Yazar ölür mü? | Onur Bilge Kula

Yazara ilişkin görüşlerimi, Fransız düşünür, yazar ve eleştirmen Roland Barthes “Yazarın Ölümü”[1] adlı yazısını irdeleyerek sürdürmek istiyorum. Barthes başlığı anılan yazısında dil dizgesini ve yazıyı, konuşan ve yazan insandan bağımsız bir güç olarak tasarımlar; yazarıysa dilde daha önce var olan anlatımları ve yazım tarzlarını sadece yineleyen özneye indirger. Yazınsal metni yazardan koparıp özerkleştirir; edebiyat eleştirmenini, … Read more

“Karnak Kafe”de yolu kesişenler | Merve Koçak Kurt

Karnak Kafe, “Ortadoğu’nun Balzac’ı” diye tanınan ve Nobel Ödüllü ilk Müslüman yazar olan Necib Mahfuz’un romanıdır. Eserde mekân olarak hayali bir kafe, metafor olarak bütün Mısır, zaman olarak da 1952 Devrimi’yle başlayan yıllar ele alınır. Kahramanlar ise o günkü Mısır halkını temsil eden hayali karakterlerdir. Mahfuz, Kahire’nin eski Cemaliye mahallesinde tüccar bir ailenin çocuğu olarak … Read more

Işıl Kocaoğlan : “İnsanlar neleri ıskalıyorum diye sorsalar…”

Bir Sabah Uyandığımda Yoktum, ilginç ismiyle dikkat çeken bir novella. Işıl Kocaoğlan imzalı kitap, İletişim Yayınları‘ndan çıktı. Büyük bir şirkette çalışan, genç ve başarılı bir profesyonelin, bir sabah hiç olmamışçasına yokolmasıyla başlıyor roman. Kafkaesk bir tınıyla kahramanımız bir Yokadam’a dönüşüyor ve içinde bulunduğu muammanın nedenlerini aramaya başlıyor. İşiyle, kadınlarla, ailesiyle, dünyayla ilişkilerini kurcalıyor. Farklı hikâyesi, … Read more

Alain Robbe-Grillet’den “Yeni Roman”

Romancı ve sinemacı Alain Robbe-Grillet‘nin ilk kez 1963’te yayımlanan ve 1956-1963 yılları arasında yazdığı edebiyat incelemelerinden oluşan kitabı “Yeni Roman“, Ece Korkut’un çevirisiyle Kafekültür Yayıncılık’tan çıktı. Robbe-Grillet bu kitaptaki denemeleriyle Balzac türü romana karşı çıkarken ortaya manifesto değerinde bir eser koyuyor ve 1950’li yılların başlarında sökün etmeye başlayan Yeni Roman’ın da savunuculuğunu üstleniyor. Bu akımın … Read more

Erdal Ateş’ten “Ressamın Takvimi”: Duvarlardan raflara | Saniye Ezgi Akyıldız

Erdal Ateş’in İletişim Yayınları’ndan çıkan kitabı Ressamın Takvimi yeni yılda okurlarıyla buluştu. Kitap, çağrışım değeri yüksek kısa öykülerden bir bütün kurma hayalini taşıyor ve her satırda karakterlerin envai çeşit duygularını gözler önüne seriyor. Evet, gözler önüne seriyor; çünkü yazarımız başarılı bir şekilde yürüttüğü ressamlık hayatını yazarlıkla harmanlayıp harfler yardımıyla sayfalara resim çiziyor. “Türkçe öğretmeni dostum İ., bir … Read more

Nermin Yıldırım’a göre yazmanın 10 kuralı!

1. “Oku!” Galiba ilk uymamız gereken, bu kadim kural. Zira iyi bir okur olmayan kötü bir yazar dahi olamıyor. 2. Murakami koşuyormuş, ben onun kadar hızlı olmadığım için yürüyorum. Her sabah yazıya oturmadan evvel iki saat kadar yürürüm. Herkes için geçerli bir yöntem olmayabilir ama yazmaya başlamadan, şöyle bir dışarı çıkıp yürümek, bir yandan temiz … Read more

Suzan Samancı ile majör ve minör edebiyat üzerine

Hülya Yetişen, Suzan Samancı’yla Edebiyat, Majör/Minör dil, Kürt edebiyatı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. İki dil arasında olmanın nasıl bir duygu oluşturduğunu, bu bölünmüşlüğü nasıl deneyimlediğini ve yaşadığını; Dünyada  insan varlığının en çok baskılandığı coğrafyalardan birinde  yazar olmanın olumlu olumsuz yanlarının neler olduğunu konuştu. Hülya Yetişen: Yazın ve edebiyat merakı sizde ne zaman hangi yaşta başladı? Edebiyatın yaşamınızdaki yeri nedir? Suzan Samancı: Biricik sorudur … Read more

Kurmacasız hayatlar | Feridun Andaç

Kurmaca dediğimiz Bunu, yazarın zihinleştirmesi olarak tanımlıyorum. Algı düzeyi/biçimi, birikimi, yaşantı zenginliği, bilgi durumu… Her şey orada belirleyici olandır. Daha da öz’e inersek; merakları, tutkuları, arzuları, sabrıdır o kurguyu kurgu yapan. Geçen gün bir yazar dostumla konuşurken sözü Mo Yan’a getirerek İri Memeler ve Geniş Kalçalar’ı okuyup okumadığımı sormuş, anneme dair yazdığım “Gözlerimde Taşırım Seni”yi … Read more

Bu kitap Zweig’ın diktatörlüğe doğrultugu silah niteliğinde!

Zweig’ın ilk olarak 1936’da yayımlanan tarihî monografisi, okuru, Fransız Reformcu Jean Calvin’in dinî diktatörlüğünün hüküm sürdüğü 16. yüzyıl Cenevre’sine götürür. Zweig’ın portresini çizdiği dönem, Tanrı kelamının öne sürülerek tüm yaşam alanlarına müdahale edildiği, karşıt görüşlere yasak ve ceza aracılığıyla set çekildiği bir zorbalık dönemidir. Calvin’in farklı görüşlere gösterdiği tahammülsüzlük, İspanyol hümanist din adamı Miguel Serveto’nun … Read more

Bir kenti yazmak, kenti anlamaktır| Feridun Andaç

Bir kenti yazmak biraz da belleğe sahip çıkmaktır. Ama bunun aynı zamanda bir anlama yolculuğu olduğunu söylemek isterim. Yazının ucuyla yaşadığınız bir kenti görme yolculuğuna çıktığınızda hem belleğin kapılarından geçer, hem de yeni bir bakış edinirsiniz. Yazıp anlattığınız kent  eğer çocukluğunuzun kentiyse, işte bu bambaşka bir anlam taşır. Yaşanmışlıklar, tanıklıklar, zamanın ruhu ister istemez gelip … Read more

İnsanı ürperten bir zulmün öyküsü: “Nefes Nefese” | Şener Öztop

Ayşe Kulin “Nefes Nefese”nin “teşekkür” yazısında şunları dile getiriyor: ”Nefes Nefese, hiç kimsenin yaşam öyküsü değildir. Roman İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’da görevliyken, Hitler’in pençesine düşen (Türk asıllı olan veya olmayan) pek çok Musevi’yi kurtarmaya başarmış Türk diplomatlarının ve Fransız Direniş Hareketi’nde görev alan bir Türk gencinin yaşadıklarından esinlenerek yazıldı” diyor. Nefes Nefese, “ Baba … Read more

Salâh Birsel’in tiryakilik yaratan denemeleri: “Paf ve Puf” | Hülya Soyşekerci

“Bugün 14 Kasım 1979 Perşembe. Salâh Birsel 60 yaşının palamar ve demirini tam bugün koparmıştır. Sancaklarını çekip şenlik edecek takati pek foslamıştır ama size son bir reçete çıkaracaktır: -En büyük yorum, olayın kendisidir.” (“Paf ve Puf” s. 137’den) Paf ve Puf adlı kitabın içindeki Yorum Yok başlıklı denemesinde, kasvetli bir kasım gününü,  parlak ve renkli … Read more