Ferda İzbudak Akıncı’dan “Üç Yapraklı Yonca”

Ferda İzbudak Akıncı’nın 12 ve üzeri yaş grubuna yazdığı “Üç Yapraklı Yonca” adlı romanı, Tudem Yayınları tarafından yayımlandı. Tanıtım bülteninden Hayat hayattır çünkü, roman da romandır. Ve hayat, ancak yazılırsa, dönüştürülürse roman olur.” Kendinizi bir roman kahramanıyla özdeşleştirdiniz mi hiç? Elinizde olmayan sebeplerle yitirdikleriniz yerine başka şeyler koyarak kendinizi avuttuğunuz zamanlar oldu mu hayatınızda? Köyde … Read more

“Popüler Gerçek”, yanıbaşımızdaki gerçek! | Feridun Andaç

Arınma, yüzleşme çağrısı Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; bir oyun izleyerek yüzleşme, arınma yolculuğuna çıkabilirsiniz. Cem Uslu’nun yazıp yönetip, rol aldığı “Popüler Gerçek” oyunu günümüzün gerçekliklerine ayna tutuyor. Öyle bir ayna ki bu, Stendhal’in söylediğinin benzeridir: Hayatımızı sarmalayan, yozlaşmamızı, yabanlığımızı, birbirimize yaptığımız eziyetleri, tutsak olduklarımızı, bağımlı kaldıklarımızı bir bir karşımıza çıkarıyor. İzlerken düşünüp, gülümserken ağlamaya hazırlanıp, … Read more

Kitap Fuarı’nda bulabileceğiniz 15 ekoloji kitabı

BirGün’ün haberine göre, 20 Kasım’a kadar devam edecek fuarda çevre, ekoloji, hayvan hakları ve şehirleşme gibi konuları ele alan önemli 15 yeşil kitap var. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı 800 yayınevinin katılımıyla geçen cumartesi kapılarını açtı. Yoğun ilgi gören TÜYAP Kitap Fuarı 20 Kasım’a kadar sürecek. Fuarda yer bulan yeşil kitapları yeşilist’ten Deniz Aytekin sıraladı. 1. Bir … Read more

Yol arkadaşı sevgililer, aşklarda yalnızlıklar: “Sputnik Sevgilim” | Işıl Bayraktar

Sputnik Sevgilim, Haruki Murakami’nin Ali Volkan Erdemir tarafından Türkçe’ye çevrilen ve Doğan Kitap tarafından yayınlanan son kitabı. Japonya’dan başlayan bir yolculuğun, Yunan adalarına uzanışının, yollarda kayboluşların, kuralsız aşkların, yol arkadaşlıklarının ve birbirine çıkan yolların, yollarda yalnız kalışların ve aslında yolları hep yalnızlığa çıkan iç içe aşkların romanı. Edebiyata tutkuyla bağlı, yazarlık düşleriyle yanıp kavrulan, üniversiteye … Read more

Yazmanın zamansızlığı üzerine | Işıl Bayraktar

Yazarlar ne zaman yazarlar sorusunu kendime sorarım zaman zaman. Hem kendi yazın sürecimi incelerken, hem de yazma sürecinin inşasının yazarların hayatlarında kendine özgü hikayeler barındırdığını ve bunun yazma sürecinin temel taşlarından biri olduğunu düşündüğüm için. Yazarın asıl işi midir yazma eylemi?  Asıl iş denilen şeyle yazma arasında nasıl bir ilişki vardır? Yazarlık bir meslek halini … Read more

Okudukça Paris, yazdıkça Montaigne | Feridun Andaç

Doğrusu bir ülkeye adım atarken oranın yazarına, diline dair çok şey gelir aklıma. Okuduklarımdır elbette beni gelip bulan, hatta bana rehberlik eden. Ama öyle elimden tutup gezindiren değildir hiçbiri. İstemem de öylesini.  Victor Hugo size Paris’i nasıl anlatabilir? Ya da onun anlattıklarıyla Paris sizin gözünüzde nerededir? Ama bir Notre Dame Katedrali’ne varınca ister istemez Hugo … Read more

Naz Yeni: “Casablanca’da üç farkı kültürü bir arada görüyoruz.”

Söyleşi: Elif E. Akşit Ocak ve Şubat aylarında Ankara’nın eski ve popüler barlarından, üzerine çekilmiş bir uzun metrajli film olan Siyah Beyaz’da Naz Yeni’nin yönettiği ve SinemaKavram ile işbirliği yaptığı bir Casablanca oyunu vardı. Nisan ayında da birkaç kez oynayacaklar. Yer yer filmden sahnelerin, yer yer filmin 2. Dünya Savaşı etkisindeki sosyo politik çerçevesinin anlatıldığı, … Read more

Sergey Parajanov ve filmleri | Rıza Oylum

“Beni taklit etmeye kalkan herkes yolunu kaybeder” Sergey Parajanov, sinemada edebiyatın katmanlı dünyasını yeniden yaratan, şiirin hazzını görsel dünyaya taşıyan ender sanatçılardan biri. Bu nadide yönetmen, daha fazla tanınmayı hak ediyor. Gürcistan’da doğan bir Ermeni Sovyet vatandaşı olan Sergey Parajanov Sovyet film okulu VGIK’de okudu. Uzun süre Ukrayna’da yaşadı. Ukrayna’da çektiği sekiz filmde arayışını sürdüren … Read more

Polat Özlüoğlu: “Kırmızı rengi bu coğrafyanın kadim rengidir.”

Sevgili Polat Özlüoğlu’yla “Günlerden Kırmızı” kitabı üzerine yaptığımız söyleşi, yüreklerdeki acılara ışık tutacak denli güçlü bir yazın diliyle verimlenmiş. Sanki fotoğrafı çekilmiş birçok karakterden oluşuyor kitaptaki öyküler. Yaşama, insana dair duygular tüm çıplaklığı ile karşımızda. Yaşamın kıyılarında geziniyor, bütün öyküleriyle okuru hızla metinlerin içine alıveriyor. Soluksuz okunan bir kitap… Biraz kendinizden söz ederek başlayalım mı Polat Özlüoğlu, neler … Read more

Her yolculuk cesaret ister, hele yaşamın ucuna ise… | Şule Tüzül

Gerçeğin ne kadarına katlanabilirsek o kadarını yaşıyoruz. Yaşamlarımızın sınırları o katlanılabilir kıyılara kadar. Özgürlüğümüzün de. Sınırları aşmak için ödememiz gereken bedeller var. “Birçoğu yalanı gerçek gibi algılayacak kadar sıyrılmış kişisel özgürlükten. Oysa insan, hem yaşamı, bize sunulan bu en yüce olguyu, hem de yaşam sonunda sonsuzluğa varmayı hak etmek zorunda. Yaşam, bu gelişmeye tüm kapılarını … Read more

Eski zamanların yeni aşkları! | Barış Özdemir

Aşk! Tutku! Söze dökülemeyen arzu! İmkansızlığın o acılı yürekte yarattığı derin tahribat! Savrulmalar… Yaşarken ölme isteği, Werther’in içinde bulunduğu biçareliğin metaforu; bu ölümden kaçarken gerçek ölüme uzanma ise, Lotte’yle ‘meçhul ama öngörülen bir zamanda/mekanda’ buluşabilme arzusu… Werther efekti Goethe, 1774’te henüz 25 yaşındayken tamamladığı “Genç Werther’in Acıları”nda o günün edebiyatına, genel geçer yazma kuralına kafa … Read more

“Lizbon’a Gece Treni” üzerine | Emel Bayrak

“İnsanın yaptıklarının yüzeyinin altında bir sır var mıdır? Yoksa insanlar tamamen böyle midir, açıkça ortada duran, her şeyi gösteren eylemleri gibi? İnsanın yaptığı her şey, bilinmeyen derinlikte saklı bir iç hayatın tamamlanmamış, adeta gülünesi çaresizlikteki ifadesidir sadece, bu iç hayat yüzeye çıkmaya çabalar ama onun uzağına bile ulaşamaz…” Lizbon’a Gece Treni bir yolculuk kitabı olarak … Read more