pencerede çivili gözlerim en çok. kim uzatsa elini elimi uzatıyorum. bileğinden tutuyorum yürümek için. nereye gittiğimin bir ö ö önemi yok. çişim geldi, çişim! çocukken de böyleydim. ne bir zaman var bildiğim ne tanıdığım bi bi bir mekân! ‘iyi günlerin bunlar’ diyor bana! paramı o çaldı, hırsız! iki satır yazamaz, okuyamaz da oldum! adınız neydi sizin? oyuncaklarımı kim (ç)aldı? uykum çok geldi. bir ‘orta evre’ lâfıdır ge ge geçiyor hi hiç a a anla ma ma dığım! annem nereye gitti? ke ke le mez di di dim.. ke ke li yo yo rum! saat ka ka kaç? saatim nerde?! kim bana ‘bunak’ dedi? az yiyor, çok veriyorum sanki! beni düşürdü, ölmemi istiyor! âh bir de altıma ka ka ka çırır oldum! ‘orta evre’ ne demek, hiç a a anlamıyorum! böyle gidersem kuzey, yok yok güney… dövüyor beni! elinizi tutabilir mi mi yim diye de sormuyorum. âh çok huysuzmuşum, çoook; yalan! bugün günlerden ne? uykum çok geldi. neyi nereye koyduğumu da u u unutuyor mu mu şum! adınız ne sizin? kim bana ‘bunak’ dedi? çişim geldi, çişim! çocukken de böyleydim. annem nereye gitti? oyuncaklarımı kim aldı? beni düşürdü, ölmemi istiyor! kim uzatsa elini elimi uzatıyorum. iyi günlerin bunlar’ diyor bana! paramı o (ç)aldı, hırsız! hiçbir yüz tanıdık değil. dövüyor beni! saat kaç? bileğinden tutuyorum yürümek için. nereye gittiğimin bir ö ö önemi yok. çişim geldi, çişim! kötü biri değil aslında…
bir bakıcı şarttı tanı konulduktan sonra. uzun süredir tekliyordu aklı; şimdi de dili! hem yaşlı hem de… istemesem de çalışmak zorundayım. işe gidiyorum dediğimde “gitme” diye yalvarıyor; “dövüyor beni; öldürecek sonunda!” âh o güzelim anılar nerde… neyse, hayat işte; çalışmak, para kazanmak, evi geçindirmek vesâire. hem kimin ne olacağı belli değil ki yarın. cin gibiydi, n’oldu işte bir bak! tüm şikâyetlere rağmen, memnûnum bakıcıdan. bakımevine bırakmayı ben istedim, o istemedi: “öldür beni daha iyi; sensiz yapamam!” insanın dayanması ne zor, vicdan fenâ şey! ‘orta evre’ böyleyse, üçüncüsü… bâzen çocukluğunu anlatıyor bâzen komiklikler yapıyor; gülüyor, güldürüyor, kahkahalar atıyor ama bâzen! altını da tutamaz oldu artık. artık odaların, mutfağın, tuvaletin de yerini karıştırıyor. bir gün balkona çıkmış, aklı çıkmış bakıcının. değiştirsem mi ne, diyorum bâzen; aklım karışıyor! kötü biri değil aslında…
ağza alınmayacak küfürleri var! arkamı dönmeyeyim, hemen kayboluyor! saldırgan mı saldırgan; bir gün boğup öldürür diye korkmuyor değilim beni. kolay gidip zor geliyor aklı. çocukluğunu anlatıyor bâzen ve sonra hemen unutuyor. para için yapıyorum bu işi elbet ama “paramı o çaldı, hırsız!” demesi, pek ağrıma gidiyor. yalan değil, öfkelendim mi çok, ‘bunak’ diyorum! bir kez halı kaydı, kapaklandı, kaldırdım; hiçbir şeyi yok fakat diz boyu hakaretler, ağır iftirâlar, acımasız yalanlar: yok düşürmüşüm, yok dövüyormuşum, yok öldürecekmişim; neler neler! ‘iyi günlerin bunlar’ da diyorum kırk yılda bir! çekilir şey değil hiç; ne yaparsınız! bâzen tatlı mı tatlı oluyor; gülüyor, güldürüyor durduk yerde ya da şirinlikler yapıyor. sonraaaa cehennem! arayınca eli elimi, gözlerim boşalıyor. kötü biri değil aslında…
edebiyathaber.net (11 Temmuz 2021)