’in yaşamış olduğunu belirten bir levha asılmış. Ne var ki, bir süre sonra ev boyanırken bu levhanın üstü de boyanmış. Uzun bir süre böyle kaldıktan sonra yazarın oğlu Işık Öğütçü’nün Fatih Belediye Başkanı’na bir sohbet sırasında durumu açıklaması üzerine evin duvarına yeni ve eskisinden daha belirgin bir levha asılmış (bkz. Cibali Sokak Numara 20: ‘Bu evde Orhan Kemal yaşamıştır’ – PANORAMA KHAS).
İyi de bir bilgi vereyim, sokağın adı çoktandır “Yazar Orhan Kemal Sokak”. İki katlı binanın giriş kapısının yanında Orhan Kemal’le ilgili bilgi içeren bir levha, binanın köşesinde de sokak levhası bulunuyor.
Işık Öğütçü yıllardır bu binanın satın alınıp müzeye ya da kütüphaneye dönüştürülüp korunmasını talep ediyor. Yıkılıp yerine yeni bir bina yapılarak Orhan Kemal’in anısının yok olmaması için çabalıyor. Bu amaçla Orhan Kemal’i anma günlerinde evin önünde toplanılıyor, konuşmalar yapılıyor. Hiç kuşkunuz olmasın ki konuşmacılar arasında evim müze yapılması için girişimde bulunması gereken politikacılar, belediye başkanları, yöneticiler de var. Tahmin edebileceğiniz gibi konuşuyorlar, Orhan Kemal’i hasretle anıyorlar ama hatırasını korumak için herhangi bir girişimleri yok.
1 Ocak 2021’de Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattı açılıyor. Tramvay’ın son durağı Cibali’de. Durak Orhan Kemal’in evine çok yakın, 100 metre bile değil uzaklık. Arada Orhan Kemal’in eserlerinde sözünü ettiği tütün fabrikası var. Fabrika şimdi Kadir Has Üniversitesi’nin merkez binası. Orhan Kemal’in okurları, sevenleri, mahalleliler bu durağın adının “Cibali Orhan Kemal Durağı” olmasını talep ediyorlar. Taleplerini daha tramvay yolu inşaatı bitmeden dile getirmişler. Bir imza kampanyası açmışlar. Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) bu talebi destekliyor. Basında birçok haber yapılmış. Sosyal medyada da okurlar destek vermiş. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ne bir dilekçe de verilmiş. Ses yok! Cevap yok! Durak Cibali Tramvay Durağı olarak açılmış. Bu da bir cevap tabii.
Bu arada ilginç bir gelişme olmuş, geçen yıl, 2 Haziran 2021’de, Orhan Kemal’i anma etkinliği Cibali Tramvay Durağı’nda yapılmış. Törene durağa Orhan Kemal ismi verilmesini talep eden Işık Öğütçü ve TYS başkanı usta öykücü Adnan Özyalçıner ve talebi izleyip gerçekleşmesini sağlayabilecek kişilerden CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da katılmış. CHP Fatih İlçe Başkanı Soner Özimer de orada.
Cibali Durağı’nın adının Orhan Kemal-Cibali Durağı olarak değiştirilmesini talep eden grup adına konuşan Mehmet Geyik, “2019 yılından beri gerçekleştirdiğimiz anmaların üçüncüsü için bir araya geldik. Orhan Kemal, 16 yıl burada yaşadı. Ölümsüz eserlerinin bir bölümünü burada yazdı. Bu nedenle durağın adının Orhan Kemal-Cibali Durağı olarak değiştirilmesini istiyoruz” demiş. Anma etkinliğine katılan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da durağın adının Orhan Kemal’in ismiyle anılması önerisine ilişkin olumlu mesajlar vermiş (bkz. ‘Cibali Durağı, Orhan Kemal Durağıolsun’ (birgun.net).
13 Eylül 2021’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Orhan Kemal’in ailesinin kendi çabalarıyla kurduğu ve yaşattığı Cihangir’deki Orhan Kemal Müzesi’ni ziyaret etmiş. Kılıçdaroğlu’na, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da eşlik etmişler. Kılıçdaroğlu’nun sağında Işık Öğütçü, solunda Ekrem İmamoğlu var (bkz. Orhan Kemal, Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla anıldı (cumhuriyet.com.tr).
Peki bu kadar görüşme, talep, haber ve kampanyadan sonra ne olmuş dersiniz? Aradan bir yıl geçmiş. 2 Haziran 2022’de bu kez Orhan Kemal Sokak’ta Orhan Kemal’in evinin önünde yine bir anma toplantısı yapılmış. Toplanan grup aynı çağrıyı yinelemiş; Orhan Kemal’in evinin müze olarak korunması ve Cibali Durağı’nın adının Orhan Kemal-Cibali Durağı olarak değiştirilmesi talep edilmiş. İBB’ye verilen dilekçeye hâlâ cevap verilmediğini de o toplantıda TYS adına konuşan Kâmil Tekin Sürek açıklamış. Yani Garp cephesinde yeni bir şey yok!…
edebiyathaber.net (3 Ağustos 2022)