Öykü: Ananı | Yunus Çinçin

Ağustos 8, 2024

Öykü: Ananı | Yunus Çinçin

  Telaşla girdi kahveye Sadi. Yanıma oturur oturmaz  kötü haberi verdi. “Faruk bıçaklanmış. Apti aradı. Hastanedelermiş. Ne olduğunu anlatıyordu ses kesildi birden. Tam öğrenemedim olanları.”


“Bıçaklanmış mı? Yapma ya!  Faruk’un ne gibi bir dalgası olur ki bıçaklanacak? Kavga etti desen, dünyanın en sakin adamı. Karıncayı bile incitmez. Borcu falan var mıydı bu adamın?”

 “Borcu olsa insan içine çıkmaz ödeyene kadar. Kredi kartı bile almadı hayatında, borçlanırım da ödeyemem diye. Öyle pimpiriklidir Faruk.”

 “O zaman kim neden bıçaklasın ki oğlum bu adamı ? Durduk yere kim kimi bıçaklar? Lan, bu adamın karı kız ayakları olmasın? Çapkınlar hep böylelerinden çıkmaz mı zaten? Sessiz sessiz, ha? “

Durumu öğrenmek için telefonla Apti’yi yokluyorduk. Birkaç aramadan sonra açtı telefonu. Sesi mikrofona verdi Sadi. Apti telaşlı telaşlı konuşuyordu.

“Sadi, Faruk çok kan kaybetti hastaneye getirene kadar. Kan lazım. Çabuk devlet hastanesine gelin. Kan verebilecek olanlara da haber verin. AB Rh Pozitifmiş kan grubu Faruk’un. Ameliyata aldılar hemen. Ameliyathanenin girişinde bekliyorum. Nergis’ e haber verdim. O da yola çıkmıştır.”

Çay ocağının başında telefon konuşmamızı dinleyen Kâzım’a, “Millete  haber ver. Kan verebilecekler devlet hastanesine gelsinler.” deyip apar topar çıktık kahveden. Bir yandan Faruk’un bu mevzuya nereden bulaşmış olabileceğini düşünürken bir yandan da yolu takip etmeye çalışıyordum. Durumu kafam bir türlü almıyordu.

Hastaneye vardığımızda arabayı boş bulduğum bir yere apar topar park ettim. Kan alma odasını bulup Faruk için birer ünite kan verdik. Ameliyathanenin önüne gittiğimizde, koltuklardan birinde sessizce ağlayan Nergis’i teselli etmeye çalışıyordu Apti.

“Geçmiş olsun Nergis. Nasıl durumu Faruk’un?”

“Nasıl olsun Naim? Karnından bıçaklamış Faruk’u geberesice. Çok kan kaybetmiş. Ameliyata aldılar.” derken  hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Nergis’ i teselli edip sakinleştirdikten sonra Apti’yi kenara çekip durumu öğrenmeye çalıştım.

“Olay nasıl oldu Apti?”

“Faruk’la , bana araba pazarından ikinci el bir şeyler bakmaya gittik.Şöyle bir gezdik pazarı. İstediğim gibi bir şey bulamayınca Faruk’u daha fazla yormayayım dedim. Bindik Faruk’un arabasına. Pazardaki arabaları  konuşarak mahalleye geliyorduk ki arkadan bir araba selektör yapmaya başladı.”

 “Bu mu mevzu yani? Yol meselesi yüzünden adam mı bıçaklanır oğlum?”

 “Trafik yoğun olduğu için Faruk bir türlü yol veremedi arkamızdaki arabaya. Arabadaki, korna çalıp selektör yapıp daha da yanaştı dibimize. Sağ taraf boşalınca, Faruk arabaya yol verip sağdan devam etti. Araba, bizi geçtikten sonra, ileride, emniyet şeridinde durdu. İçinden inen iki kişi, el kol hareketleri yaparak kenara çekmemizi işaret etti. Faruk’a, ‘Devam et! Bunlar bela arıyorlar.’ desem de dinletemedim. ‘Ne olacak ki ? Konuşur hallederiz’ dedi.”

  “Çok güzel halletmişsiniz. Aferin size!”

  “Oğlum, nereden bilebilirdim böyle olacağını? İnsan gibi konuşur, yolumuza gideriz diye düşündüm.”

   ” İnsan gibi, öyle mi? Herif neden bıçakladı peki Faruk’u?”

   “Arabadan inip adamlara yöneldik. Faruk  durumu anlatmaya çalışırken, arabayı kullanan herif, “Neden yol vermiyorsun lan? Görmüyor musun acelemiz olduğunu?” deyip Faruk’u itip kakmaya başladı. Aralarına girip adamı sakinleştirmeye çalıştım. Adam, Faruk’u yeniden  itince, Faruk bir şey dedi adama. O arbedede tam anlayamadım ne dediğini. Adam birden deliye döndü. Beni kenara iterek, Faruk’un üzerine yürüdü. Arka cebinden çıkardığı bıçağı Faruk’un karnına sokup çıkardı. Engellemeye çalışırken, şerefsiz beni de baldırımdan bıçakladı.”

Telaştan fark edememiştim. Apti’ nin pantolonu kanlar içindeydi.

 “Faruk, kanlar içinde yere yığılınca, herif arkadaşıyla arabaya binip kaçtı. Hemen yüz on ikiyi aradım. Ambulans gelinceye kadar tişörtümü  Faruk’un karnına bastırdım. Benim yaram çok derin değil. Pansuman yaptılar. Ama Faruk  kötü yaralandı.”


 Apti bana Faruk’un başından geçenleri anlatırken ameliyathaneden çıkan doktor yanımıza geldi.

 “Hastamızın durumu iyi. Çok kan kaybetmiş ama operasyon başarılı geçti. Neyse ki bıçak yarası derin değilmiş, organları fazla zedelememiş. Yarayı dikerken hastamız birden uyanıp “anne, ana” gibi bir şeyler söyledi ve tekrar kendinden geçti. Tam anlayamadım. Belki olayla ilgilidir.

  “Ananı!” dedi Apti birden.

Doktor, ” Ne diyorsunuz siz beyefendi?” dedi öfkeyle.

“Ananı!  demiştir. Faruk’un tiki var.” dedi Apti telaşla.Yeni bir yanlış anlaşılmaya mahal vermeden, doktoru sakinleştirip meseleyi anlatmaya başladı.

edebiyathaber.net (8 Ağustos 2024)

Yorum yapın