Görüntü oburu muyuz? | Havanur Taflan

Yalnızca tanıdığımız kişilerin eski hallerini, hakkında çok şey dinlediğimiz ölmüşlerimizin yüzlerini değil, hiç tanımadığımız hikâyesini bilmediğimiz, aileden biriyle yolları kesişen yabancıları da görürdük fotoğraf albümlerinde. Dijital dünyadan önce basılı fotoğrafların kuşağı çok iyi bilir bunu. Her baktığımızda içinde gizlenmiş anılar saklı bu fotoğraflar, tanıdık biriyle yan yana gelince anılarımızı tazeletip kendi zamanlarında yolculuğa çıkarırlardı bizi. … Read more

İncelikli bir karanlık: Kırık Şehir | Büşra Uyar

Herhangi bir kanalda haberlere göz atın ya da gazetenin sayfalarını hızlıca çevirin, orada bir kadın cinayetiyle karşılaşacaksınız: Uzun zamandır böyledir bu. Ama bu tabloya rağmen birileri ısrarla bir şeylerin iyiye gittiğini söyler: Bazı yerlerde kadınlar sokaklarda biraz daha fazla vakit geçirebiliyor, erkeklerin egemenliğindeki iş alanlarında -sayılarının artmaması şartıyla- namuslu başarı hikayeleri yazabiliyor. Eh, zaten kadınlar … Read more

“Zaman O Zaman Değil” üzerine | İnci Gürbüzatik

Edebiyat dünyasında bazı yazarlara, yayıncılara, eleştirmenlere ya da medyaya yakın olmak, onların ilgisini üzerinde hissetmek elbette ki genç, yeni kitap çıkartacak yazarlar için bir şans.  Pek çok konuda olduğu gibi, maddi yönden güçlü, çevresel ilişkiler konusunda zengin, medya destekli olarak tanımladığımız kimi yazarlarla aynı edebiyat ortamında olmak hiç de kolay değil. Haksız rekabet diyoruz biz … Read more

Neşesi hüznünün içinde gizli bir hayat hikâyesi | Likya Bademci

Geçtiğimiz sene Doğan Kitap’tan yayınlanan Zülfü Livaneli ile gerçekleştirdiği nehir söyleşi kitabı Livanelinin Penceresinden’in ardından kaleme aldığı Neydi O Gelecek Bayramlar romanı ile okurlarıyla buluşan Zafer Köse, bu kez neşesini hüznünün içine gizleyen bir kurgu roman ile karşımızda. Köse, daha en başından her bayram arifesinde bir daha geri getirilemeyecek geçmişin güzel zamanlarından dem vuran o … Read more

Asıl meselem aşk mı? | Havanur Taflan

Günümüz dünyasında ne çok şey değişti. Geçmişte önem arz eden birçok şey toplumlar ve birey için önemli değil artık. Fakat insanlığın ilk oluşumundan beri çok zor bir soru hala aynı ölçüde cevaplanmayı bekliyor. Çünkü insan için mutluluğun kaynağı olmaya devam ediyor. Oscar Wilde “her âşık oluş umudun kendini bilmişliğe karşı zaferidir. Kendimizde gördüklerimizi, onda görmemeyi … Read more

Bir bakışı solduran zaman (17): Noktürnler (V) | Feridun Andaç

“Söze dökülmemiş düşünceler, anlam verilmeyen sözcükler; ne bir dizemi olan, ne tempo tutulabilecek ezgiler:” G.A. Bécquer  20./ Dinmeyen Başlayan ve süren yolculuğun dinmeyen ipiltisi sizin zamanınızı yaratıyor bende.          Güne bölünürken, varlığınızın kuşatıcılığına yer açıyorum.        Hiç kimsenin gitmediği, görmediği bir yol, sapak burası!          Sözü, yaşamı, yaşamayı, bakışı ve zamanı değişken kılan bir yol.       Yazdıklarınızı okuyunca, umursanmayan … Read more

Edebiyatın en hüzünlü cadısı: Agota Kristof | Necla Akdeniz

Edebiyatın Cadıları, serisinin ikinci yazarı Agota Kristof. Ben ona, edebiyatın en hüzünlü cadısı, ismini verdim. Çünkü her cadı gibi acılarla, kayıplarla, sürgünlerle geçmiştir yaşamı ve yazdığı her satırda iliklerinize kadar hissederseniz bunu. Onu okumak, soğuk bir kış gününde buzlu suya düşüvermek gibidir, ağzınızı dahi açamaz, donar kalırsınız. Savaşı, şiddeti, göçü, göçmenliği, kimsesizliği, kimliksizliği bu denli … Read more

Tarihin tozlu sayfalarından çıkıp gelen bir roman: Güneş Muhafızı | Ayşe Korkmaz

Güneş Muhafızı, Taylan Katak’ın yazdığı, Ocak 2019’da Aydili Sanat Yayınları’ndan çıkmış bir ilk roman. Taylan Katak önsöz bölümünde, kitabı yazmaktaki hedefinin, tarihin karanlık dehlizlerinde kaybolmuş medeniyetleri yeniden gün yüzüne çıkarmak olduğunu belirtmiş. Çünkü kurgunun merkezinde, Antik İran, Mezopotamya, Levent, Filistin, Anadolu ve Kafkasya’da yaşanmış gerçek olaylar, kişiler ve mekânlar bulunuyor. Roman yirmi iki bölümden oluşuyor. … Read more

Mehmet Erte’nin “Sahte” adlı romanı ve sahte olanın gerçekliği | Oktay Emre

İnsanın varlığını anlamlandırmasının, benliğini kurmasının tek yolu Adorno’nun deyimiyle ‘gerçeklik üzerine çekincesizce düşünmek’tir. Sonsuz bir düşünme eylemi olarak bu çekincesiz durum şüphesiz beraberinde çöküşü de getirecektir. Ama Benjamin’in Tek Yön adlı kitabında da söylediği gibi çöküş hiç de istikrarsızlık değildir ve tabii yükselişten daha şaşılası bir şey de değildir: “(…) işlerin artık böyle sürüp gidemeyeceği … Read more

Kapanmamış bir hesap: “Ödül” | Nevres Işılay Kaçakgil

Hava kasvetli, yaşanacak her şeyi sertliğiyle yüze vuruyor. Oda karanlık, kimsenin bir diğerine bakacak yüzü yok. Duman, odada sinsi bir yılan gibi dolaşıyor, herkesin silahı sözünde saklı. Kar, çirkin olayları örtmek için çırpınıyor. Kapıdaki askerler, suçlu olmayan birinin görüş günü içeri girmesini engellemiyor. Her şey o kadar dakik ve planlı ki, artık kaçacak hiçbir yer … Read more

Stefan Zweig: Ruh büyütecinin bahşedildiği yazar | Başak Ağma Küçük

Stefan Zweig, konu edindiği iç dünyanın bilinmezliklerle dolu labirentlerinde, bireyleri yargılamadan, şefkatle kucaklayarak dolaşmayı seçen; yolların karmaşasına, geçitlerin çokluğuna ve aykırı düşüncelerin korkutan sesine rağmen, psikoloji / felsefe bilgisini de yanına alarak, yalın bir dil ile güçlü karakterler yaratmayı başaran barış yanlısı, hümanist bir öykü anlatıcısı… ”Yeryüzünde beni sorgulamayan, bana işkence yapmayan insan var mıydı … Read more

Tarhan Gürhan: “Takılıp kalacağınız, tekrar okuma ihtiyacı duyacağınız metinler bunlar.”

Söyleşi: Makbule Aras Eivazi Yazar Tarhan Gürhan ile editörlüğünü yaptığı çok yazarlı “Müstakil Eylem: Uyku Üzerine 28 Kalem Darbesi” (Karakarga Yayınları) kitabı üzerine söyleştik. Sevgili Tarhan Gürhan, Müstakil Eylem ne güzel bir kitap ismi her şeyden önce. Uyku üzerine birbirinden renkli yirmi sekiz denemeyi okurla buluşturdunuz. Deneme dedim ama aslında bu toplamda öyküler de var. … Read more