Türk edebiyatı araştırmacılarından Seda Uyanık’ın Osmanlı dönemindeki bilim kurgu ve fantastik edebiyatı yazdığı, Osmanlı Bilim Kurgusu: Fennî Edebiyat kitabını Sabah gazetesinden Fisun Yalçınkaya inceledi. Yalçınkaya’nın tespitleri şöyle:
Bilim kurgu geleneği tüm dünyada yüzlerce yıl öncesine dayanıyor. Ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilim kurgu türünde roman örneklerinin artması 19. yüzyılı buluyor. Mary Shelley’nin Frankenstein‘ı yazması, Jules Verne, H.G. Wells gibi yazarların ortaya çıkışı, bu heyecan verici edebiyat türüne ilgiyi artıyor. Türkiye’de de yaygın kanı, bilim kurgu edebiyatın yalnızca Batı’da geliştiği yönünde. Ancak işin aslı böyle değil. Osmanlı’da da aynı dönem pek çok edebiyatçı bilim kurguya, daha doğrusu ‘fenni edebiyat’a büyük bir merak salıyor. İşte Türk edebiyatı üzerine araştırmalarıyla tanınan Seda Uyanık da Osmanlı Bilim Kurgusu: Fenni Edebiyat adlı kitabında sıkça göz ardı edilmiş bu konuya odaklanıyor.
İki doktorun aşk ve bilim dolu maceraları
Yazar kitabın önsözünde “Türkçe edebiyatta bilim kurgu denilince söz edilebilecek kaynak sayısı oldukça sınırlıdır. Özellikle 19. yüzyılın sonu ve erken 20. yüzyıl dönemi söz konusu olduğunda Osmanlı ve bilim kurgu kelimelerini yan yana getirmek bile ilk bakışta büyük ölçüde yadırgatıcı olacaktır. Ancak dönemin metinleri ve edebiyat kavramları incelendiğinde bu görüşü tersine çevirebilecek durumlarla karşılaşılabilir,” diyerek bu durumu özetliyor. Kitapta da 19. yüzyıl sonu ve erken 20. yüzyılda Osmanlı edebiyatında ortaya çıkan ve ‘fennî edebiyat’ olarak bilinen türün izlerini sürüyor. Kitapta Hasan Rûşenî Barkın, Refik Halid, Abdülhak Hâmid, Yahya Kemal, Behlül Dânâ, Ahmet Mithat, Molla Davudzade Mustafa Nâzım, Celal Nuri gibi isimlerin kaleme aldıkları metinler karşılaştırmalı olarak incelenmiş. Dönem edebiyatı üzerinde Batı Edebiyatı’ndan yapılan çevirilerin, Jules Verne’in eserlerinin etkisi büyük. Özellikle 1875-1900 arasında Jules Verne’in çok sayıda eseri çevriliyor. Aynı zamanda ABD’deki bilimsel ve teknolojik gelişmeler de edebiyatı şekillendiriyor. Ünlü yazar Refik Halid Karay’ın Hülya Bu Ya romanında ABD’li iki doktor arkadaşın yaşadıkları maceralar konu ediliyor örneğin. Romanda, aynı apartmanda oturan iki komşu doktor, bilimsel deneyler yaparak günlerini geçiriyorlar. Biri yaşlı biri genç doktorların arasına ise güzel bir kadın giriyor. Yaşlı doktorun genç ve güzel eşi July ile genç doktor arasında yaşanan aşk ekseninde doktorların bilimsel araştırmaları da anlatılıyor. O dönem en çok ilgi uyandıran konulardan biri de robotlar. Ancak robot kelimesi uzun yıllar kullanılmıyor. Her ne kadar 1889’da, II. Abdülhamid’in Japonya’ya hediye robot gönderdiği bilinse de bu robota robot denmemiş, Alamet ismi verilmiş. Bu dönem robota verilen isim ‘sun’i adam’. Robot kelimesi ise ilk defa 1921’de kullanılıyor. Behlül Dana takma adıyla yazan İskender Fahrettin Sertelli, Makineli Kafa adlı anlatısında ‘suni adamlara’ örnekler veriyor.
Tayyare ile Taksim-Yakacık beş dakika
Osmanlı’da bilim kurgu edebiyat, gelecek tahayyülleri etrafında şekilleniyor. Yazarlar, Batı’da gördükleri teknolojiyi biraz hayranlık biraz da nükteli bir dille aktarmış. Modern şehir tasvirleri de önemli bir yer tutuyor. O dönem bugün alıştığımız pek çok teknoloji, henüz çok yeni. Örneğin uçaklar, yani tayyareler… Yahya Kemal, ‘uçakları’ ve şehre etkisini şöyle anlatıyor: “Mesela, şimdi tayyare, bir nakil vasıtası olarak öyle terakki etti ki, yakın mesafelere beş dakikada gidiyor. Tayyare tabii ki daha da terakki edecek, istediği yerden kalkıp istediği yere kolayca inecektir. Demek ki yeryüzünde artık New York şehrine ve onun birkaç yüz katlı binalarına lüzum kalmamıştır. Tayyare ile Taksim Meydanı’ndan Yakacık’a beş dakikada uçmak mümkün olunca, artık Ayaspaşa’daki apartmanda kim oturur?” Yahya Kemal’in bu düşünce üzerine kurduğu ve 2187’de geçen hikayesi Çamlar Altında Muhasebe de türün en güzel örneklerinden sayılabilir. Ona göre bugünkü dünyada uçaklar şehrin tarihi dokusunu korumak için fırsat. Osmanlı Bilim Kurgusu: Fenni Edebiyat tüm bu örneklerle hem bilim kurgu hem de Türk edebiyatı meraklıları için bilgilendirici ve de eğlenceli bir çalışma niteliğinde.
31 Mayıs 2013