Devrim gündelik hayatta mümkündür | İsmail Gezgin

Gündelik yaşamımızın temelinde uygarlık süreci yatar; bir sözün, bir eylemin en azından binlerce yıllık bir geçmişi olduğu söylenebilir. Birlikte yaşam mecburiyeti ve içinde bulunduğu toplumda hem nesne hem de özne olan insan, diğerleri ile diyalektik ilişkide davranışlarını şekillendirmek zorunda kalmıştır. Toplumsal yaşamda asgari müşterekte birleşip “biz” olabilmek için birey, kendi doğasına içkin arzularının tatminini yalnızlığa … Read more

Umut kentlerde | Esra Ertan

Bizi bir araya getiren şey, koşumu dörtnala karanlık geleceğe sürülen kentlerin susturulmuş çığlığı oldu. Önce parklardan yükseldi çığlık, sokaklardan, vapurlardan, bir akşam evlerin balkonundan, ışıl ışıl bir gecede şehir insanından. Kentler dillenmeye, söylenmeye başladı. Kentler kendi kaderini, kendi iradesini ifade edebileceği bir geleceğe yürümeye başlıyor. Şehir insanı mobilize devinimlerle birbirinden vazgeçmeden, bir arada var olmanın … Read more

Çağdaş Gazeteciler Derneği: “Basın özgürlüğü ağır tehdit altında”

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Yönetim Kurulu, basına yönelik baskıları kınayan bir açıklama yaptı. Açıklama metni şöyle: “Gezi Parkı’nda başlayan ve devamında tüm Türkiye’ye ‘özgürlük’ talebiyle yayılan eylemlere karşı baskı politikalarını artırarak yanıt veren hükümet, hedefine medya kuruluşlarını aldı. İktidarının başından beri kendisine yandaş bir basın düzeni oluşturmaya kararlı görülen hükümet, her şeye rağmen özgür … Read more

E. M. Forster’a Göre Roman Sanatı | Nuran Durmaz

E. M. Forster’ın Roman Sanatı adlı kitabı, 1927 yılında Cambridge Üniversitesi’nce düzenlenen bir dizi konuşmanın derlemesi. Söyleşi havasındaki konuşmalar kitaba aynen aktarılmış. Roman sanatının inceliklerini titizlikle ve kendi dönemine göre oldukça özgün bir yaklaşımla ele alan bu kitabın, roman sanatı üzerine temel yapıtlardan biri olduğunu öğrendiğimde bir an önce okumak istedim. Ancak basımı tükenmiş olan bu … Read more

Jean-Paul Sartre ile bir söyleşi

Mıchel Contat tarafından Haziran 1975 yılında yapılan bu söyleşide söz konusu ölüm olunca eskiden hiç ölümü düşünmediğini belirten Sartre: “Hattâ bir ara, otuzuma doğru, ölümsüz olduğuma inandığımı biliyorsunuz. Ama şimdi artık kendimi ölümlü duyumsuyorum, ölümü düşünmeden” diyor. Contat: Bir yıldır, sağlık durumunuz konusunda pek de iyi sayılmayacak söylentiler dolaşıyor ortalıkta. Bu ay yetmiş yaşını tamamladınız. … Read more

Mesele’nin yeni sayısı çıktı

Mesele Kitap Dergisi‘nin “Kürtaj Yasağı” dosya konulu 67. sayısı (Temmuz 2012) kitapçılara dağıtıldı. Mesele’nin bu sayısında ana söyleşi olarak, feminist Handan Koç’la yapılan bir söyleşi yer alıyor. Söyleşinin başlığı, “Kürtaj Yasağı Bir Meydan Okuma, Ama Bizim İçin Geri Dönüş Yok!” Handan Koç söyleşisinde, kürtaj yasağı getirilme çabasında kritik olanın, iktisadi temelde bir ucuz işgücü deposu … Read more

Yazmayı bırakan yazarların hikayesi

Hermann Melville, Bartleby adını taşıyan öykü kişisiyle ‘Bartleby sendromu’nun isim babası olmuştu. Bartleby sendromu, herhangi bir sebeple yazmayı bırakan, yazarlık hayatının zirvesindeyken susmayı tercih eden yazarları nitelemek için kullanılıyor. J. D. Salinger (1919-2010): Eğer Bartleby’ler arasında bir sıralama yapmak gerekirse ilk sıraya Jerome David Salinger konulmalıdır. Salinger, ünlü olduğu kadar göz kamaştırıcı da olan dört … Read more

Jorge Luis Borges ile söyleşi

Jorge Luis Borges ile 1984 yılında Buenos Aires Üniversitesi Felsefe profesörleri ve Psikoloji bölümündeki öğrencileri tarafından gerçekleştirilen  söyleşi:   RÚSSOVICH: Başlıyoruz. Ne diyebiliriz…? – Başlangıçta, b’reshit bara elohim, olmaz mı? RÚSSOVICH: “B’reshit bara elohim et hashamayin ve et ha’aretz,” Tanrı başlangıçta, yıldızları ve yeryüzünü yarattı. – Hayır, “Tanrılar” yarattı. RÚSSOVICH: Ah, “Tanrılar”; elohim çoğul bir kelime evet. … Read more

Her Sözcüğü Bir Aşk İlanı Gibi Duyumsuyorum

Aşkın en kötü yanı aşk hakkında konuşturması, en iyi yanıysa şiir okutmasıdır.   Aşık olduğunuzda şiir okumak sizi genişletir, iliklerinize kadar işler sözcükler. Daha önce saçma gelebilecek “romantik palavralar” şimdi size dar gelir. (Siz geniş romantik alanlar umuyorsunuzdur artık. – İşte böyle olur; her şeyi tahrif etme küstahlığı gelir yerleşiverir üzerinize.) Aşkın bin türlüsü olduğunu … Read more

Hüseyin Kıran: “Ben, bence düz insanı yazıyorum”

Bir çakmak, karanlıkta çakan. Griliği içinde gevşek, gerili çelik yay. Humus yumuşaklığı. Gölgesinde uyuyan. Bereketli et. Ben, Gecedegiden. Ne hayvan ne insan. Dürtülmeyince konuşmayan. (Gecedegiden,s.81) Hüseyin Kıran 2004 yılında Kara Madde adlı şiir kitabıyla adını duyurdu. Yazar, 2006'da yayımlanan ilk romanı Resul'den sonra 2011'de çıkan ikinci romanı Gecedegiden'le edebiyatımızda özgün bir yerde duruyor. Kıran’la hem … Read more

64. Ölüm Yıldönümünde Sabahattin Ali’yi Anmak: Yazgısını Seven Adam ve Şiirinde “Ölüm”ü Çağırmak Temi

Bu sükût çiğnenen bir muhabbetin yasıdır. Bu sükût bir kömürün içerden yanmasıdır. Bu sükût beynimdeki cinnetin potasıdır; Görüp aldanmayınız sessizce durduğumu… Sabahattin Ali, içinde yaşadığı toplumla uzlaşamayan bir şair ve yazardır. Hem şiirlerinde hem de öykü ve romanlarında egemen güçler tarafından belirlenmiş kurallara başkaldıran, bu güçlerin kendilerini ezmesine izin vermeyen bireylerin bilinci mevcuttur. Yazdıklarından ötürü … Read more

Dostoyevski: “Yeraltı Adamı” Üzerine Kısa Bir Deneme

“Hiç kuşku yok ki, her insanın içinde bir öfke canavarı, acı çeken kurbanın haykırışlarından aşırı zevk duyan bir şehvet canavarı, zincirinden boşalmış bir canavar; hastalıkların, romatizmaların, hasta böbreklerin verdiği acılarla beslenen bir canavar yatar.”  (Dostoyevski, Karamazov Kardeşler) Dostoyevski romanlarında olay örgüsünün içinde aktığı mekân, kendi aralarında çatışmalı, gerilimlerle yüklü olan iki düzlemden oluşmaktadır. Bu çatışma halinde … Read more