Öykü: Merizat | Selma Özhan

Ocak 7, 2025

Öykü: Merizat | Selma Özhan

Merizat, küçücük bir kadın. Ayağını toprak döşemeye bastı, işte o an tüm harfler titredi. Her şeyden uzak mıydı? Hayır. Yalnızca gözünün hemen yanındaki küçük boşluk, yüzünü kaşındıran çuval parçasının ta kendisiydi. Kefenlenmiş gibi hissetmesine karşın pis kokuyu, kıvrımlı kırışıklıkları hala duyumsuyordu.

“Biraz zaman istiyorum, ne olur!” diye fısıldadı. Yavaşça başını oynattı. Bunu yaparken gücünün bin kat üstünde çaba sarf etti. Ne büyük çabaydı bu! Sadece başını oynattığını sanıyordu. Yalnızca, birazcık soluk!..

Yerde, küçük minderin üstünde, bir eliyle yanağını, diğeriyle boğazını saklıyordu. Dünyadan uzak, kimse fark etmiyordu. Küçük ellerini, aynı kanda can bulan pençelerden kurtarmaya uğraşıyordu. İki güzel küçük el, pis çuvalın içinde çırpınıyordu. Biçimli, çatlamış solgun dudaklarını hafif, narin bir gülümseme yalayıp geçti.

Ağzının kenarındaki köpüklü tükürük, suda kabarcıklar oluşturuyor, yosunlar titriyor, küçük balıklar alttan kayıp gidiyordu. Ayağın biri; bir aşağı, bir yukarı… Suyun tüm yüzeyini dalgalandırıyor, ışık, sisli vadiden akan dereyi delip geçiyor, kestane rengi yüzünü balçıkla kaplıyordu.

Uzaktan bir kaval sesi duyuldu. Ne garip! Bu ezgiyi yaratan sesi tanıyordu. Oradaydı, tam oradaydı! Merizat, yürekleniyordu ama bu duygu kısa sürdü. Gözleri karardı, kulakları duymaz oldu, üşüdü hatta dondu. Hafif bedeni kıyıda, küçücük bir alan kaplıyordu. Kenetlenmiş parmaklarını üstündeki ağırlıktan kurtarıp açmaya çalışırken, kımıldadıkça taşlar sırtını deliyordu. Su soğuktu, bedeni kıyıda, taşların arasında sıkışmış, titriyordu.

Rüzgâr çıktı, fırtına tepenin öbür yakasında patladı. Yağmur yağıyor, muzip rüzgâr çevredeki ıslak kumları dereye doğru savuruyordu.

Acı toprak, atların ardından bıraktıkları fışkı gibi kokuyordu. Küçük kız, pürüzsüz alacakaranlığı çınlatıyordu. Tanrı’ya meydan okuyor, anlamak istiyordu. İçini saran bu korkunun kaynağı neydi, kimdi?

Küçük kız öyle zarifti ki; bu garip kıyıya vurmuş deniz kızı gibiydi. Unutulmuş dere kıyısı, geceleri ay manzaralıydı. Yalnızca!..

Merizat, sekiz yaşındaydı.

edebiyathaber.net (7 Ocak 2025)

Yorum yapın