Türkiye’de son 15 senelik dış politika gündeminin en üst sırasında çok büyük oranda Ortadoğu yer aldı. Bu da aslında sadece coğrafi olarak değil, politik, askeri ve ekonomik olarak da Türkiye’nin bu bölgenin önemli bir parçası olduğunu ve olmaya devam edeceğini gösteriyor.




Bununla birlikte Türkiye’de Ortadoğu’nun pek de sağlıklı bir şekilde ele alındığını ve değerlendirildiğini söyleyebilmek mümkün değil. Zira bilhassa son yıllarda bölgede sonu gelmeyen savaşlar, çatışmalar, toplu göçler ve istikrarsızlıklar nedeniyle Ortadoğu’ya dair bütünlüklü ve objektif bir perspektif Türk kamuoyunda maalesef oluşturulabilmiş değil. Aksine büyük ölçüde negatif bir algının hâkim olduğunu gözlemlemek mümkün.
Bu noktada siyasi liderlerin kendi aralarındaki gel-gitli ilişkilerinin ötesinde, halklar arasında kültürel köprülerin tesis edilmesi ve toplumların birbirini daha iyi tanımasını sağlayacak projelerin geliştirilmesi büyük önem taşıyor.
Bu niyetle ve Türkçe literatüre bir katkı mahiyetinde, 2024 yılı başında Livera Yayınevi bünyesinde, Ortadoğu’daki farklı kültürleri temsil eden ve okuyucusuna zengin kültürel dünyaların kapısını aralamayı hedefleyen bir Ortadoğu Kitaplığı serisine başladık. Genel seri editörlüğünü üstlendiğim bu çeviri eserler serisinde şimdiye kadar toplam üç kitap yayımladık. Bu yazı vesilesiyle hem serinin genel özelliklerine değinmek hem de bu üç kitabı ana hatlarıyla okuyucunun dikkatine getirmek istiyorum.
***
Seride ilk olarak yayımladığımız kitap, Kuveytli kadın yazar Mai al-Nakib’in 2014’te Edinburgh Uluslararası Kitap Festivali’nde İlk Kitap Ödülü’nü de kazanan, Anıl Ceren Altunkanat’ın Türkçeye çevirdiği önemli bir öykü derlemesi: Nesnelerin Gizli Işığı. Kuveytlilerin modern dönemde toplumsal hafızasını şekillendiren en önemli travmalardan 1990’daki Irak İşgali ve ardından başlayan Körfez Savaşı’nın gölgesinde yeni bir toplumsal olgunun ortaya çıkışını tasvir ediyor al-Nakib. Savaş sonrası dağılan aileler, dönüşen toplumsal değerler ve Kuveyt toplumunun modernleşme karşısındaki sancıları…
Mai al-Nakib bu sancılı konuları işlerken, farklı bir tarz deniyor bu öykü derlemesinde. Bir fotoğraf, bir lamba, bir pul, bir şapka gibi birbirinden farklı nesneler üzerinden kurguluyor öykülerini. Her bir bölümde bir nesneden yola çıkarak bu toplumsal dönüşümün farklı veçhelerini işliyor. Örneğin Amerika’nın Kutusu bölümündeki “Amerika” bir kız çocuğunun adı, bu çocuğun ailesi ve arkadaşları etrafında, Körfez Savaşı’nın bıraktığı hasarlardan Kuveytli gençler arasındaki yeni trendlere kadar pek çok konuya ustalıkla değiniyor yazar.
Keza kitaba da adını veren Nesnelerin Gizli Işığı öyküsünde Lübnan ile Kuveyt arasındaki kültürel ve toplumsal geçişlerden, göç olgusundan, Lübnan’da 1970’lerdeki iç savaşın yarattığı ailevi ve toplumsal yıkımdan, Falanjistlerin 1982’de Sabra ve Şatilla’daki Filistinli mülteci katliamına kadar çok sayıda travmayı işlemeyi ve okura bir bütün halinde sunmayı başarıyor.
***
Seride yayımlanan ikinci kitap, bendenizin Farsçadan Türkçeye çevirdiği, edebiyat tarihçisi ve yazar Prof. Hamid Abdullahiyan’ın “Simurg’un Kanadında: Modern İran Edebiyatı” başlıklı çalışması. Ortadoğu Kitaplığı’nda edebi eserlerin dışında zaman zaman yer vermek istediğimiz inceleme ve biyografi, kültür kitaplarına da bir örneklik teşkil ediyor bu kitap.
Abdullahiyan’ın bu kitap özelinde yaptığı önemli bir iş, İran’ın son iki asrında kültürel hayatı şekillendiren edebiyatın geçirdiği değişim ve dönüşüm olgusunu yazarlar ve eserler temelinde işlemesi. Bunu yaparken her bir döneme hâkim olan politik ve toplumsal şartları ustalıkla tasvir eden yazar; iktidarın edebiyatla ilişkisinden, savaş ve işgal şartlarının kültürü biçimlendirmesine kadar edebiyat-politika-sosyoloji ilişkisini de güçlü bir şekilde okurun dikkatine sunuyor.
Örneğin Türk okuyucusunun da yakından tanıdığı Sâdık Hidâyet’i anlatırken, modern roman tekniklerinin Farsçaya girişinin altyapısını kapsamlı şekilde ele alıyor; Kör Baykuş özelinde toplumdaki umutsuzluk ve kriz olgusunu, Hacı Ağa özelinde ise II. Dünya Savaşı’nın İran halkı ve siyaseti üzerindeki tesirini fırsatçı bir tacir üzerinden işliyor. Keza Muşfik Kâzımî’nin 1920’lerin başında yayımlanan Tehran-ı Mehûf (Korkunç Tahran) romanının etrafında savaşın etkilerinin, toplumsal güvensizliklerin, büyüyen şehirlerin erozyona uğrattığı değerlerin altını çiziyor.
Abdullahiyan’ın bu edebiyat tarihi incelemesi, İran’ın son iki yüzyılına da ışık tutan bir politik-kültürel panorama aynı zamanda. Abdullahiyan, modern İran edebiyatındaki kuşaklar, yazarlar, eserler ve etkileşimler üzerinden adeta bir İran edebiyatını okuma kılavuzu çıkarıyor bu çalışmasında. Bu yönüyle Türkçe literatürde eksikliğini hissettiğimiz “neyi, nasıl, hangi sırayla ve hangi yazarlardan okumalıyız?” sorusuna da cevap veriyor Simurg’un Kanasında, üstelik bunu okuyucuyu sıkmayan akıcı bir dil, zengin örnekler ve anlatımla gerçekleştiriyor.
Bu yazı vesilesiyle, kitabın yazarı ve dostum Prof. Abdullahiyan’a okuyucuların huzurunda da bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Zira, Farsça baskıda olmayan bir bölümü, kişisel ricam üzerine sadece Türkçe baskı için kaleme aldı ki kitabın bu son bölümünde, 1979 Devrimi’nden sonra gelişen yeni edebi faaliyetleri ve Devrim dönemi yazarlarının önceki kuşaklarla etkileşimini detaylı bir şekilde mercek altına aldı. Keza kitabın sonunda yer verdiği örnek okuma metinleriyle, çalışmanın içinde işlediği yazar ve eserlerin ayırt edici özelliklerini somut bölümlerle daha açık şekilde önümüze sermiş oldu.
***
Bu seride yayımladığımız üçüncü kitap, Mısırlı-Amerikalı yazar Noor Naga’nın kaleme aldığı ve Arzu Taşçıoğlu tarafından Türkçeleştirilen Bir Mısırlı İngilizce Bilmiyorsa başlıklı roman. Modern Arap edebiyatının dikkat çekici örneklerinden biri olan bu kitap, yazarın farklı teknikler kullanarak zenginleştirdiği bir Mısır toplumu okuması mahiyetinde.
2010-11 Arap Baharı sürecinde Mısır toplumunda ortaya çıkan serbestleşme olgusu ve ardından darbeyle gelen içine kapanma sürecinin önemli ölçüde şekillendirdiği bir dönemi işleyen kitap, Batı’da yetişmiş bir kadının kendi toplumuna yabancılaşma sürecini anlatması yönüyle özellikle dikkat çekici. Kahire’ye geldiğinde tanıştığı bir adamla yaşadığı aşk ve bu ilişki etrafında karşılıklı kişisel geçmişlerin getirdiği baskılar, toplumun bireyler üzerindeki baskıları gibi daha girift süreçlerle iç içe geçiyor.
Arap Baharı sürecindeki bireysel ve toplumsal kırılmalar, hayal kırıklıkları, gerçekleşmeyen umutlar ve umutsuzluklar, woke kültürü, politik doğruculuğun sınırları… bütün bu düzlemde yaşanan bireyler arası sert çatışmalar, tehlikeli karşılaşmalar, sınıfsal çatışmalar, kimlik olgusunun coğrafi ve politik kökenleri… Mısır toplumundaki sosyolojik dönüşümü çarpıcı bir perspektifle ele alan ilgi çekici bir roman Bir Mısırlı İngilizce Bilmiyorsa.
***
Serideki dördüncü kitabımızsa, modern Cezayir edebiyatının önemli isimlerinden Ahmed Taibaoui (Tıbâvî) tarafından kaleme alınan ve Dr. Kamil Karasu’nun çevrisiyle yayımladığımız Bay Hiç Kimse’nin Kayboluşu oldu ve 2025 Mart ayı başında okuyucuyla buluştu. İç içe giren sosyo-ekonomik sorunlar, kişisel ve toplumsal ahlak olgusu, alt üst olan hayatlar ve içten çe çürümüşlüğün çok katmanlı bir şekilde okuyucuya sunulduğu bu roman, Ortadoğu Kitaplığı serisinin de dikkat çeken eleştirel toplum okumaları yönünü kuvvetlendiren bir profil sunuyor.
Cezayir’in sömürgeci geçmişi, 1990’larda İslamcı muhalefetin bastırılıp tasfiye edilmesi ve sonrasında yaşanan iç savaş, cezaevleri ve bölünmüş aileler, politik ve ekonomik yarılmaların kişisel ve toplumsal düzeyde yarattığı krizler, devlet-toplum ilişkilerindeki çarpıklıklar gibi çok sayıda ilgi çekici ayrıntısıyla okuyucuya modern Cezayir toplumunun çelişkilerini de yansıtıyor Taibaoui. 2023 yılında Arap edebiyatının oldukça prestijli “Necib Mahfuz Ödülü”nü de kazanan bu romanda Taibaoui aslında basit ama sarsıcı bir soru soruyor okurlara: “Peki var olmak aslında ne anlama geliyor ki?”
*** Livera Yayınevi bünyesinde hazırladığımız bu Ortadoğu Kitaplığı serisinde, önümüzdeki aylarda da Ortadoğu’daki yakıcı değişim ve dönüşüm oluşunu işleyen, farklı toplumların kültürel özelliklerini yansıtan nitelikli eserleri okuyucuyla buluşturmaya devam edeceğiz.
[1] Editör ve Çevirmen. Ortadoğu Araştırmacısı
edebiyathaber.net (28 Mart 2025)