İki kadın,
Gün ışığıyla birlikte,
Her gün.
Gelip oturuyor,
Kumların üzerine…
Genç olanın;
Kırmızı zemine,
Beyaz çiçekli eteği.
Yüzü denize dönük.
Neymiş!
Sevdiğinin,
Tahta bacaklı şeytanın gemisiyle,
Açıklardan,
Gelişini görecekmiş!
Saçlarında sarı kurdele,
Her gün.
Yüzyıldan fazladır neredeyse.
Her gün.
Taze,
Yeni açmış beyaz bir çiçeği,
İliştiriyor narince,
Kulağının gerisine.
İllaki.
Sevgilisi döndüğünde…
O’na,
Güzel görünecekmiş…
Yaşlı olan;
Solmuş.
Rengi gitmiş,
Pembe elbisesi gibi.
Beklenenin dönmeyeceğini,
Uzun zamandır biliyor.
Yine de!
Her gün.
Sırf,
Yalnız kalmasın diye,
Genç gelinine eşlik ediyor.
Sırtını dönüyor,
Bakmıyor bile.
Bir asırdan fazladır küs,
Arkasında uzanan
Engin denize,
Gelin kız;
Dönecek bir gün diyor.
Her gün.
Yüz yıldan fazladır.
Sevgilim, prensim benim.
Dönecek bir gün,
Balina avcısı,
Yakışıklı,
Queequeg’im.
İşte böyle!
İki kadın,
Neredeyse bir çağdan fazladır,
Kumsalda,
Sabırla,
Aynı adamı
Bekliyor.
İki kadın.
Her gün.
Gün kavuşunca,
Kalkıp,
Görünmezliğe gidiyor.
edebiyathaber.net (2 Ekim 2022)