Payot’un “İrade Terbiyesi” üzerine | İrem Alaydın

Mart 2, 2023

Payot’un “İrade Terbiyesi” üzerine | İrem Alaydın

Kitap Fransız pedagog ve eğitimci olan Jules Payot tarafından yazılmış, 1895 yılında yayımlanmıştır. Türkçeye ise ilk olarak 1926 yılında İbrahim Ethem tarafından tercüme edilmiştir. Kitap ülkemizde büyük bir ilgiyle okunmakta. Bunun sebebi ise Cemil Meriç, Ali Fuat Başgil gibi önemli isimler tarafından tavsiye edilmesi olabilir. 

Kitap bize irademizi zorlayan unsurları açıklar, bunlarla nasıl baş edileceğine dair çözüm önerileri sunar ve son olarak güçlü bir irade için yapılması gerekenlerden bahseder. Kitap 5 bölümden oluşur. İlk iki bölümde bize mücadele etmemiz gereken, irademizi zayıflatan hususları verir bunlarla ilgili çözüm önerileri sunar. Üçüncü bölümde çevrenin irade üzerindeki etkisini değerlendirir yine burada da yapmamız gerekenlerden bahseder.  4. Bölümde ise çevrenin tam tersine yönelir kendi iç kaynaklarımızda irade terbiyesi açısından etkili olan faktörlerden bahseder. Burada karşımıza tefekkür ve beden sağlığı çıkar. Bunları irade terbiyesi açısından inceler. Son bölümde ise iradenin psikolojik boyutuna değinir. Duygu ve düşüncelerin irade üzerindeki etkilerine bakar.  Ancak bunların hepsinden önce  Payot,  kitabın önsözünde irade konusunda yanlış olduğunu düşündüğü iki teoriden bahseder. Bunlardan ilki Kant’ın ortaya attığı karakterin sabit bir yapıda ve değişmez olduğu teorisidir. Schopenhauer ve Spencer da bu görüşü destekler. Bu teoriye göre kişinin karakteri doğuştan gelir ve dışarıdan herhangi bir etkiyle büyük değişimler söz konusu olamaz. Bu nedenle irade terbiyesi üzerinde durmak anlamsız gelecektir. Payot da bu görüşe karşı çıkar ve duygu ve düşüncelerin, alışkanlıkların, tutkuların karakter üzerinde dolayısıyla da irade üzerinde etkisinden söz eder. İradeyi duygusal bir güç olarak görür ve “düşüncelerin irade üzerinde etkili olabilmesi için tutkularla beslenmesi şarttır.” diye ifade eder.  

İkincisi ise insanı ıslah etmenin kolay ve doğal olduğunu öne süren özgür irade teorisidir. Ancak Payot, “kişiliğin oturması, psikolojimizi çok yakından tanımayı gerektirir ve sabırla yürünen, uzun soluklu bir süreç sonunda elde edilebilir” diyerek bu görüşe de karşı çıkar. Bu görüş karakter eğitimini dolayısıyla irade terbiyesini de basitleştirir. 

İradesizliğin asıl sebebi içsel dürtülerimizdir. İnsan çaba göstermekten ve özellikle süreklilik gerektiren çabadan korkar bunu geçiştirmek için çeşitli yollara başvurur. İçsel faktörleri desteklemek ya da uyandırmak ise çevresel faktörlerin görevidir. Yanlış arkadaşlıklar gibi çevresel faktörler iradesizliğe yol açacaktır.  Bunu aşmanın yolu ise tefekkür ve eylemdir. Tefekkür derin düşünme yapısı olarak tanımlanır.  İşimize yarayacak her türlü duygu ve düşünceyi beynimize kazımak, bunları kalıcı hale getirmek tefekkürdür. Aynı zamanda bu olumlu düşünce ile harekete geçmeli, bizim harekete geçmemizi sağlayacak her türlü düşünceyi de araştırmalı ve anlamak için çabalamalıyız.  Öte yandan sağlam kafa sağlam vücutta bulunur sözünün haklılığını da ortaya koyar Payot. Tüm bunların yanında beden sağlığına da önem verilmesi gerektiğini, bunu düşünce ve eylem için bir ön koşul olduğunu ifade eder. “Doğru amaçlar için savaşmanın iyi bir şey olduğu, kendine hükmetmenin akıl için ne denli önemli olduğu unutulmamalıdır. İrade terbiyesinin gerekliliğini ve getirisini düşünen herkesin  bu işi hayatlarının odak noktasına koyarak kendisi için en önemli mevzu haline getirmesi gerekir.” (Payot, 2021, s. 176) 

Burada bahsedilenler kitabın en geniş anlamda tasviridir.  Okurken neredeyse her cümlenin altını çizdirecek önemli ifadelere rastlanır. Ali Fuat Başgil’in “…irade terbiyesini okumaya koyuldum. Okudukça içimde tahassür ve nedametle karışık müphem bir acı duymaya başladım. Kendi kendime ah bu kitap on sekiz yirmi yaşlarımdayken elime geçmeliydi diyor ve geciktiğim için üzülüyordum.” yorumu kitabın gerçekten de özellikle üniversite çağında okunması gereken bir kitap olduğunu doğrular. Zaten kitapta örnek verilen de hep üniversite öğrencileridir. Asıl amacı irademizi güçlendirmek olsa da hayata dair pek çok konuda farklı bir bakış açısı da getirdiğine inanıyor ve şiddetle tavsiye ediyorum.

edebiyathaber.net (2 Mart 2023)

Yorum yapın