Öykü: Vail | Ahmet Karakulak

Pero’nun evin içine para gömdüğünü yalnız ben biliyorum. Ocağın yanına gömüyor, üstüne de şu yamuk yumuk tencereyi koyuyor. Kimse o tencereye dokunmaz. Hep pis ve kara. Sabah saçımı keserken ona, gördüğümü söyleyecektim. Vazgeçtim. Gizlice yapılan şeyler korkutuyor çünkü. Pero gizli şeyler yapmaz sanıyordum. Üzülür gibi oldum. Saçımı keserken benimle hiç konuşmadı. Boynumdan aşağıya dökülen kıllar … Read more

Tolga Gümüşay: “İstanbul benim için özgürlükle özdeş bir kent.”

Söyleşi: Ecem Kodak 1972 yılında Gönenli ailesinin görevli bulunduğu Uzunköprü’de doğan Tolga Gümüşay, İstanbul Üniversitesi’nde İngilizce İşletme bölümünü bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi’nde Örgütsel Davranış üzerine yüksek lisansını tamamladı. İlk romanı 6 Yıl Tam Pansiyon 2001’de yayımlandı. Hiç Kimsenin Kenti adlı romanı İz Tv tarafından belgeselleştirildi. 2012 yılında kendi kadrajından yansıyan fotoğraflara yazdığı öykülerle şekillenen Kareli … Read more

Afacan Frieder ile anneannesi! Onlar olmasa dünya daha az eğlenceli olurdu doğrusu!

Gudrun Mebs’in yazdığı, Rotraut Susanne Berner’in resimlediği “Anneanne ile Frieder” serisinin ikinci kitabı Anneanne ile Frieder’in Yeni Maceraları, 6 ve üzeri yaş grubu için Ayşe Sarısayın çevirisiyle Can Çocuk Yayınları tarafından yayımlandı. Tanıtım bülteninden Almanya’nın sevilen çocuk klasiklerinden “Anneanne ile Frieder” serisi, Türkiye’de genç okurlarla buluşmaya devam ediyor! İlk kitap Anneanne ile Frieder‘den sonra, ikinci kitap Anneanne … Read more

Çilem Dilber’in “Kuyruklu Yalan”ı | Ayla Burçin Kahraman

Kuyruklu Yalan, Çilem Dilber’in ilk kitabı. Geçtiğimiz günlerde Notabene Yayınları etiketiyle okurlarına merhaba, dedi. Kitapta ana kahramanların hayata karşı durabilme mücadelesi, çoğu zaman gerçekliğin sınırları yok edilerek masalsı bir üslupla anlatılıyor. Öykülere atmosfer betimlemeleri, sesler, kokular dahil edilerek büyülü gerçekçi bir dünyada yalınayak yürüyor hissi yaşatıyor okuyana. Öyküler, neden sonuç ilişkileri üzerine kurgulanmış. Yazarın dil … Read more

Bir aşkın gündökümüne dair ustalıklı şiirler

Lal Laleş’in Nora İstanbul Bir Hiçtir adlı şiir kitabı Ayrıntı Yayınları etiketiyle yayımlandı. Tanıtım bülteninden Lal Laleş, Nora İstanbul Bir Hiçtir’de bize hafıza çekmecesinde saklanan bir aşkın gün dökümünü anlatıyor. Cezayir Sokağı’na seslerini bırakıp kendi denizlerine dönen Martılar… Yalınayak geçilen denizler… Köknar yapraklarına emanet edilen kalpler… Ve karanfilli hakikat!.. Nora İstanbul Bir Hiçtir, sır cümlelerle dolu bir … Read more

Öykü: Dışarıya | Ecehan Biçen

Asiye Hanım hıçkırdı. “Bir kuğu kadar…” dedi, tekrar hıçkırdı. “Bir kuğu kadar değerim yok senin gözünde. Yalan mı ha, yalan mı?” Hikmet Bey kılını kıpırdatmıyor. Kirpiklerinde en ufak hareketlenme yok. Yanak kaslarında seğirme, kafasının sesin geldiği yana istemsizce çevrilmesi, dudaklarında gerginlik veya büzüşme, hiçbir şey. Altında dizleri çıkmış eşofman, üstünde el örgüsü yelek, koltuğa yapışmış, … Read more

İlkyaz’ın yeni sayısı yayında

Aralık 2018’de yayın yolculuğuna başlayan ve başlangıçtan bu yana 13 farklı ülkede genç yazarları tanıtan genç yazarlar platformu İlkyaz’ın yeni sayısı yayımlandı. 2018’in Aralık ayında bu işbirliğine Norveç PEN merkezi öncülük etmişti. Ocak ayı için aynı rolü PEN Almanya merkezi üstlendi, Şubat’ta işbirliğimiz Belçika/Flemen PEN ile devam etti. Mart ayı yazıları için aynı rolü PEN … Read more

Öykü: Ilgaz’ın bulutu | Eda Özdemir

Ayağımdaki çizmeler ha var ha yok; çoraplarımla bir… Şimdi şimdi derken sıra bana gelmedi gitti. Recep’in şu kitap defter parası geçsin, hiç bakmam, bir çift çizme alacağım diyeceğim evdekilere. Diyeceğim de diyemem ki, en çok Recebim üzülür; öyle içlidir yavrum. Suzan Hanım’ın günü bugün; evi de bir ters yerde ki bezdim. Üç vesait yapıp gidersin, … Read more

Öykü: Sonrası | Ecehan Biçen

“Evet” demiştim. Çok istediğimden değil.Karanlıkta parlayan gözler yüzünden. Tepemdeki ışık gözümü alıyordu ve ben sadece onları görebiliyordum. Hepsi dudaklarıma abanmış, cevabımı bekliyordu. Oraya kadar gelmiştim, reddetsem ağızları açık kalacak, yıllarca bunu konuşacaklardı. Şakaklarımdan birer damla terin süzüldüğünü hissetmiş, ellerimin titrediği anlaşılmasın diye silememiştim. Çeneme doğru akıyor, huzurumu hepten kaçırıyorlardı. Saygı duruşunda burnumun kaşınması gibi. Masanın … Read more

Öykü: Ah Eleni! | Nazan Çinko

Arnavut kaldırımlı bir sokakta, Rumlar, Ermeniler, Türkler, Arnavutlar hep birlikte yaşardık ve ben o kaldırımları mahallenin bakkalı Arnavut Hacı amca yaptı sanırdım. Kapılar kilitlenmezdi bu mahallede, çocuklar istediği bahçeye girip erik toplayıp yiyebilirdi. Kimin başı derde girse herkes yardımına koşardı. Mutluyduk, mesuttuk ve de çocuktuk daha ne olsundu ki. Hele ben, hele ben en mutlu … Read more

Öykü: Konuşma köşesi* | Yusuf Uzunyol

“…ve Külkedisi kaçarken pabucu ayağından fırladı. Ertesi gün Prens ayağı bu pabuca sığacak genç kızı aramaya koyuldu. Ülkenin tüm kızları, Prens tarafından beğenilmek için, ayaklarını daha ufak hale nasıl getireceklerinin çabasına giriştiler. İşte o gün bu gündür kadınlar, ayaklarını erkekler tarafından belirlenmiş kalıplara sıkıştırmaya çalışır. Erkekler ise ellerindeki ayakkabıya (düşlerindeki kalıba) ayağını (kendini) sıkıştıracak kadını … Read more

Öykü: Eksik bir şey var | Dilek Karaaslan

Sümbülköy’e akşam inmek üzeredir şimdi. Tesisatçı Şeref, neredeyse yarım saat önce dükkanını kilitleyip, elindeki sigarayı bahçedeki gülün dibine fırlatmış, yirmi metre kadar yürüdükten sonra geri dönüp, sağ omuz darbesiyle kapıyı kontrol ederek tekrar yola koyulmuş, şimdiye evine varmış, karısını pataklamış, pişirdiği yemeği beğenmediyse tenceresiyle yere çalmış, sekiz, on iki yaş arası, boy boy kızlarını cama, … Read more