Fanzin: Atlı karınca | Egemen Büyüktanır

Nebahat Hanım umutlu bir kadındı. Yaşadığı onca zorluğa rağmen hayatın ona bir gün güleceğine inanırdı. Hiç unutamayacağı o gün bile metanetini korumaya çalışıyordu; fakat bu seferki öncekilere kıyasla bir hayli zor olmuştu. Iskartaya çıkmış oyuncak ata küçük kızı Ayşe’yle bakakaldıklarında aklından birçok şey geçiyordu: Gerçekleşmemiş hayalleri, maddi manevi sıkıntılar, yaşama telaşı… İnşaat işçisi kocasını bir … Read more

Fanzin: Demli çay | Betül Keskin

Bir durak önceden inip, birbirinden çirkin binaların önünden, iğde kokularına doğru yürüdüm yine. Alemdar sokak, Ankara’nın en eski sokaklarındandır. Çok değil, bundan on sene önce, buram buram samimiyet ve kurabiye kokan, bir iki katlı evlerden oluşan bu mahallenin sakinleri, uyanık müteahhitlerin vaatlerine dayanamayıp kıydılar masumiyetlerine. Çoğu kafası önüne eğik, aceleci adımlarla yürüyen ifadesiz insanlar geçiyor … Read more

Sahne ardı yaşanmışlıkları | Lale Şenkula

Heybetli bordo bir kapı. Aşınmış, rengi yer yer kiremite çalıyor. Üzerinde parlak altın sarısı plakadan büyük bir yıldız var. Bakır tokmağının ince işçiliği kapıyı daha heybetli yapıyor. Ardında bir aktristin iç dünyasından yansıyan hayat bağlarını saklıyor. Oymalı tokmağı saat yönünün tersine çevirip küçük “tik” sesini duyduktan sonra yaşlı kapı gıcırdayarak ardına dek açılıyor. Kapının tam … Read more

Diğer taraftan | Mehmet Bar

1844 Aralık. Günbatımına daha birkaç saat olmasına rağmen, gri koca bulutlar aşağıda sisle birleşmiş görüşü iyice daraltmıştı. Böyle havalarda hiç uçmak istemem zaten. Atlı arabanın arkasında  irili ufaklı, çok kez kullanılmış sandıklara beşer onar tıkılmıştık.  Altımızdaki kararmış küflü talaş, dışkı ve kurumuş kan kokusu ile birleşince  bünyemizde morfin etkisi yaratmıştı. Bayılmamak için daracık hava deliklerinin … Read more

Yansıma | Egemen Büyüktanır

Kapkaranlık bir oda. Hiçbir şey seçilmiyor. Rutubet kokusu baş ağrıtan cinsten. Neredeyim ben? Temkinli bir şekilde ayağa kalkıp birkaç adım atıyorum. Bir şeye çarptım. Bir masa olmalı. Üzerinde kitaplar var; bir tanesini alıp sayfalarını çeviriyorum. Rutubetten kaskatı kesilmiş yaprakları karıştırdıkça toz ve küf kokusu buram buram yayılıyor odanın dört bir yanına. Masayı elimle yoklamaya devam … Read more

Yılan yılı |Ömer Faruk Nan

Buraya nereden geldiğimi tam olarak bilmiyorum. Kendim mi geldim yoksa bir yırtıcı kuşun pençesinden kurtulup buraya mı düştüm emin değilim. Ya da annem beni burada doğurup gitmiş de olabilir. Ama takdir edersiniz ki ben ikinci hikâyeyi daha çok seviyorum. Kahraman bir yılan gibi yırtıcı kuşla savaşmış ve onun ölümcül kartal pençelerinden kurtularak havada uçup kendime … Read more

Fanzin: Kaan üzerine | Nimet Kılıç

Mutfakta kahvaltıyı hazırlayan karısı, babalarına çok düşkün olan iki kızını, “Babanız haftada bir sabah uyuyabiliyor, yavaş olun, ses çıkarmayın” diye uyarsa da bir an önce babalarının kucağına atlamak isteyen kızlar, annelerinin uzakta olmasını fırsat bilerek yatak odasının önünde oyun kurmuşlardı. Günlerdir çalıştığı proje yüzünden uykusuz kalan Kaan,  bu gece deliksiz bir uyku çekerek  pazar sabahına  … Read more

Fanzin: Hayat sigortası | Canan Tuz

Kağan’la karakter yazma ödevi sırasında tanıştım. Bir yazarlık atölyesine kaydolmuştum ve ödevimiz erkek karakter yazmaktı, adı Kağan olan.  İlk usuma geldiği gibi başladım: Uzun boylu, yapılı bir erkekti.  Cılız denemeyecek zayıflıkta bedenini uzun bacakları takip ediyordu. Biraz girişken ama nedensiz yüz kızarmalarıyla da biraz mahcuptu ya da bana öyle gelmişti. Bir karakter yazmaya başlarken O’nu … Read more

Fanzin: Hanım Harun | Cennet Alev

Sabahın en güzel saatlerinde bir çift mavi göz uyandı. Kimsecikler uyanmazdı bu vakitlerde. Tavana uzun uzun baktı mavi gözler. Saatin tik takından başka hiçbir ses kulağına misafir gelmemişti. Sağına doğru döndü. Saatine baktı. Doğruldu. Ayaklarını sıcacık yorganın koynundan alıp soğuk terliğe emanet etti. Terliğini şaklatarak banyoya gitti. Yüzünü buz gibi soğuk suyla yıkamaya koyuldu. Başını … Read more

Fanzin: Gri boşluk | Ayşenur Türkaslan

Yağmur delicesine yağıyor dışarda. Dükkânların ışıkları, sokak lambaları ıslak zemine yansıyor. Arabalar geçiyor, kediler geçiyor, insanlar geçiyor sokaktan. Evinin perdelerini örtmeyi sevmeyen karşı dairedeki genç kadın, muhtemelen sevgilisi olan yakışıklı adamla yemek yiyor. Şemsiye satan orta yaşlı adam elindeki son şemsiyeyi orta yaşlı başka bir adama satıyor. Sonra ikisi de uzaklaşıyor ve Kerem’in penceresinden görünmez … Read more

Fanzin: Kerem’in hikayesi | Murat Şâhin Öcal

  Kim bilir kaç yıl önce yaptırılmış, artık kimse böyle pirinç isimlik asmıyor kapısına. Kalın etli bir pirinç dikdörtgen üzerine el yazısı görünümünde harflerle Osman Kalecikli yazılmış, altına da Manifaturacı Esnaf yazısı ortalanmıştı. Yaşlı insanların evlerine çöken köhnelik havasızlık ve kolonya kokusuyla mühürlü hava kapının arkasına kadar dayanmış, ardındaki isim levhasını kemirerek altın rengi parlak … Read more

Fanzin: Belki de bir yanlışlık olmuştur | Hilal Tüzün

Yaz ortasıydı. Boğucu, bunaltıcı, insanı çıldırtacak bir hava hâkimdi. Nereden geldiği belli olmayan hafif bir esinti açık pencereden içeri süzülüp tülü kıpırdattı. Tedirgin yatan Gülseren, uykusundan uyandı. Parmaklarını ağzına götürdü. Sokak lambasının ışığıyla aydınlanan odaya güçlü bir horlama sesi yayılıyordu. Bir de kemirmeye başladığı tırnaklarının sessiz çığlığı. Elini ağzından çekip usulca kalktı. Vakit gelmişti. Ses … Read more