
Amma güzelmiş len bu Ayşe aba.
Elif’ten bile, ellaam.
Abim, buraya gelirken enseme bi şaplak attıydı.
“Bızdık,”dediydi, gıcık gıcık,
“bugün Ayşe abla, sakın unutma.”
Sonra güldüydü ağzı kulaklarınaca.
“Ammaa, yenge diyecen olum,
hayırlısıynan,
bu günden sonra.”
Ayşe aba, getirdiğimiz çikilatalardan bize de tutacak mı acaba?
***
Bi oda açıp,
bi seccade sermediler,
ayağımın altına.
Ben dedim ammaa!
Olmaz bu iş!
Bize uygun bir insanlar değildir bunlar.
Kız da pek boyanmış ya!
Yok yok!
Uymazlar bunlar bizim itikadımıza.
Şuraya baksana,
tasvir dolu
duvarlar.
Nelerine gerekse,
boy boy resimleri çerçeveleyip,
bütün ortalığa
doldurmuşlar.
Allaam affet,
secdeye varamıyom,
inayetine sığındığım şuncacık boşlukta.
Ancak kıyamda eda edebilecem namazımı,
sığınarak affına.
Bu sıkış tepiş,
netameli durumda.
Hediye gelen çikilatadan,
hiç değilse birer adet,
ikram etmez mi,
görgülü bir ev sahıbı,
evine gelmiş
konuklarına.
Hey yarabbim!
Tövbeler olsun sana!
Şeytanın işine bak!
Rükû’da bile neler düşürüyor
şu garip kulunun
aklına.
***
Pek bi mesafalı,
suratsız duruyo gızın anası.
Biz gibi görgü, bilgi sahıbı değil anladığım,
müstakbel gelinimizin sülâlası.
Gızım sen de suratını bunca boyuyacana,
Bi bez gezdireydin ya şunun üstüne.
Bi garış toz içinde,
önümüzdeki goca salon sahbası.
Hem, misafirin gettiği çikilatadan,
ikram edilir gızanam.
Belli ki buncacık şeyden bile yok bunnarın habarısı.
Neyse adam! Oğlan sevmiş ne diyek!
Ben eğitir,
her bi şeyi belletirim,
az bi zamanda,
adam ederim
beceriksiz, biçare gızı.
***
Dedim ama ben anama!
Götürmeyelim bu deli kardaşını.
Yine ne yaptı ne etti,
ezan vaktını denk getti.
Bu kere bari kazaya bıraksa!
Ölün mü?
Ah be dayı!
Yoo!
Gösterecek illâ,
müslümanlığını.
Daracıcık yerde,
secdeye vardığında,
götü, göbeği
sıkıştı kaldı.
Töbe, töbee!
Epey bi debelendi,
tekrar ayağa kalkanaca,
koltukla büfenin arasında.
Gülsem mi, ağlasam mı?
Anası babası şaşırdı kızın.
Ayşe’m gülecek, gülemedi.
O tatlı ağzını tuta tuta,
Fırladı yerinden,
kaçtı gitti mutfağa.
Bi de güzel ki sorma!
Boyanmak nasıl da yakışmış
haspama.
Ayşe’mmm.
Bir an önce,
alabilsem koynuma seni.
Ah be dayı!
Şimdi de dikildi kaldı koltuğun arkasında,
şanımızı, şerefimizi
iki paralık etti.
Ulan bunlar,
hiç veresi değiller gibi ya kızı!
Haydi hayırlısı!
Pek de bi sert görünüyor
babası.
Bizim oğlana taktırdılar ya şimdiden,
yular niyetine,
eşşek kadar kravatı.
Hey Allahım!
Bu manyak da bitiremedi bi türlü,
altı üstü,
iki üç rekât namazı!
Elimiz boş dönmesek,
alabilsek bari kızı.
O kadar da para saydık,
bu yoklukta.
Noksan olsa olmuyormuş,
iki sap çiçekle,
koca bir kutu çikilata.
***
Amma güzel len bu Ayşe aba!
Ben de büyüyünce seninle evlenmezsem adam değilim gız.
Elif de, abim de,
hiç gusura bakmasınlar valla.
edebiyathaber.net (30 Ocak 2025)