Filmi çıkmadan okuyacağınız 8 kitap

Hürriyet’ten Gülüm Dağlı’nın haberine göre, roman uyarlamaları bu sene de revaçta. “Bence kitabı daha iyiydi!” demek için filmi çıkmadan okumanız gereken 8 önemli yapıt şöyle: 1. Kayıp Kız, Gillian Flynn, Artemis Yayınları Geçen yıl Türkçede yayımlandığında, ABD’de olduğu gibi çok satmış, çok konuşulmuştu. Gerilim yüklü roman, bu yıl Ben Affleck başrolünde sinemaya aktarılıyor. Üstelik David Fincher tarafından! … Read more

Tutunduğumuz zaman, bizi bırakmayan bellek… | Feridun Andaç

Bellek ya da zaman boşlukları Bir kokudan dönüyorum geçmiş zamanın labirentlerine… Çocukluğumu hatırlatıyor… Hiç beklemediğim bir zamanda gelip beni bulan, sarı buğday ekmeğinin kokusu… Su değirmeninde öğütülen unun seke seke çuvala döküldüğü ânın imgesiyle yakalıyor beni… Değirmen, bir düş oyunudur çocukluğumun. Suyun gücünü keşfetmenin ilk durağıydı belki de! Mikail dayım, her bir ayrıntısını inceden inceye … Read more

Mağdurun Dili, Dört Kalemi | Arzu Lermioğlu

Nurdan Gürbilek, kendisini dışlanmış, horlanlanmış hissedenlere yakın gören bir edebiyatı irdeliyor denemelerinin yer aldığı ‘Mağdurun Dili’nde*. Kolayca melodrama dönüşebilecekken, ‘bir ulusal mağduriyet hikâyesine doğru daraltmadan’ yaklaştığı o yalın-acı dolu hayatlara bizi ustalıkla yakınlaştırabilmiş Oğuz Atay’dan, nihayet ‘Tutunamayanlar’daki anlatımının, üzerinde yarattığı kuvvetli etkiyle okuyucuya açmaya karar verdiği bu hassas meseleyi, “çatışmalarla dolu mekân”ı beş başlıkta, dört … Read more

‘Sadakat’in sarkacında iki kuşak | Remziye Arslan

İlhami  Sidar’ın son romanı Sadakat, geçtiğimiz günlerde İthaki yayınları arasından çıktı. Etik çağrışımlarla yüklü bir adla okurun karşısına çıkan roman, adının işaret ettiği düz anlamın ötesinde, çok katmanlı bir anlam evreninden besleniyor. Bunu daha ilk sayfaları çevirirken anlıyorsunuz. Bugünden düne, dünden bugüne akıp duruyorsunuz. Bir dilin yetkin kullanılışının okumaya kattığı zevkle, gözleriniz adeta satırlar arasında … Read more

Kentlerin kültürel dokusunu kayda geçen kitaplar | Feridun Andaç

Bir Örnek Adım: Kentler ve Semtleri Kentlerin yazılı tarihi, yerel ve kültürel dokusunu anlatan kitaplar bir bakıma toplumun belleğini oluşturur. Yaşananla yazılanın buluşması için özellikle sözel tarih çalışmaları gerekli. Hatırlama bilinci kayda geçmekle mümkün. Kent belgelikleri/kütüphaneleri, kent müzeleri bu anlamda yeniden düzenlenmeli. Oralarda “bekleyen memur” değil uzman kişiler görev almalı. Bir anlamda kentin her yöresinin … Read more

Soma’da hayatı kurtarma oyunu! | Feridun Andaç

Düşte ve sözde bir bakış sanki! Kararan gece değil, dile vuran sözcükler…Günlerdir yaşanan trajedinin acı iklimindeki gerçekliği adeta kralın soytarılarının dilinde büküm büküm edilerek yaftalanıyor. “Hakikat”in görüntüsü/anlamı kendi algı gerçekleriyle örtülmeye çalışılıyor. “Savaşı erkekler” yapar dercesine, hatta “kurban bir başkasıdır size ne” edasıyla ortaya dökülen  bu kara söz cambazları şimdi kendi zamanlarının ulufesini dağıtmaya hazırlanıyorlar. … Read more

Çünkü yaratıcı dil öldürür bir yanımızı | Menekşe Toprak

Sanat, edebiyat ele verir kimliklerimizi, kendimize sakladıklarımızı… Çünkü bu hayata dair korkularımız, yalanlarımız ve inkârlarımız nasıl ki en çok ölüme yaklaşırken dilimizin ucuna gelebiliyorsa, bir edebiyat eseri de yaratıcısının bir yanını öldürerek çıkar ortaya.    Daracık bir sahnenin üzerinde, şık ile rüküş arası diyebileceğimiz kıyafetler içindeki bir kadın ve dünyaya umursamaz bir edayla bakan bir … Read more

Hakan Bıçakcı: “Yaşadığımız çağın sloganı şu: Görünüyorum öyleyse varım!”

Anlatılarını bazen tekinsiz fantastiğin sınırlarına sürükleyen Hakan Bıçakcı, hiç kuşkusuz edebiyatımızın özgün isimlerinden. İletişim Yayınları’ndan çıkan ve epey ses getireceğe benzeyen  son romanı ‘Doğa Tarihi‘, plaza-site-alışveriş merkezi üçgenine sıkışmış hayatları anlatan, günümüzde geçen bir distopya. Serap Uysal yazarla romana adını veren Doğa’yı konuştu: Doğa, selfie fotoğraf çeker miydi? Çekerdi ama bir şartla. Çerçeveye giren ayrıntıların statüsünü … Read more

Iain Banks’in bilimkurgu klasiği Türkçede!

Geçtiğimiz yıl nisan ayında bir mektup yayınlayarak hastalığı nedeniyle çok kısa bir ömrünün kaldığını açıklayan ve kısa süre sonra da hayata veda eden İskoç yazar Iain Banks’in en ünlü romanlarından biri olan Cebirci, İthaki Yayınları etiketiyle ve Kemal Baran Özbek çevirisiyle raflardaki yerini alıyor. Milattan Sonra 4034 yılında insanoğlu uzayı kolonileştirmeyi çoktan başarmıştır. Gelgelelim Nasqueron … Read more

Umutsuzluğun romanı: “Paul Brousse Akşamları” | Nazê Nejla Yerlikaya

9 Nisan 2015 tarihinde Paris’te bir otel odasında hayatını kaybeden Nilgün Aslan’ın anısına saygıyla… “Ve kum saati, dünyanın kum saati boşaldı ve yüzyılın tüm görüntüleri sustu; çılgın ve kısır çabamız bitti, yakınlarına gelince, sonsuzlukta olduğu gibi – erkeğin veya kadının, zenginin veya yoksulun, kölenin veya efendinin, mutlunun veya mutsuzun olduğu gibi- her şey sessizlik içindedir; … Read more

Özgürlüğe giden yolda ‘Akıl Çağı’ üzerine | Ahmet Türkan

Bir sürü hayvanı olduğumuz için topluluğa zarar verecek olan herhangi bir şeyden kaçınmamızı sağlayan “vicdan” güdüsü, algılarla sınırlandırılmış bir hayal gücü, işte özgürlüğün sınırları. Bir de buna toplumsal denetim mekanizmalarını eklersek, insanın özgürleşmekten çok tutsaklaştığını düşünebiliriz. “Bugün kendimde tanımadığım bir ‘ben’ yakaladım” dedi Daniel. Garip bir şekilde gülümsüyordu. Uzamış sakalının yer yer gölgelediği yüzüne uymayan bir tebessümdü … Read more

Editörlük ne değildir? (I) | Feridun Andaç

Gelelim editöre. En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: İyi yayıncılık=iyi editörlüktür. Şimdi anlatacaklarım ise doğrusu “teferruat”tır! Evet, yayınevi bir işletmedir. Her işletme gibi kuralları/ilkeleri/işletme yönetim modeli vardır. Bu modelin işleyişini herhangi bir işletme gibi almak mümkün değildir. Bu nedenledir ki yayıncılık kolektif yapılan bir iş olduğu halde, yayınevi bireysel yetilerle, yaratıcı kimliklerle biçim alır.  İşte editör … Read more