“Bu dekalogun uygulaması, sizin de tahmin edebileceğiniz gibi, iyi bir öykü yazılacağını garanti etmez. En iyisi, benim de sürekli yaptığım gibi, bu maddeleri düzenli olarak ihlal etmektir. Ya da daha da iyisi, yeni bir dekalog yazmak olacaktır.”
- Öykü bir olay anlatmalıdır. Olaysız bir öykü yoktur. Öyküler, okur da aktarılan olayı kendince öyküleyebilsin diye yaratılırlar.
- Öyküdeki olay gerçek ya da kurgu olabilir. Eğer gerçekse kurgu gibi görünmelidir, eğer kurguysa gerçek gibi.
- Öykü tercihen kısa olmalıdır, bir oturuşta okunabilmelidir.
- Öyküde anlatılan olay eğlendirmeli, heyecanlandırmalı, meraklandırmalı ya da şaşırtmalıdır: Eğer bunların hepsini birden yapabiliyorsa ne âlâ. Eğer bunlardan hiçbirini yapamıyorsa pek de öykü sayılmaz.
- Öykünün üslubu doğrudan, açık olmalıdır; yani abartısız, dolambaçsız. Bırakalım o işlerle şiir ya da roman ilgilensin.
- Öykü yalnızca göstermelidir, öğretmeye kalkışmamalıdır. Yoksa kıssaya dönüşür.
- Öykü bütün teknikleri kabul eder; diyalog, monolog, basit ve düz anlatım, yazışmalar, ilgisiz metinlerin kolajı vs., ancak bu teknikler olayı dağıtmamalı ve okur öyküleneni sözel bir ifadeyle özetleyebilmelidir.
- Öyküye başlamak için karakterin ya da karakterlerin kaderlerini belirleyecek bir karar almak zorunda kaldıkları bir ikilemle karşı karşıya oldukları bir an ya da durum seçilmelidir.
- Öyküde ölü zamanlara yer yoktur, gereksiz hiçbir şey yer almamalıdır. Her bir sözcük mutlaka bir zorunluluktan doğmalıdır.
- Öykü, kaçınılamayan tek bir sonuca doğru akmalıdır; bu son ne kadar beklenmedik ya da sıradışı olursa olsun. Eğer okur öykünün aktığı çözümü beğenmiyorsa öykü iyi kotarılamamış demektir.
Dekalog’un İspanyolca orijinalini okumak için tıklayınız>>>
Çeviri: newalaqasaba (22 Ocak 2013)