Biraz sonra duş alacağım ve geçip kanepeye uzanacağım. Kavakların kesildiğini düşünmeyeceğim. Olmamış gibi davranacağım. Guguklu yazları, kengerleri, siyah yılanları, hışır hışır yapraklı kavakları, gölgeliği, soğuk suyu pırıl pırıl çeşmeyi, saksağanları… Yok, düşünmeyeceğim. Televizyon da izlemeyeceğim, müzik de dinlemeyeceğim, uzanıp duracağım ve bunu başaracağım, nasıl olacak bilmiyorum ama başaracağım, inanıyorum. Belki kediyi düşünürüm çok zorlanırsam, bizim, köyden şehre dönmemize bir kaç gün kala kaybolup köye dönmemizle yeniden ortaya çıkan kediyi düşünürüm. Bu kedi kışları nereye gider, ne yer ne içer, neden bu evi, sahibinin ölümünün üzerinden o kadar yıl geçmesine rağmen hâlâ unutmaz… Yok, bu da olmayacak, kedi gölgeliğe gider, çeşmeden su içer, yılandan kaçar kavaklara tırmanır, saksağanı kovalar kavaklara tırmanır, rüzgârların savurduğu kenger çıtırtısına kulak kabartır, teyzemi arar arar bulamaz yorulup gölgeliğe döner, yürür yürür gölgeliği bulamaz, yılandan kaçamaz, saksağan kovalayamaz, su içer mi? Olmayacak bu da olmayacak.
Yaz bitmişti. Annemi aradım, kediyi sordum. Bu yaz hiç uğramadı, dedi.
Kavaklar kesildi diye mi, dedim.
Kavaklar kesildi diye, dedi.
Karşılıklı sustuk.
Ama gelir, dedi.
Nasıl, dedim.
Kavaklar yeniden filizlendi bu bahar, dedi.
Geçip kanepeye uzandım. Uyumuş kalmışım. Uyandığımda bir kedi miyavlaması duydum. Ses balkondan geliyordu.
Gidip perdeyi araladım, lodos esiyor, yağmur yağıyordu. Bir battaniye alıp balkona geldim. Yere serip kediye battaniyeyi işaret ettim, geçip kıvrıldı, minnettar bakışlar fırlattı bakışlarıma. İçeri geçip kapıyı kapadım. Annemi aradım, kedi burada, dedim. Uyu, dedi. Geçecek, kavaklar yine büyüyecek, iyileşeceksin, uyu…
Okan Eroğlu kimdir?
1985 yılında Dersim’de doğdum. 1996 yılında İstanbul’a ailecek göç ettik. Lise mezunuyum. Bir fabrikada çalışıyorum. Korku Oteli adlı (ismiyle pek alakalı olmayan içerikli) öykü dosyam 2017 yılında, Ozan yayınları tarafından kitaplaştırılıp yayınlandı. İstanbul’da yaşamaktayım.
edebiyathaber.net (10 Mayıs 2018)