Başkalarının Buradaları’na gecikmiş önsöz | Selçuk Orhan

Başkalarının Buradaları, 1998-2000 arasında yazdığım ve Kansızlık’ta kitaplaştırdığım ilk öyküleri ve 2000-2003 arasında oluşan Taş Kayık’ı kapsıyor. Kitabı oluştururken kendi yazı geçmişime yeniden bakmış oldum. İnsan çağdan daha yavaş değişiyor. Direnen yanlarımı görmek hoşuma gitti. İlk öyküm Hayalet Gemi’de çıkmıştı: Borges/Kafka etkileriyle yazdığım Odalar ve Koridorlar Halkı başlıklı bu metni hiçbir kitaba almadım. Belki kitaplaşmamış … Read more

Sancı Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, Mehmet Uzun dosyasıyla raflarda

Sancı Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi’nin 15. sayısı “Mehmed Uzun” dosyasıyla yayımlandı. Sancı’nın bu sayısında dosya editörlüğünü Cemil Güngören yaparken derginin tanıtım metni ise şöyle: Dönem itibariyle yazılı tarihi olmayan bir halkın sesi olan Mehmed Uzun, 1981’de siyasi nedenlerden dolayı sürgüne gidip, yıllarını ülkesinden uzakta geçirdi. İsveç’te bir göl kenarında ormanın içinde olan evine kapanırken, … Read more

Latin Amerika Edebiyatı ve “Lanetli Topraklar” | Adnan Gerger

Brezilyalı yazar Antonio Torres ismi edebiyatseverler arasındaki çağrışımı nasıldır, bilmiyorum? Ben yeni tanıdım. Türkiye’de ilk kez bir romanı, daha üç-dört hafta önce Lanetli Topraklar (Yasemin Yener çevirisiyle), Bilgi Yayınevi tarafından yayınlandı. Torres’in biyografisinde; çağdaş Brezilya edebiyatının modern klasikleri arasında yer alan bu romanın dünya çapında ses getirdiği, uluslararası ödüller kazandığı ve akademik tez çalışmalarına konu … Read more

Figen Şakacı: “Eşitlik anlayışının, iliğimize kadar işlediği bir toplumda yaşamak isterdim”

Söyleşi: Şule Tüzül Bitirgen. Bu coğrafyanın, ya da belki dünyanın bütün coğrafyalarının kız çocuklarından biri. Gülüşü, coşkusu, düşleri ve özlemleri kadar kederi ve yazgısı ile… Zaman zaman kahkahalar attırdı bana, zaman zaman boğazımı düğümledi. Nasıl da kendisinindi sözcükleri; ancak bir çocuğun saflığını taşıyacak kadar katıksız, doğal, doğrudan… Ve nasıl da akıllı sözcüklerdi; bir yetişkinin dillendirmeye … Read more

“Ağır solumaktaydı Neva, cenk dönüşü dörtnal bir at gibi” | Sibel Gögen

St. Petersburg adeta edebiyatla nefes alıp veren bir kent. Klasik Rus edebiyatı bu romantik şehrin, taşına, toprağına, binalarına, caddelerine, nehirlerine iyiden iyiye işlemiş. Beyaz bir gecede Neva Nehri’nin kıyılarında, köprülerinde Puşkin’i, Tolstoy’u, Dostoyevski’yi, Gogol’u her an yanı başınızda hissederek dolaşmak gibisi yok. Neva Nehri, St. Petersburg’u boydan boya, çepeçevre sarıp sarmalayan, dalga dalga saçlarıyla kenti … Read more

İşte, edebiyatımızın en iyi 100 eseri!

Hürriyet’ten İpek Özbey ve Güliz Arslan’ın kapsamlı çalışmaları sonuçlandı. İşte o çalışma: Bilindiği gibi roman, Türk edebiyatına Fransızcadan yapılan basit çevirilerle girdi. Yıl 1862’ydi, Fénelon’un romanı Türkçeye Yusuf Kâmil Paşa’nın çevirisiyle ‘Terceme-i Telemak’ olarak çevrildi. Sonra Victor Hugo geldi… İlk Türk romanıysa bundan 10 yıl sonra yayımlanacaktı. Şemseddin Sami’nin ‘Talat ile Fitnat’ın Aşkı’ adlı eseri, … Read more

İstanbul Modern Sinema’da bu hafta “Kara Göründü!”

İstanbul Modern Sinema, LİMAN sergisine paralel, puslu cinayetlerin, büyük aşkların, başlangıç ve vedaların yaşandığı liman üzerine panoramik bir film seçkisini izleyicilerle buluşturmaya devam ediyor. Sinema tarihi boyunca farklı dönem ve türden filmlerde yer alan liman, kimi zaman öykünün, kimi zaman resmin başrolü, kimi zaman da karakterin hayatında açılan veya kapanan bir kapı görevini görür. İstanbul … Read more

Türkân İlem, kızıl saçlı kız ve ben | Feridun Andaç

Her şey öyleydi, evet. Şimdi bu iki kadına bakınca, gözlerindeki gülümseyişe, iyimser duruşa… Mutlu çağlardı o zamanlar. İnsanlar bağlandıklarına inançlarını yitirmemiş, dostluğu sevgiyi, birbirini beslemeyi yaşama tutkusu olarak bilmişlerdi. Birbirlerine iyi gelmenin ne mene bir şey olduğunu anlar, özen gösterirlerdi. İnsan sıcaklığı buydu biraz da. Sizin hem kendi zamanınızı kurmanıza yardımcı olunurdu, hem de başka … Read more

Anka bir arayıştır, doğar aşkın anısından | Anıl Ceren Altunkanat

“O halde niçin ne kadar süreceği belli olmayacak biçimde ayrıldık, niçin şimdi sen geleceğimize dair çekingen, artık yarı yarıya sönmüş bir umutla ortalıkta dolaşıyorsun ve ben neşeyle tuvalimin başında çalışacağıma niçin burada iki büklüm olmuş, masanın başında iyice eğilmiş oturuyorum ve geçmişime bakmaktan tepeden tırnağa gerilmiş, yazıyorum da yazıyorum? Veya senin kuşkun niye; benim onca … Read more

Birikimi öyküleştirmek | Münevver Soylu

Şu Yağmur Bir Yağsa, Kamil Erdem’in ilk öykü kitabı. Bu ay yayımlandı ve ilkin başlığıyla çekti ilgimi sonra daha da yoğunlaştırdı. Bütün bir haftayı birlikte geçirdik. Özgün bir sesi var yazarın. Daha ilk cümlelerinde derin bir etki uyandırıyor: “Bugün yağmur yağsaydı, ağaç ot çalı, kentin üstlerine yığdığı toz katmanından arınacaktı. Bugün yağmur yağsaydı, yılların oradan … Read more

“Maruha”da, hayatı deniz ve kara arasında bölünen ilginç bir yaşam kesiti var | Aysel Sağır

“Her yerde modernleşme adına büyük bir yıkım sürüp gitmekteydi… Ahşap konakları yakıyorlardı. Maçka Nişantaşı arasındaki caddede, Laleli’de, Tophane’de yol kenarındaki ağaçlar ‘genişletme’ bahanesiyle birer birer kesiliyordu…” Maruha, biyografik bir roman, yaşanmışlığın içinden süzülüyor. Böylelikle de ana karakterin hayatı, yaşadığımız ülkenin kültürel-sosyal tarihiyle oldukça ilintili. Bade Osma Erbayav, Maruha’da, bir yaşam kesiti çıkarıyor karşımıza. Bu yaşam, … Read more

Kendine ait bir kadın: Virginia | Fatma Nur Kaptanoğlu

Virginia, sekiz yaş bedeninin arkasına sakladığı olgun dikkatiyle irice açılmış esmer gözlerini babasının anlattığı hikayelere heyecanla çeviriyor, ince uzun parmaklarının arasında taşıdığı kalın kitabın ne anlattığını öğrenmeyi başka bir zamana saklıyordu. Virginia, Victorya dönemi kurallarına göre ikinci plana atılan her kadın gibi okula gidememe eksikliğini babasıyla gidermeye çalışıyordu. Babasıyla annesinin ikinci evliliklerinden olan Virginia, küçük … Read more