Sibel Doğan’dan, Cemil Kavukçu’nun “Düşkaçıran” adlı öykü kitabı üzerine bir yazı

Siz hangisisiniz? Cemil Kavukçu, günümüzün en önemli, en özgün yazarlarından biri. Üretkenliğiyle Türk öykücülüğünde şimdiden kalıcı bir iz.  Fethi Naci, “Ayrıntıları kullanmakta çok usta… Tam bir anlatı ustası”  diyor onun için. “Elini neye değse öykü oluyor.’’ Çoğunlukla boğucu kasaba hayatını ve bu hayatın sıradan insanlarını anlatan yazar, öykücülüğünde yeni bir dönemin habercisi sayılan dokuzuncu öykü … Read more

Nazlı Karabıyıkoğlu’ndan, “Her şeyin sonundayım” adlı kitap üzerine bir yazı

Zarfına Sığmayan Mektup “Nasıl olsa çözülecekti ellerim. Ve ben düşecektim boşluğa.” Tezer Özlü Sevgili Tezer, Sevgili Edgü, Mektuplarınızı okudum. Neredesiniz şimdi? Zarfına sığmayacak bu mektubu hiç okumayasınız diye yazıyorum. Mektuplaşmalarınızın bir kısmının toplandığı kitabınızı, uzun bir seyahate çıkarken son anda yanıma aldım. Çantamda benimle birlikte, Kuzey Denizi’ne kadar geldiniz. Oysa ben Tezer’in ilk mektubundan sonra, … Read more

Onur Işık’tan, Onur Caymaz’ın “Gece Güzelliği” adlı kitabı üzerine bir yazı

Bakıp görmemiş, görüp anlamamışım Gece Güzelliği, affınıza sığınarak söylüyorum “edebiyatımızın hapsolduğu fanusu küçük bir dokunuşla paramparça edebilecek işaret fişeklerinden biri” gibi saçma yorumlara ihtiyaç duymayan bir kitap. Sade ve sadece kendi yayınevinin kitabını göklere çıkarmak için yırtınan insanların yerin dibine soktukları Türk Edebiyatının aslında ne kadar kuvvetli kalemlere sahip olduğunun da işareti bir bakıma; kapağıyla, … Read more

Z. Güldem Zeybek Tazegül’den, Celil Oker’in, “Yenik ve Yalnız” adlı romanıyla ilgili bir yazı

Katil uşak mı? Celil Oker’le tanışmam 2004 yılında tasarımcı Bülent Erkmen’e ait bir proje için Murathan Mungan, Faruk Ulay, Elif Şafak ve Pınar Kür ile birlikte yazdıkları Beşpeşe adlı romanla olmuştu. Kitabın isminden de anlaşılabileceği üzere beş yazarın peşpeşe, birbirlerinin bıraktıkları yerden bir sonrakinin devamını getirdiği bir romanla… Beşinin de kendilerine özgü üsluplarını ziyadesiyle hissettirdikleri … Read more

Osman Namdar’dan, Erkan Öztürk’ün, “Hüzün Seremonisi” adlı romanı üzerine bir yazı

Yalnızlıkta hüzün var Dünya anlamla, anlamıyla var. İnsan, yaşamı ve yaşadığı dünya anlamlı ise mutludur. Yaşamı anlamlı kılan da diğer insanlar ve dış dünya ile kurduğumuz bağdır. Dış dünyanın ve diğer insanların bizim var oluşumuzu onaylaması; bu onayı da bizim hissetmemiz gerekir. Böyle bir dünya başka insanlarla olabilirlik düzeyine kavuşur; paylaşılan ilişkiler, kurulan iletişim ve … Read more

Sibel Doğan’dan, Leyla Ruhan Okyay’ın, “Çilesine Aşık” adlı öykü kitabı üzerine bir yazı.

“Bir gün gelecek, insanların altın kırmızısı gözleri ve şaşırtıcı sesleri olacak; o gün insanların elleri yeniden sevme yeteneği kazanacak ve insanlığın şiiri yeniden yazılmış olacak…’’ Leyla Ruhan Okyay, “Çilesine Aşık’’ adlı öykü kitabına Ingeborg Bachman’ın, “Malina” adlı romanından alıntıladığı bu tümceyle başlıyor. Alıntı tümcenin hissettirdikleri öykülerin bize yaşatacağı duygu hakkında bir ipucu gibi. Sözcüklerin gücüyle … Read more

Kerem Aslan’dan, Nabokov’un “Konuş, Hafıza” adlı kitabı üzerine bir yazı.

Hatırlamanın hazzı “Geçmişi hatırlama gayretimiz nafile, zihnimizin bütün çabaları boşunadır. Geçmiş, zihnin hâkimiyet alanının, kavrayış gücünün dışında bir yerde, hiç ihtimal vermediğimiz bir nesnenin (bu nesnenin bize yaşatacağı duygunun) içinde gizlidir. Bu nesneye ölmeden önce rastlayıp rastlamamamız ise tesadüfe bağlıdır.”*  Proust, büyük yapıtının daha başlarında, çocukluğunu unutmanın verdiği acıdan böyle söz ediyordu. Nabokov´un “Konuş Hafıza”sı … Read more

Fadime Uslu, James Wood’un “Kurmaca Nasıl İşler?” adlı kitabı üzerine yazdı

Konuşan kurmacalar James Wood’un “Kurmaca Nasıl İşler?” başlıklı kitabını okumak, eğlenceli ve interaktif bir eylemin ötesinde bugüne kadar bir biçimde değerlendirilen kitaplarla, Wood’un okuma şansına sahip olmadığı kitaplara yeniden başka bir gözle bakmayı geçerli kılıyor. Farklı dillere çevrilmemiş, çevrilmesi gibi bir gayretin de henüz olmadığı pek çok yazarımızın uluslar arası düzeyde eleştirinin odağında olabilecekken bunun … Read more

Onur Işık, Julia Bachstein’in “Kedi Hikayeleri” adlı kitabı üzerine yazdı

Yeni başlayanlar için kediler! Kediler üstüne neredeyse herkesin belli bir ön kanaati vardır; onları nankör ya da oyunbaz şirin yaratıklar olarak görmemiz gibi. Kedi Hikayeleri işte bizim bu kanaatlerimizden yola çıkarak çeşitli öyküleri harmanlayıp önümüze sunmuş. Kimisi sizi gülmekten kırıp geçirecek, kimisiyse yüreğinizde bir sızı bırakacak olan bu hikayelerin çoğunluğu Alman edebiyat alemine mensup yazarlardan … Read more

Onur Işık, Ertuğ Uçar’ın “Dünyayı Seyretmek İçin Bir Yer” adlı kitabı üzerine yazdı

Yine seni seyrettim! Sonsuz maviliğin kıyısında, ortasında ya da biraz uzak bir kenarında rastlarız onlara. Zaman zaman mahzunluğu gövdesine yapışan yosunlardan okunan deniz fenerlerinden bahsediyorum. Denizin ve denizcilerin bu hüzünlü ama mağrur arkadaşını Ertuğ Uçar’ın kitabı Dünyayı Seyretmek İçin Bir Yer karşıma çıkardı tekrardan. Tekrardan diyorum çünkü bu güzel öykü kitabı geçen sene bir yolculuk … Read more

Melike Uzun, Rita Felski’nin “Edebiyat Ne İşe Yarar?” adlı kitabı üzerine yazdı

Edebiyat Ne İşe Yarar sorusu  edebiyatın işe yaramayabileceği ya da en azından bazılarının bu tezi savunuyor olabileceği düşüncesini içinde bulundurmaz mı? Hatta daha da ileri gidersek bu tümcenin, edebiyat bir işe yaramaz, yargısını vurgulamak için kurulduğunu bile söyleyebiliriz. Son zamanlarda kimsenin açıkça söyleyemediği, pek çok kişinin, özellikle doğum tarihi bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasına denk gelenlerin, aklından sıkça geçirdiği … Read more

Nazlı Karabıyıkoğlu, Cemil Kavukçu’nun “Yalnız Uyuyanlar İçin” adlı kitabı üzerine yazdı

Yalnız Uyuyanlar İçin Bir Kovalamaca Aylar boyu peşine düştüğüm sözcükler, sokağın köşesinden dönüp kaybolmuştu. Bir elimde kalem, diğer elimde kâğıtlar, “Tamam,” demiştim. “Bitti, kovalamaca buraya kadarmış.” Cümlesiz, noktasız, virgülsüz, eve dönüp pencerenin önündeki zavallı sandalyeye çökmüştüm. Kurtuluşum, amacım, umudum olan öykülerim birbirlerini yiyip bitirmişti. En sonunda! Bir kütüphane dolusu kitabın karşısında oturuyordum işte. Neden sonra … Read more