Semih Gümüş,12 Eylül’ün edebiyata yansımalarını anlatıyor

Semih Gümüş, Türkiye’nin önde gelen edebiyat eleştirmenlerinden. Yazar ve yayıncı. 12 Eylül döneminde Türkiye İşçi Partisi’nde mücadele veren Gümüş’le, darbenin edebiyata yansımalarını konuştuk. – Kendinizi 12 Eylül mağduru görüyor musunuz?  – 12 Eylül’ün mağduru değil, tarafıyız biz. 12 Eylül’e giden yıllarda siyasal savaşım içinde bulunan genç kuşak, sosyalizm değerleriyle 1960’lardaki çocukluk yıllarında tanışmıştı. Daha ortaokul … Read more

Abdullah Ataşçı: Yaralar o kadar büyüktü ki, ancak masalla anlatırsam insanlar okuyabilirdi

“Köy büyük bir yangınla sarsıldı, her şey küle karıştı ve herkes o tren yolculuğuna, küllerinden yeniden doğmak için çıktı, geçmişle hesaplaşmak ve geleceğini bulmak için… Bütün yolcular yanlarına en büyük yüklerini, sır dolu hikâyelerini aldılar.” Abdullah Ataşçı ile, yeni kitabı ‘Dağda Duman Yeri Yok’ hakkında yazıştık… Kitap, ‘Tünel’, ‘Okuyucu’ ve ‘Şer’ adında üç bölümden oluşuyor. … Read more

Hüseyin Kıran’la söyleşi: “Yeryüzünün yüzüne karşı, bir şarjör mermi boşaltmıyorsa bir yazar, hiçbir iş yapmıyor demektir!”

Metis Yayınları’ndan çıkan şiir kitabı “Madde Kara” ve ilk romanı “Resul”ün yazarı Hüseyin Kıran ile Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan son kitabı “Gecedegiden” dolayısıyla, başkacası mümkün olmayan bir yerde, “At Pazarı”nda, Gecedegiden, Hüseyin Kıran ve yazı üzerine lezzetli bir sohbet gerçekleştirdik. Okuyacaklarınız “hayata müdahale” etmeniz yönünde güdüler mi bilemem ama çok keyifli bir okuma sizi bekliyor. Ama … Read more

Dickens’ı yeniden okumak

19. yüzyılın ünlü romancısı Charles Dickens'in doğumunun 200. yılında, Türkçe'ye çevrilmiş eserlerinden ve özlü sözlerinden bir seçki… 2012, İngiltere'de Dickens Yılı. İngiltere, dilinin ve edebiyatının ortak bir değeri olarak gördüğü Charles Dickens'ı, doğumunun iki yüzüncü yılında, alışılagelmiş, beylik yazılar, konuşmalar, söylevlerden uzak, anıyor, anımsıyor. Alışılagelmiş, beylik yazılar, konuşmalar, söylevlerden uzak derken, Rusya'da Dostoyevski ve Tolstoy'la … Read more

Hasan Saraç, Mark Twain’in yaşamı ve yapıtları üzerine yazdı

Mark Twain: Amerikan Edebiyatının Sivri Dilli Babası “Açlıktan ölmek üzere olan bir köpeği alıp refaha kavuşturursanız sizi ısırmayacaktır. Bir köpekle bir insan arasındaki temel fark budur.” On dokuzuncu yüzyılın ortalarına geldiğimizde, zıt kutuplara yayılmış iki devasa ülke kendi geleceklerini yeniden yazmakla meşguldür.  Birincisi, aristokratik yapıya dayalı çarlık sistemini asırlar boyunca sürdüren Rusya, diğeri,  silah zoruyla … Read more

Faruk Bildirici’nin yazar Burhan Sönmez ile gerçekleştirdiği söyleşi

“Minnettarım o polis kazasına” Burhan Sönmez, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Hem de ikinci romanı ‘Masumlar’ ile aldı bu ödülü. Yaşamındaki trajik dönüm noktası, polisin coplarla saldırıp kafatasını kırması. Beyin travması nedeniyle başlayan migren, uykusuzluk ve rüya görememe gibi sorunlarını atlatabilmek için yıllarını İngiltere’de bir tedavi merkezinde geçirirken kendine dönük yolculuklara çıkarak yazmaya başlamış. … Read more

Melisa Ceren Hasmaden’in Irmak Zileli ile gerçekleştirdiği röportaj.

Irmak Zileli ile “eşik” üzerine İlk romanlar beni hem korkutur hem de heyecanlandırır. Çünkü ya harcadığınız zamana hayıflanırsınız ve kolay kolay bir daha o yazarın gelecek kitaplarına el uzatmazsınız ya da bir sonraki kitabını merakla bekleyeceğiniz bir yazar keşfetmiş olursunuz. Bu kez şanslıydım, çünkü “Eşik” ve yazarı Irmak Zileli ikinci gruptan çıktı. “Eşik” için –ana … Read more

Melisa Ceren Hasmaden’in, Muzaffer İzgü ile gerçekleştirdiği söyleşi.

Babamın çocukluğu Muzaffer İzgü kitaplarıyla geçmiş. Benim de ilkokul sıralarında en çok ve severek okudu­ğum yazar İzgü’ydü. Bir gün çocuk sahibi olursam, ben de ona Muzaffer İzgü kitapları alacağım. İşte bugünkü röportajım böyle bir yazarla; nesiller­dir okunan bir yazarla. Muzaffer İzgü’nün sokağına adım atar atmaz evini tanıyabilirsiniz. Çün­kü pencereleri rüzgârgülleri ve çiçek­lerle süslü tek ev … Read more

Sibel Doğan’ın, Leyla Ruhan Okyay’la gerçekleştirdiği söyleşi.

“Mimarlıkla edebiyat arasında büyük paralellikler olduğunu savunuyorum.” Leyha Ruhan Okyay'la “yazmak ve yaşamak üzerine” bir söyleşi. Edip Cansever  “Kim ne derse desin ben bugünü yakıyorum/Yeniden doğmak için çıkardığım yangından”  diyor. İnsan eskiyen yerlerinden kurtulup yeniden doğmak için mi yazar? Yazmak, belki kendini yeniden yaratma, ya da Cansever ‘in söylediği gibi yeniden doğmak diye tanımlanabilir. Yazmak … Read more

Özlem Kiper’den, “Med – Cezir” adlı öykü

“Paris’te gökyüzü yakındır. Evler apartmanlar hiç bitmeyeceğini sandığınız Sein’in uzantısı gibi boylu boyunca yol alır. Yüzlerinden yaşları belli olmaz evlerin, sokakların, hatta dükkânların.  Tarih hiç değişmez görünür Paris’te, zaman hep aynıdır. Gökyüzü ise hep yakındır, yüksek yüksek binalar tepeler delmez gökyüzünü. Cama her yaklaştığınızda mavilik kuşatır gözlerinizi. Çatı daireleri, insanlar ve gökyüzü, olmak istediğiniz anı … Read more

Meliha Akay’dan “Gırnatacı” adlı öykü

  Sokak sakinleri de kapıda, camda. Birazdan gösteri başlayacakmış da onu bekliyormuş gibi bakıyorlar. Aslında şanslı sayılırım! Çalmaya başladığımda neler olacak kim bilir? Seyircim şimdiden hazır, diyerek okşuyor klarneti. Güneş görmese de boğazı tepeden gören sokağın kadınları kaş göz işaretleriyle kim olduğumu soruyorlar birbirlerine. Sokak çalgıcısıdır, diyorlardır, eminim. Varsın öyle desinler; nereden geldiğimi, bu şehirde … Read more

Fanzin: Ruhuma bir hediye | Berna Olgun

Uçak indiğinde akşam saat 9’du. İstanbul’un kavurucu temmuz sıcağından sonra Riga’nın, tenle dans eden ılık rüzgârı, bana öyle iyi gelmişti ki. Beyaz geceleri yaşıyordu şehir. Güneş; kasvetli, bol karlı kışa inat, bir türlü batmak bilmiyordu Riga’da. Kuzeyin kışları zordu. Yazları doyumsuz. İş nedeniyle çıktığım seyahatlerden biriydi. Süre kısa, iş çoktu. Havaalanı, otel, ve iş yaptığımız … Read more