1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Çocuklar için yazmak bilinçli bir karar değildi. Yazı yazmayı, yeni fikirleri işleyerek büyütmeyi, hayal gücümün peşinden koşmayı hep çok sevdim. Çocuk edebiyatının yetişkin edebiyatından farkı, içimdeki bütün şefkat duygusuna ve naifliğe hitap etmesiydi. Çocuklar için yazmak sakin, sessiz, gösterişsiz fakat neşeli, umutlu, mutlu bir deneyimdi. Sanırım bu hissin kaybolmaması içinyazmaya devam ediyorum. O saf ve neşeli alanda kalmak bana iyi geliyor.
2.Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
İlk okuduğum kitabı hatırlamıyorum fakat herkes gibi okumaya resimli kitaplarla başladım. Annemin iş çıkışı kitapçıdan alıp getirdiği Nasreddin Hoca kitapları, Nurullah Ataç’ın ismini hatırlamadığım ama resimlerini halen gözümde canlandırabildiğim şahane çocuk kitapları beni iyi bir okuyucu haline getirdi.
3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Olmadı! Bu, kendim değil de bir başkası olsaydım demeye benziyor ve içinde bir kabullenememe barındırıyor. Oysa insan harika bir edebiyat yapıtını okuyup bitirince içini bir coşku kaplar.Bu kitabı insanlığa yapılmış bir katkı olarak düşünür.Yani o kitap, sadece onu yazan kişiye değil tüm insanlığa aittir ve siz ancak bununla gurur duyabilirsiniz.
4.Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
Norveçli yazar Erlend Loe’nun çocuklar için yazdığı kısa bir kitabını okudum. Erlend Loe çok sevdiğim bir yazar. Çocuklar için yazmış olması beni ayrıca heyecanlandırdı. Yetişkinler için yazdığı kitaplarda işlediği temalarla benzerlik gösteren ilginç bir yapıt çıkarmış ortaya. Günün birinde, şans eseri çok zengin olan kibar, anlayışlı ve mütevazi bir aile babasının, eline geçen bir kamyon dolusu para yüzünden insani değerlerini nasıl kaybettiğini anlatıyor. Tabii ki çocuklara göre ve mizah dolu bir dille…
edebiyathaber.net (27 Şubat 2019)