Yu Hua’dan Yeni Kitap

Yu Hua’nın “On Sözcükte Çin” adlı kitabı, Bahar Kılıç çevirisiyle Jaguar Yayınları tarafından okuyucuyla buluşturuldu. Tanıtım bülteninden: Kültür Devrimi’nden bugüne kadarki kırk yıllık sürede “Halk” sözcüğünün içi boşaltılmıştır Çin gerçekliğinde. Şimdi, Çin’de popüler olan ekonomik terminolojiye göre “Halk” sadece bir paravan şirkettir ve Çin farklı dönemlerde farklı içeriklerle onu kullanarak pazara girer. Yaşamak ve Kanını … Read more

Bir bakışı solduran zaman (12): Taşrada insana dokunursunuz | Feridun Andaç

İnsana dokunursunuz Dokunur taşrada insan size; bakışı, duruşu, yaşayışı ve bir sözüyle. Sinik, kendi halinde görünen o insan; her şeyiyle hayatın içindedir. Dokunduğunuz toprağın nemini nerden geldiğini bilir, gölgesinde oturduğunuz defne ağacının manolya olduğuna iddia etmeniz boşunadır onun yanında. Hangi yönden esen rüzgârın insana iyi gelmeyeceğini bilir o. Bir sözü başka bir sözle karşılarken mutlaka … Read more

Yaz geldi/ mi? | Mehmet Özçataloğlu

Günün ağarmak üzere olduğu saatteyim. Çalışma masamın önündeki camı açtım. Sabahın serinliği yüzümü okşuyor. Karşı bahçede olmasına rağmen dalları neredeyse önüme dek uzanan ceviz ağaçlarının dallarından kuş cıvıltıları mutluluk saçıyor. Çatılardaki martıların sesleri ara ara bastırsa da bu cıvıltıları… Onlarınki de kendine has bir güzellik aslında. Martıların etkisi olsa gerek, kendimi deniz kenarında bir yerde … Read more

Yenişehir’de bir çilingir sofrası | Can Öktemer

Mekânlar sadece etrafı dört duvarla çevrili yapılar değildir. Tam tersine yıllara meydan okuyan lokantalar, binalar, barlar, meyhaneler farklı hikâyeleri bünyesinde toplayabilen kıymetli birer hafıza mekânlarıdır. Özellikle meyhaneler, lokantalar, farklı kuşakları, farklı sınıftan, kültürden insanları bir araya getirebildiği için ve alkolün kelimelerdeki kilidi açıcı etkisiyle nice hikâyeyi, anıyı kayıt altına almıştır. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte yeni bir … Read more

Yazarın Odası: Özge Kılıçoğlu | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Özge Kılıçoğlu’nu, arkadaşı Ebru Türker Özkoç ile konuştuk. 1)Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu? Yazı masasında, bahçeye bakan penceresinin önünde yazar yazılarını.  Yalnız olması gerekir yazmak için. Yazarken yanında bulunmadım … Read more

Öykü: Ne oldu Helga’ya (Mırıltılı bir gençlik hikâyesi) | Müge Koçak

Kız, havanın ve halkın pek de alışık olmadığı güneşli bir günde, otobüs durağında oturmuş, hoşça kal kartı yazmaya çalışıyordu Helga’ya. *** Helga’yı ilk tanıdığımda sevmemiştim. Buz mavisi delici bakışları, kulak hizasında kesilmiş dalgalı saçları, her an kırılacakmış gibi duran ince bir boynu vardı. Bitmek bilmeyen bacak boyuna karşın oldukça kısa kalan gövdesi, onu olduğundan daha … Read more

Evreni yeni baştan tanıma: Ervin Laszlo ve “Kozmosun Aklı” üzerine | Ali Gence

Geçtiğimiz günlerde Omega Yayınları’ndan çıkan Kozmosun Aklı: Niçin Buradayız? isimli kitap, okuru bilimle felsefe dünyası arasında uzun bir yolculuğa çıkaran, yeni bilimsel veriler ekseninde hayatın ve varlığın anlamına dair güncel yanıtlar üreten özel bir kitap. 1970 yılından beri birçok uluslararası çalışma yürüten ve onlarca kitap yayımlayan Ervin Laszlo, çalışmalarında kullandığı bilimsel verileri ele alış biçimiyle … Read more

Felsefi bir masal: “Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde” | Esra Karadoğan

Nobel Edebiyat Ödülü verilmeyen bir senenin ardından Polonya’lı yazar Olga Tokarzcuk’un Drow Your Plow Over the Bones of Dead adlı eserine layık görüldü ve kitap Timaş Yayınları tarafından Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde ismiyle yayımlandı. Olga Tokarcuk okuyan hemen herkesin hem fikir olduğu üzerine, kuvvetli, farklı, insanların karanlık yönlerine bile incelikle yaklaşan bir anlatımı var. … Read more

Öykü: Beklenen Pandemi | Tijen Ergönen

Kadın huzurlu evinde huzursuz, rahat koltuğunda rahatsızdı. Burnuna indirdiği yakın gözlüğünden elindeki telefonun dallı budaklı sanal dünyasına dalmıştı. Kendi ruhunun uzantılarıyla sarılmış evinde sinek uçsa ağına takılırdı. Boğazını gıdıklayan parmaklar iş başındaydı. Öksürdü birkaç kez. Siyah, toparlak bir böceğin telaşla halının altına girdiğini fark etti. Bu böcekler havaların ısınmasıyla topraktan, kabukların altından, taşların arasından çıkıp … Read more

“Arkadaşım Olur musun?” diye soruyor | Mehmet Özçataloğlu

Çocuklar okuma-yazmayı öğrendikten sonra ilk öğütlediğimiz günlük tutmaları oluyor sanırım. Okulla tatillerinde öğretmenleri de bunu istiyor. Olabilir. Yararlı bir etkinlik ne de olsa. Yazdıkları günlüklerle zamana ait anılarını korumuş oluyorlar. Çocuklar, kendileri ile konuşmayı seven varlıklardır. Bundan dolayı bir paylaşım aracı da olabiliyor yazdıkları günlükler. Bir zaman sonra geri dönüp okuyunca sevimli birer anı olarak … Read more

Türkiye caz tarihinden portreler| Can Öktemer

Caz hiç kuşku yok ki müzik tarihindeki en köklü akımlardan biridir. 1900’lü yılların başlarında ABD’deki Afrikalı kölelerin yaptığı ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı bir müzik olarak başlayan caz; bugün farklı formlarla, kültürlerle etkileşime girerek, dönüşerek varlığını sürdürüyor. Peki cazın Türkiye’deki serüveni nasıl olmuştur? Batu Akyol, 2013 yılında çekmiş olduğu Türkiye’de Caz belgeselinde bu sorunun yanıtlarını Türkiye … Read more

Dünya edebiyatından: “Okura Acıyın” | Hasan Saraç

Kurt Vonnegut Jr. (1922-2007), kara mizah ustalığı, özgün üslubu, sade ve sivri diliyle Amerikan edebiyatına damga vurmuş sıra dışı bir yazardı. Nitekim Amerikalı yazar, senarist ve yönetmen Michael Crichton,  Vonnegut için şöyle der bir yazısında: “Kurt Vonnegut Jr, dayanılmaz derecede acı veren şeyler hakkında yazıyor. Romanları otomasyona ve bombalara dair en derin korkularımıza, en derin … Read more