Robin George Collingwood’un Felsefi Yöntem Üzerine Bir Deneme adlı kitabı, Mehmet Çetin çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Felsefi Yöntem Üzerine Bir Deneme yirminci yüzyılın en önemli konularından biri olan özne meselesi ve felsefi yöntemin neliği üzerine bir tartışma yürütüyor ve felsefenin neden doğa bilimlerinden ayrı bir araştırma alanı olması gerektiğine dair bir soruşturmayı içeriyor. Doğa Tasarımı, Tarih Tasarımı ve Metafizik Üzerine Bir Deneme gibi eserlerinden tanıdığımız Collingwood bu denemesinde metafelsefeye katkılarını sunuyor ve felsefenin konusunu doğanın konusu haline getirmeye çalışan yirminci yüzyılın temel bir eğiliminin karşısına felsefenin özerkliği argümanını yerleştiriyor; filozofların yaptığı, sözgelimi ahlaktaki ödev ile fayda ayrımı gibi ayrımların empirik sınıflandırmalar değil de semantik ayrımlar olduğunu öne sürüyor. Felsefi ayrımların semantik ayrımlarla bu şekilde tanımlanması felsefenin konusunun doğal konulara indirgenmesine karşı bir argüman oluşturuyor ve tüm kavramların empirik kavramlar, tüm sınıflandırmaların da empirik sınıflandırmalar olmadığı belirtiliyor. Dolayısıyla Collingwood’un felsefenin neden kendine özgü bir konuya ve içeriğe sahip olduğu yönündeki açıklaması da radikal empirizme karşı açık bir meydan okuma teşkil ediyor.
Yazar hakkında
(1889-1943) Windermere’ın güney ucunda Cartmel Fell Lancashire’da doğdu. Babası W.G. Collingwood bir arkeolog ve sanatçıydı, John Ruskin’in hayatının son yıllarında onun özel sekreteri olarak görev yaptı. Annesi aynı zamanda bir sanatçı ve yetenekli bir piyanistti.
Collingwood önce hazırlık okuluna, ertesi yılsa Rugby Okulu’na gideceği on üç yaşına kadar evde eğitildi. 1908’de, Literae Humaniores okumak için Oxford Üniversitesi’ne gitti. 1912’deki final sınavlarından önce Pembroke Koleji’nin bir üyesi oldu.
Felsefi çalışmalarına başlarken Oxford realistlerinin, özellikle de E.F. Carritt ve John Cook Wilson’ın etkisi altında kaldı. 1916’ya kadar açıkça bir realistti; ancak, realizmi, kıta felsefesiyle, özellikle de Benedetto Croce ve Giovanni Gentile’nin çalışmalarıyla yakın ilişkisinden dolayı giderek zayıfladı. Bu kısmen, 1910’dan 1935’e kadar Waynflete Metafizik Felsefesi Profesörü J.A. Smith’le olan arkadaşlığının sonucuydu. 1913’te Croce’nin Giambattista Vico’nun Felsefesi’nin İngilizce çevirisini yayımladı ve daha sonra yakın arkadaşı olan Guido de Ruggiero’nun ve Croce’nin birçok eserini tercüme etti.
Collingwood’un erken dönemdeki çalışmalarının çoğu, bir grup Kilise modernisti olan “Cumnor Circle”ın etkisi altında teoloji ve din felsefesiydi. 1916’da, bu grup tarafından hazırlanan bir derlemede “Şeytan” üzerine bir makaleyi ve ayrıca Din ve Felsefe adlı ilk kitabını yayımladı.
Aynı zamanda 1912’den itibaren yazları, İngiltere’nin kuzeyindeki Roma bölgelerinin kazılarını yöneterek geçirerek ciddi arkeolojik çalışmalar yaptı. Arkeolojisini bir hobi olarak tanımlamasına rağmen, birçok kazı yapıp yüzlerce makale yazarak ve özellikle Roma yazıtlarına dair bugün bile halihazırda kullanılan eserler üreterek Roma kazılarının tarihi ve arkeolojisi üzerine bir otorite haline geldi.
1919’un sonlarında, bir argüman çözümlemesiyle birlikte ontolojik ispat tarihine ilişkin bir inceleme kaleme aldı. Bunu daha sonraki çalışmalarında, özellikle İman ve Akıl (1928), Felsefi Yöntem Üzerine Bir Deneme (1933) ve Metafizik Üzerine Bir Deneme (1940) başlıklı eserlerinde kullandı. 1924 yılında Speculum Mentis’i yazdı. Bu, deneyimin sanat, din, bilim, tarih ve felsefe gibi farklı formalarının bir diyalektiğiydi. Bu dönemde etik, Roma tarihi, tarih felsefesi ve estetik konularında dersler verdi. Derslerine dayanan Sanat Felsefesinin Anahatları 1925’te yayımlandı.
Felsefe ile tarih ilişkisine dair özgün düşünceler ortaya koyan Collingwood’un diğer önemli eserleri arasında Tarih Tasarımı (1946), Doğa Tasarımı (1945), Yeni Leviathan (1942) ve Tarihin İlkeleri (1995’e kadar yayımlanmamıştır) gelmektedir.
Robin George Collingwood, Ocak 1943’te Coniston’da, neredeyse 54 yaşında ölmüştür.
edebiyathaber.net (31 Ocak 2021)