Pelin Buzluk, Ayten Kaya Görgün’ün “Arıza Babaların Çatlak Kızları” adlı kitabı üzerine yazdı

Çeşitli dergilerde yayımlanan öyküleriyle tanıdığımız Ayten Kaya Görgün’ün ilk kitabı kendine has üslubuyla, atmosferi güçlü bir roman. İlginçliğinin yanı sıra, kitaba bire bir uyan bir isim seçmiş yazar: Arıza Babaların Çatlak Kızları. Kimilerini gülümseten, kimilerini ise öfkelendiren bu isim, metne karşı konumumuzu sanki ilk anda belirliyor. Sivas’tan, belki daha doğudaki illerden dökülüp saçılarak, yitirip bırakarak … Read more

“Yeraltından Notlar’a insanlığın el kitabı, sözlüğü gibi bir anlam yüklüyorum”

Bu yılın en çok merak edilen filmlerinden Yeraltı 13 Nisan’da vizyona giriyor. En son 2009’da Kıskanmak filmiyle karşımıza çıkan Zeki Demirkubuz; Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar’ının serbest bir uyarlaması olan filmde, Ankaralı bir memurun yalnızlığı üzerinden insanoğlunun çelişkilerine bakıyor. Demirkubuz’laYeraltı’ndan yola çıkarak Dostoyevski sevgisini, insanın çıkmazlarını ve “kötülük”e bakışını tartıştık. Not: Bu söyleşi filmle ilgili gelişmeler hakkında bilgi vermektedir. Sıkı bir Dostoyevskici … Read more

Ömer Erdem’in “Kör” adlı şiir kitabı üzerine: ‘Gram gram çalarmış insan kendini’

Ömer Erdem, Kör'deki dizelerinde geleneksellik ve 'iki kişi olma' gibi temalarla şiirseverlere sesleniyor. Erdem, hem içeriden hem dışarıdan bakar; hem kendine hem de 'dünya yüküyle şişmiş' insanoğluna. Ömer Erdem, Kör adlı kitabında yer alan 'Kuş Bakışı' şiirinde 'Geldi vakti görmenin/ geldi vakti görmenin/ geldi vakti görmenin' diyor! Bu yinelemenin estetik kaygıyla ya da ritim yakalama … Read more

Telif hakları tartışmasında kim haklı?

Kanunların belirlediği, yazarın ölümünden sonra eserlerini 70 yıl süreyle koruma altına alan telif yasası James Joyce için sona erdi. Joyce’un eserlerini yayımlamak isteyen yayıncılar artık yazarın huysuz torununun iznine gerek duymayacak. Musa İğrek, bu gelişmeyle beraber alevlenen telif yasası tartışmasını ele alıyor. Bir yazarın ölümüyle eserlerinin, ailenin diğer fertlerine miras kalması hep tartışma konusu olmuştur. … Read more

Haydar Ergülen: “Şiir, tarih sahnesinin dışına düştü”

İnsan. Hayat demek. İnsan. Sevda demek. İnsan. Acı demek. İnsan hayal demek. Daha bir çok tanım yapabiliriz elbette ama insan şiir demektir dersek tam olarak ondan bahsetmiş oluruz. Onu, 3 yıl önce ilköğretim çağındaki öğrencilerimle buluşturmak için okuluma davet ettiğimde tanıma fırsatı bulmuştum. Daha 4.sınıf öğrencim Gamze’nin onlarca şiirini ezberlediği şairle göz göze gelmek öğrencilerim … Read more

İvan Sergeyeviç Turgenyev: Çekingen bir beyefendi, gözü kara bir yazar

“Ah gençlik! Gençlik! Pervasızca, umursamadan gidiyorsun kendi yolunda – dünyanın bütün hazineleri seninmiş gibi; keder bile seni umutlandırıyor, acı bile alnına çok güzel oturuyor. Özgüvenli ve küstahsın ve ‘sadece ben canlıyım, bakın!’ diyorsun. Kendi günlerin hızla uçup, hiçbir iz bırakmadan yok olur ve içindeki her şey güneşin altında eriyip giderken bile mum gibi… kar gibi… … Read more

Jean-Paul Sartre: Liberté kavramını hayat felsefesine dönüştüren egzistansiyalist

“Bu mantıklı, keyifli seslerin ortasında yapayalnızım. Tüm bu yaratıklar zamanlarını açıklamalar yaparak ve birbirleriyle hemfikir olmanın mutluluğunu yaşayarak geçiriyor. Tanrı aşkına, hep birlikte aynı şeyi düşünebilmek neden bu kadar önemli?” Kravatlı beylerin kafelerde gazete okuyup sohbet ettiği, tuvallerine rengârenk fırça darbeleriyle hayat veren empresyonistlerin Montmartre sokaklarında şaraplarını yudumladığı, zarif şapkalarıyla alımlı kadınların kaldırımlarda salına salına … Read more

Chuck Palahniuk: “Yeraltı” edebiyatının “yerüstü” kralı

“Ne kadar dikkat etseniz de, bir şeyleri kaçırmışsınızdır, zihninizi meşgul eden o doyumsuzluk hissini. Bilinçli bir şekilde duyumsamadan içinden koşup geçtiğiniz anlardan geriye kalan o buruk tadı. Eh, bu duyguya alışmanız gerek. Bir gün gelecek tüm hayatınız için böyle hissedeceksiniz. Bu yalnızca bir deneme.” Yeraltı biz sıradan faniler için yolu sonu demektir. Gözlerini yeşil dolarlara … Read more

Sibel Doğan’dan, Cemil Kavukçu’nun “Düşkaçıran” adlı öykü kitabı üzerine bir yazı

Siz hangisisiniz? Cemil Kavukçu, günümüzün en önemli, en özgün yazarlarından biri. Üretkenliğiyle Türk öykücülüğünde şimdiden kalıcı bir iz.  Fethi Naci, “Ayrıntıları kullanmakta çok usta… Tam bir anlatı ustası”  diyor onun için. “Elini neye değse öykü oluyor.’’ Çoğunlukla boğucu kasaba hayatını ve bu hayatın sıradan insanlarını anlatan yazar, öykücülüğünde yeni bir dönemin habercisi sayılan dokuzuncu öykü … Read more

Özlem Kiper’den, “Med – Cezir” adlı öykü

“Paris’te gökyüzü yakındır. Evler apartmanlar hiç bitmeyeceğini sandığınız Sein’in uzantısı gibi boylu boyunca yol alır. Yüzlerinden yaşları belli olmaz evlerin, sokakların, hatta dükkânların.  Tarih hiç değişmez görünür Paris’te, zaman hep aynıdır. Gökyüzü ise hep yakındır, yüksek yüksek binalar tepeler delmez gökyüzünü. Cama her yaklaştığınızda mavilik kuşatır gözlerinizi. Çatı daireleri, insanlar ve gökyüzü, olmak istediğiniz anı … Read more

Fanzin: SAMSAD (Samsa Dönüşüm Merkezi) | Ömer Faruk Nan

“Pırr, pırr…” Güneş ürkek ışıklarını salmadı henüz. Soğuk gece rüzgârı yüzüme çarpıyor. Tan ağarmadan önce terasımdan aşağıdaki vadinin sisine karışsam mı acaba diye düşünüyorum. Sis de ışığa karışır.  Yiten bir ruh gibi yavaşça kaybolur giderim. Salonuma komşu kocaman balkonun en ucuna yürüyorum, artık geceyi terk etmek isteyen karanlığın kıyısına. Gözlerim kapalı. Duyuyorum. Sabah sökmek üzere. … Read more

   Seyla’nın “Sıra sende,” diyen sesiyle irkildim. Dinlemeyi bırakmış, üstünden yıllar geçen hikâyenin detaylarına dalmıştım. Anlatma sırası bendeydi. Kadehimden bir yudum aldım. Arkama yaslandım.                                                                                          Çok eski bir evdi…       İstanbul’a üniversite okumaya gelmiştim. Devlet yurdunda bilmem kaçıncı yedektim, özel yurtlar ise ateş pahası… Kafa dengi arkadaşım Serap’la, kendimize bir çatı altı bulmayı vadetmiştik. … Read more