Farklılıklar, ayrımcılık, ırkçılık, “öteki” olmak, kardeş ilişkileri ve en önemlisi sevgi üzerine çok yönlü düşünmemizi sağlayacak bir kitap “Şanslı Aile”. Çocuğunuzun yepyeni ve çok özel, değerli bir bakış açısı kazanmasına katkıda bulunucak.
Kirsten Boie’nin kitabı “Şanslı Aile”yi bir çırpıda okudum. Ancak iş hakında yazmaya gelince durakladım. Neresinden başlamalıydım? Yıldıray’la oturup kitap üzerine konuşurken, Yıldıray, benim de çocukluğumda çok duyduğum bir sözü anımsattı. Eskiden çocukları “terbiye etmek” için “Uslu durmazsan seni çingenelere veririm!” demezler miydi? Neyse ki bu saçma tehditle hiç korkutulmadım; ama sağdan soldan çok duyardım. Bunun türevleri vardı: Eskiciye veririm, çöpçüye veririm, dilenciye veririm, yoldan geçen adama/kadına veririm vs.
Bu ne hasta bir zihniyettir! Bir çocuğun güvenini sarsmak ve içine korkular ekmek için daha ne yapmak gerekir ki? “Şanslı Aile”deyse bunun tersi bir açıdan olaya bakıyoruz. Kitapta “verilmiş” bir çocuğun yaşamından bir kesit sunuluyor.
Paule, bir Alman çift tarafından evlat edinilmiş Afrika kökenli bir çocuktur. Yedi yıllık hayatını aslında gayet güzel, sevilerek, desteklenerek geçirmiştir. Anne babası onu sevmektedir; arkadaşları vardır; en önemlisi de mutludur (tek eksiği bir de köpeğinin olmasıdır). Paule yaşamının güzel gidişatına rağmen, zaman zaman kimi zorluklarla, üzerine düşünmesi gereken meselelerle karşılaşır. Okulunda ve yaşadığı çevrede başka siyahi yoktur. Bu durum özellikle başka çocuklar tarafından Paule’nin yüzüne vurulur. Paule de yeri geldikçe kendini, durumunu, ailesini sorgulamaya başlar.
Örneğin annesi onu karnında büyütmediği için, acaba bir gün Paule’yi geri gönderecek midir? Annesine yalan söylediği bir seferinde Paule bu meseleyi kafasına o kadar takar ki, evden kaçmayı bile düşünür. Sonra, onu “aldıklarına” göre, annesi üvey anne mi olmaktadır? Ama masallarda üvey anneler hep kötü yürekli değil midir? Peki geçek annesi onu niye vermiştir? Sevmediği için mi yoksa?
Bütün bu soruların küçük bir çocuğun zihninde dönüp dolaştığına inanabiliyor musunuz? Paule düşünüyor. Paule “öteki” kavramıyla pek çok defa yüzleşiyor ve her defasında bir basamak daha çıkıyor. “Şanslı Aile”de çok derin meseleler, hatta belki çoğu yetişkinin bile üstesinde gelemediği konular ele alınıyor. Üstelik bu konular yalın, çocukça bir bakış açısıyla sorgulanıp sindiriliyor. Okur olarak sizin de bunları sindirmeniz gerekiyor. Bu noktada kitaptaki anne-baba karakterlerinin yaklaşım biçimleri çok etkiledi beni. Yaklaşımlarında soğukkanlılık, sağduyu ve kararlılık hepimiz için ders verici nitelikte. (Sadece siyahi olmak/beyaz olmak meselesindeki yaklaşımlarını kastetmiyorum. Genel olarak ebeveynliği yaşama biçimleri hoşuma gitti.) Kitapta tüm bunların yanı sıra, yedi yaşında küçük bir çocuk başka ne tür konularla uğraşırsa, onlar var. Karşı cins, ilk aşk, kardeş kıskançlığı vs.
Farklılıklar, ayrımcılık, ırkçılık, “öteki” olmak, kardeş ilişkileri ve en önemlisi sevgi üzerine çok yönlü düşünmemizi sağlayacak bir kitap “Şanslı Aile”. Çevrenizde Paule’ninkine benzer bir durum yaşayan çocuklar olabilir de, olmayabilir de. Fark etmez. Bu kitap çocuğunuzun yepyeni ve çok özel, değerli bir bakış açısı kazanmasına katkıda bulunucak. Benden söylemesi.
Yazan: Banu – birdolapkitap.com (14 Mart 2012)