Fanzin: “Bu şehrin tebessümü bize değil Osman!” | Hande Yavuzkanat

Bu sene de okula başlayamamıştı Osman. Abilerinin arkasından camdan bakmakla yetindi yine. Her sabah aynısı olurdu. Ebubekir ve Ömer gelir, okulun aslında düşündüğü kadar güzel olmadığıyla ilgili konuşur ve giderlerdi. Kapının karşısındaki dolaba sakladığı çantayı yavaşça aldı. Sessizliğine tek düşman, her adımında yerden duyulan gıcırtılardı. Yine de annesine yakalanmadan çıkabilmişti evden. Pencereden görünmeyene kadar koştu. … Read more

Fanzin: İçerisi | Fatma Öztürk

Duvardan duvara uzanan geniş pencereye rağmen, yazın güneşin en tepede olduğu zaman bile karanlıktır. Karanlığın sebebi,  pencereyi yarım yamalak örtmeye çalışan kırık şerit perde de olabilir,  içlerinde birikmiş sigara izmaritlerine inat yaşam savaşı veren geniş pencere kenarında dizilmiş iri kauçuk ve kılıç saksıları da. Ya da kapıdan başlayıp pencereye doğru tüm duvarı kaplayan eğreti konulmuş … Read more

Fanzin: Atlıkarınca | Emine Soysal Akman

Hava aydınlanmak üzereydi. Sabahın mavi tülü bu iki göz derme çatma evin duvarlarından usulca çekiliyor, giderek rengini kaybedip şeffaflaşıyordu. Açık pencerelerden içeri giren hafif esinti arada bir ince perdeleri şişirip dalgalandırıyor, günün ilk ışıkları eşyaların üzerinde biçimleri değişen gölgeler oluşturuyordu. Gamze uyandı, esneyip gerindi. Yattığı yerde sırtını duvara vererek döndü, bir süre uykulu gözlerle odanın … Read more

Fanzin: Aykırı gelen | Hülya Apaydın

Uzun, ince bedenimin otobüsün camındaki yansımasını seyrettim. Saçlarıma düşen akları, yüzümde beliren çizgileri saymazsam, dokuz yıl önce, İstanbul’a giderken de böyleydim. Yaşamımda, devrim yaratansa düşüncelerim oldu. Doğduğum ortamdan bambaşka biriydim. Çocukluğumdan beri, etrafımda olup biteni eleştirir; kendimi hep başka yere ait hissederdim. İnsanların her hareketinde incelik, güzellik arardım. Doğduğum, Karadolu ilçesi, kasaba havasında bir yerdi. … Read more

Fanzin: Ruhuma bir hediye | Berna Olgun

Uçak indiğinde akşam saat 9’du. İstanbul’un kavurucu temmuz sıcağından sonra Riga’nın, tenle dans eden ılık rüzgârı, bana öyle iyi gelmişti ki. Beyaz geceleri yaşıyordu şehir. Güneş; kasvetli, bol karlı kışa inat, bir türlü batmak bilmiyordu Riga’da. Kuzeyin kışları zordu. Yazları doyumsuz. İş nedeniyle çıktığım seyahatlerden biriydi. Süre kısa, iş çoktu. Havaalanı, otel, ve iş yaptığımız … Read more

Fanzin: Beklenen Vals | Ahsen Serkan Usta

Bir çırpıda geçivermişti koca yaz, ufka yaslanan tembel güneş yerini sonbaharın kıpkırmızı bir atımlık günbatımlarına bırakmıştı. Neyse ki henüz yağışlar başlamamıştı da panayır alanı hâlâ nefes alabiliyordu. Hatta şaşırtıcı bir şekilde bu hafta sonu olağandışı bir yoğunluk vardı. Komşu kasabalardan gelen ziyaretçiler, dönme dolabından balerinine, çarpışan otolardan ahtapota kadar tüm oyuncaklara mevkilenmişler, başkası kapacakmışcasına bir … Read more

Fanzin: Hayat’la bir gün | Berna Olgun

Birbirine yapışmış rimelli kirpiklerini güçlükle ayırdı Hayat. Gözleriyle, yattığı yerden bütün odayı şöyle bir taradı. Etraf darmadağınıktı. Gece çıkarıp attığı ışıltılı giysileri, en yükseğinden ayakkabıları, 90’lardan kalma, çakma yılan derisi çantası ve peruğu yerdeydi. Odaya ağır bir parfüm kokusu hakimdi. Kirli camdan içeriye güçlükle giren sabah güneşi, yıllardır yıkanmamış perdelerin, örtülerin üstündeki toz kitlesini tüm … Read more

Fanzin: SAMSAD (Samsa Dönüşüm Merkezi) | Ömer Faruk Nan

“Pırr, pırr…” Güneş ürkek ışıklarını salmadı henüz. Soğuk gece rüzgârı yüzüme çarpıyor. Tan ağarmadan önce terasımdan aşağıdaki vadinin sisine karışsam mı acaba diye düşünüyorum. Sis de ışığa karışır.  Yiten bir ruh gibi yavaşça kaybolur giderim. Salonuma komşu kocaman balkonun en ucuna yürüyorum, artık geceyi terk etmek isteyen karanlığın kıyısına. Gözlerim kapalı. Duyuyorum. Sabah sökmek üzere. … Read more

Fanzin: Ölsem de kurtulsam | Betül Keskin

Saydım, tam dört yüz doksan iki bin üç yüz altmış beş çocuk bindi sırtıma. Şu kırık bacağımdan da ben sorumlu değilim bilesiniz. Dört yüz doksan iki bin üç yüz altmış altıncıyı da sırtıma alırdım almasına da, şu küflenmiş peynir kokan pis herif söküp çıkardı beni yıllardır mıhlandığım yuvamdan. Iskartaya çıkarmışmış! Pis herif! Ölsem de kurtulsam. … Read more

Fanzin: Tatil planı | Tijen Ergönen

Başımdan boşalan terle birden uyandım. Doğrularak şezlonga oturup ayaklarımı kuma indirdim. Yerde bir tespih böceği kuma girdi çıktı, birkaç saniye sonra tekrar kuma dalarak kayboldu. Güneş gözlerimi kamaştırdı. Çantama uzanıp el yordamıyla saç lastiğimi ve güneş gözlüğümü buldum. Saçlarımı çabucak toplayıp gözlüğümü taktım. Plajda insan sayısı artmıştı. Uykuya doyamamış olmalıyım ki esnerken çenem düşecek gibi … Read more

Sahne ardı yaşanmışlıkları | Lale Şenkula

Heybetli bordo bir kapı. Aşınmış, rengi yer yer kiremite çalıyor. Üzerinde parlak altın sarısı plakadan büyük bir yıldız var. Bakır tokmağının ince işçiliği kapıyı daha heybetli yapıyor. Ardında bir aktristin iç dünyasından yansıyan hayat bağlarını saklıyor. Oymalı tokmağı saat yönünün tersine çevirip küçük “tik” sesini duyduktan sonra yaşlı kapı gıcırdayarak ardına dek açılıyor. Kapının tam … Read more

Deniz Teyze | Nurbahar Usta

Deniz Teyze, iki çouğunun babasıyla evlenmemiş, sırf bu nedenle maddi durumu oldukça yerinde olan babası tarafından evlatlıktan reddedilmiş ve gençliğindeki bütün o şaşaalı hayata hiç sahip olmamışçasına iki çocuğuna terzilik yaparak bakmaya çalışan bir kadındı. Her akşam işten eve gelip iki duble rakısını içmeden uyuyamayan Leyla Teyze’nin aksine alkol alışkanlığı yoktu fakat o akşam sanırım … Read more