Hayaller ve gerçekler | Mehmet Özçataloğlu

Hayal kurar mısınız? Hayallere inanır mısınız? Hayallerinizi gerçekleştirmek için peşinden koşar mısınız? Sanırım hayallerimiz de değişti artık son dönemde, öyle değil mi? Kişisel hayallerden çok toplumsal konularda hayal kuruyoruz daha çok. Coğrafyamız için daha güzelini, daha iyisini istiyoruz. Çocuklarımız için daha yeşilini ve daha güvenlisini… Hiç kimsenin aş ve iş sorunu yaşamadığını hayal ediyoruz örneğin. … Read more

Mehmet Atilla: “Arkamızda bıraktığımız kimi eylemler, zor dönemlerde bizi yönetmeye başlıyor.”

Söyleşi: Adalet Çavdar Edebiyatın çeşitli türlerinde eserler üreten, emekli bir öğretmen olan Mehmet Atilla’nın yeni romanı Paramparça, Delidolu Yayınları tarafından yayına hazırlandı. Mehmet Atilla Paramparça romanında 12 Eylül 1980’nin üzerinden kısa bir zaman geçtikten sonra 21 yaşındaki genç bir delikanlı olan Uzay’ın başından geçenleri anlatıyor. Bir döneme üç farklı ailenin hikayesi ile kısa bir zaman … Read more

Umutlu ve kitaplı bir yıl olsun | Mehmet Özçataloğlu

Kötü bir yılı uğurladığımız günlerin ertesindeyiz. Her yılbaşında “giden yılı aratma” dileği ile karşılardım yeni yılı. Fakat bu defa sadece böyle dileyemiyorum. Anımsamak istediklerim var olsa da çabucak unutmak istediklerim daha çok sanırım. Acı, gözyaşı, keder, üzüntü giden yıldan payımıza düşenler. O yüzden gelen yıl bunları getirmesin istiyorum. Yeteri kadar yaşanmışlıkları var kötü anıların. Peki, … Read more

Proje çocuklar ve gerçekleşmeyen düşleri | Mehmet Özçataloğlu

Proje çocuklar mevsimini yaşıyoruz uzun süredir. Dönemsel olarak yaşadığımız mevsimlere de benzemiyor hiç. Bir geldi, gitmek bilmiyor. Hâl böyle olunca da çocuklara söz hakkı düşmüyor hiç. Her şeyin en iyisini ve en doğrusunu biz ebeveynler biliyoruz. Onlar adına kararlar veriyoruz. Çünkü sistem çocukların söz hakkını ortadan kaldırmış durumda. Sadece söz haklarını değil hayallerini de sınırladı … Read more

“Yanıtını Veremediğim Bir Soru Kaldı Elimde” | Mehmet Özçataloğlu

Çocuklar için uzun bir yaz tatili birkaç gün önce başladı. Fakat gelir adaletsizliğinin yansıması sonucunda benzer şekilde tatil yapamayacaklar. Bir kısım çocuk deniz, güneş, kum üçgeninde gününü gün ederken bir kısmı evinde televizyon, tablet/bilgisayar karşısında zaman öldürecek. Daha şanssız olanları ise oto sanayi sitelerinin yolunu çoktan tuttular bile. Yine yoğun geçen bir eğitim-öğretim yılının ardından … Read more

“Balinalar Geldiğinde” siz ne yapardınız? | Mehmet Özçataloğlu

Michael Morpurgo adı bir şey ifade ediyor mu kendi başına? Duyduğunuzda ne düşündürüyor? Belki ilk anda hiçbir şey değil mi? Ama “Savaş Atı” dediğimde eminim ki çok daha başka bir durum çıkar ortaya. Kafanızda bir şeyler çağrışım yapabilir. Filmin hâlâ hafızalarda tazeliğini koruduğunu düşünüyorum çünkü. Steven Spielberg’in yönettiği 2011 yapımı savaş/dram filmidir “Savaş Atı”. Ve … Read more

Yaşanılası bir yer: “Şakacı Kuşlar Sokağı” | Mehmet Özçataloğlu

Dostluk, barış, huzur, güven… Ne denli çok söyleyip de az yaşayabildiğimiz kavramlar değil mi? Hemen herkeste tedirgin bir yüz ifadesi. Sokağa çıkmaya korkar olduk artık. Yaşadığımız apartmanlarda karşı kapımız günlerce açılmasa belki de farkına varmayacağız. Kendimizce kurtarılmış bölgeler oluşturuyoruz ki bunların başında yaşadığımız evlerimiz geliyor. Yeni insanlara kapalıyız. Yaklaşsak bile kafamızda soru işaretleri, azımsanmayacak bir … Read more

Unutalım gitsin! | Mehmet Özçataloğlu

Bazen diyorum, yaşadıklarımızı unutsak nasıl olurdu acaba? Günlük olarak kayıtlar silinse. Akşam yatıp sabah kalkınca tertemiz bir zihin. Oh, mis. Acısız, kedersiz bir yaşam. Her güne yeni bir başlangıç. Güzel olmaz mıydı? Olurdu belki de. Özellikle bu kadar acının içinde yaşıyorken! Hani bir film vardı. “50 İlk Öpücük.” 2004 yılı yapımı romantik bir komedi. Drew … Read more

Darmadağın! Herkesin yaşamından bir parçayı anlatan sözcük… | Mehmet Özçataloğlu

Hepimizin yaşamında önemli tarihler vardır. Doğum günleri, evlilik yıldönümleri, tanışma yıldönümleri belki de ölüm yıldönümleri. Bunlar kişisel olarak önem atfettiklerimizdir. Bir de toplumsal olarak önem verilen günler vardır, milli ve dini bayramlar gibi… Ya da siyasal duruşumuza göre kıymet verdiğimiz tarihler… Bir de fazla romantikler vardır! Sevgililer günü, anneler günü, babalar günü adı altında bazı … Read more

Masal masal içinde! | Mehmet Özçataloğlu

Mutsuz ya da karamsar olduğum dönemlerde masallara sığınırım. Buradan yazılarımı takip edenler de bunu iyi bilirler. Olabildiğince gerçeklerden uzaklaşmak, kaçmak iyi gelir çünkü. Masal diyarlarında, mutsuzluğun yaşanmadığı oralarda olmak iyi gelir bana. Kötülerin yer bulamadığı kazanamadığı bir dünya kime iyi gelmez ki? Çocukların da kötülüğü öğrenmemeleri için kötüyle karşılaşmaması yeterli olacakmış gibi gelir çoğu zaman. … Read more

“Kemaller Hep Yaşar!” | Mehmet Özçataloğlu

Islak bir İzmir akşamında, balkonumda sessizliği dinliyordum. Garip bir sessizlik vardı sokağımızda. Nedendir ki bu kadar sessiz bu saatte bu kent, diye düşünmeden edemedim. Haber bandına acının haberi düştü o anda. Bir yiğit göçüyordu dünyadan. Bir yiğit güzel bir ata binmiş gidiyordu. Anlamıştım kentin neden bu kadar ıslak ve bu kadar sesiz olduğunu! O çok … Read more

Gündeme inat, edebiyat | Mehmet Özçataloğlu

Bu yazıyı kaleme aldığımda 14 Şubat Dünya Öykü Günü kutlamaları yapılacaktı. Günün anlamına uygun düşsün diye öyküye bırakacaktım kendimi. Fakat gündem o kadar yoğun ve kötü ki. Sosyal medyada iki haber akıyor sadece. İlki Özgecan Aslan. Duyarlı her yüreği yakan bir katliam haberi. Aslan gibi bir kız. Hayatının baharında bir gonca gül. Hastalıklı ve ne … Read more