Can Gürses: “Nafiz, Oblomov’un hırkasından çıkmıştır.”

Söyleşi: Zeynep Adalı Can Gürses ile Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanan son romanı “Ölüyordum Geçerken Uğradım” hakkında konuştuk.  Ayrıntı Yayınları tarafından okuruyla buluşan Ölüyordum Geçerken Uğradım adlı son romanınız bir aşk romanı değil mi? Yoksa, sadece aşk romanı demekle onu eksik mi bırakmış oluruz? Yoksa, aşk romanı demekle aşk romanı tanımını yeniden mi tanıma açmış oluruz?  … Read more

Alışık olmayanlar uykudan önce okumasınlar | Adalet Çavdar

Korku öyküleri başlı başına kendi fanatikleri olan bir tür. Bilimkurgudan, fantastikten, büyülü gerçeklikten öte sevenlerin çok sevdiği, sevmeyenlerin ise yanına asla yaklaşmadığı türlerden. Dürüst olmak gerekirse korku filmleriyle aram bugüne kadar hiç iyi olmadı, korku öykülerinden de hep uzak durdum. Anadolu Korku Öyküleri Serisi’nin üçüncü kitabı elime gelene kadarsa bu seriden haberim dahi yoktu. Bilgi … Read more

Annabel Lee’yi kim öldürdü? | Barış Sever

“Ah biz bir cam yatakta sevişmiştik ince” Soru, “beyazın kirlenmesini” akla getiriyor. Acımasız ve hızlı. En beğenilene, en çok bilinene yapılmış saldırıyla karşı karşıya kalmış, korkunç bir türbülansa girmişsinizdir artık. Bir anda o kült şiiri anımsıyor ve sanki bir sorgu yaşıyorsunuz… Aklınıza ne çok şey geliyor. Aklınıza gelenler, bulduğunuz cevaplar, sizi yaşadığımız günlerin içine çekiyor, … Read more

Albert Camus ve Yolculuk Günlükleri üstüne | Sultan Sarı

Sevgili Gezgin Dostlar, Umarım iyisinizdir ve dünya coğrafyasında gezmektesinizdir. Ben de kitaplarda yolculuk etmekteyim (ve sizi kıskanmıyor ve durumumdan şikayet etmiyorum). Sebebi ziyaretim de “Yolculuk Günlükleri” üstüne… Yazarımız Albert Camus… Sanırım biliyorsunuzdur. Kendisi “varoluşçu” olarak nitelendirilir. Her ne kadar kendisi “Benim o çok ünlü existansialisme’e pek bağlılığım yok. Uzun sözün kısası, bu felsefenin  vardığı sonuçları … Read more

Milan Kundera’yı masaya yatıran bir kitap: “Bir Düşün Sonu” | Onur Uludoğan

 I Milan Kundera, 1 Nisan 1929 günü o dönemki Çekoslovakya’nın Brno şehrinde dünyaya gelir. Müzik, edebiyat ve sinema alanında eğitim görür. Eğitimi devam ederken Komünist Parti’ye üye olur ancak ilerleyen yıllarda partiden ihraç edilir, sonra yeniden kabul edilir ve tekrar ihraç edilir. Bu döngü devam ederken Türkçeye Şaka olarak çevrilen romanını yazar ve kitap 1967 … Read more

Kanguru Defteri; gerçekliği kıran eleştirel bir metin | Emek Erez

Her ânı birbirine benzeyen günlere hapsolmuş bir yaşam, çağımızda bireyin önemli sorunlarından. Bu öyle normal bir hâl almış ki çoğu zaman farkına bile varmıyoruz. Çalan saatin ziliyle güne başlayıp yollara düşen, yaptığı işi sadece yaşamını devam ettirmek için yapan, sıkıntı ile varlık çabasının iç içe geçtiği bir hayat. Gündelik yaşamımızda bunu kıramasak da bunu başarabilen … Read more

Orkide Ünsür: “Bence korku edebiyatı tıpkı korku sineması gibi katmanı bol, zengin bir tür.”

Söyleşi: Abdullah Ezik Orkide Ünsür, “Türk Korku Edebiyatı” için oldukça önemli bir eser olan Karanlık Yılbaşı Öyküleri: Aralıktan Sızan Karanlık adlı çalışmasını yayımladı. Bir antoloji olan bu kitapla birlikte türe olan ilgi giderek artacağa benziyor. Korku edebiyatı ve antoloji üzerine Orkide Ünsür ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Kitap bir konsept olarak özellikle ilgi çekici. “Karanlık”la iç … Read more

Ülker İnce, “Volga’nın Mallarmé”sini anlatıyor

Ülker İnce’nin “Sandalye, kar, kirpikler, lamba…” Dizesi Odağında Gennadi Aygi başlıklı söyleşisi 21 Aralık Perşembe 18:30’da TESAK’ta düzenleniyor. Günümüzde “Volga’nın Mallarmé”si olarak kabul edilen Gennadi Aygi dünyanın birçok diline tercüme edildi ve yaşayan en büyük şairlerden biri kabul edildi. Şiirleri Sovyetler Birliği döneminde yayınlanamadı, yurt dışında ünlendi. Dedesi bir Şaman olan Hun kökenli bu Çuvaş şair, bütün … Read more

Komünistler Amerika’ya! | Barış Belleten

Dünyadaki başkentlerin kafası karışık… Konuşan herkes, “dünyada en büyük yanlış olarak Kabe’nin yıkılmasını kabul edersek, bu ondan önceki büyük yanlış, çok çok büyük bir yanlış” diyor; “kaos,” “radikal gruplar,” “terör,” “savaş,” “kargaşa” ve “kıyametten” söz ediyor, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması karşısında. Çoktan unutulmuş olan barıştan söz eden yok… Can sıkıntısı, üzüntüyü doğuruyor, üzüntü … Read more

Hasan Münüsoğlu: “Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin kuruluşundaki ‘temel’ antropolojidir.”

Söyleşi: Can Öktemer Antropoloji bilimi uzun yıllar ırkçı ve milliyetçi söylemin içerisinde yer almıştır. Özellikle 1930’lu yıllarda Nazi’ler antropolojiyi kendi ideolojik bakış açılarına göre araçsallaştırmaya çalışmalardır. Bu sebeple antropolojinin sicili uzun yıllar hep sorunlu kalmış ve sosyal bilimler içerisinde hep yüzeysel olarak ele alınmasına neden olmuş. II. Dünya Savaşı sonrasında devletlerin kendi ırkçı geçmişleriyle yüzleşmeye … Read more

Nezih Erdoğan: “Sinema, en başından itibaren herkesin erişimine açık bir eğlenceydi.”

Söyleşi: Can Öktemer Nezih Erdoğan’ın geçtiğimiz haftalarda İletişim Yayınları tarafından yayınlanan Sinemanın İstanbul’da İlk Yılları: Modernlik ve Seyir Maceraları adlı kitabı sinemanın bu topraklara gelişinin yaratmış olduğu değişimleri merkeze alan çok değerli bir çalışma. Erdoğan, tarihçi titizliğinde ve neredeyse arkeolojik kazı yaparcasına sinemanın İstanbul’da ilk gösterildiği andan, insanların sinemaya olan tepkilerine varana kadar farklı okumalar … Read more

Muhayyel gerçeklikler atlası | Hasan Parlak

Görünmez Kentler‘in hikâyeleri; hükümranlığı simgeleyen Kubilay Han ile serüven ve keşifler dünyasının ünlü gezgini Marco Polo arasındaki konuşmalardan yola çıkıyor. Kitapta yer alan bu iki ana karakterin önemli ve tarihî gerçek kişiler olmalarına karşın, Calvino’nun anlatımıyla oluşan değişken dünya; hayal gücünü kışkırtan özelliğiyle salt görünenin değil, gösterilmek istenenin manzarasını da okurların nezdinde egemen kılıyor. Ayrıntıyı … Read more