En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?
“Destur Ya Sefalet”, Fahri Erdinç
Orhan Kemal’in çağdaşı bir yazarın 1945-49 yılları arasında dergilerde yayımlanan öyküleri derlenmiş. Yetkin ve derinlikli bir dili var, sahne canlandırmakta, atmosfer kurmakta çok başarılı, yazar bir durumu ifade ederken klişeler kullanmak yerine özgün imgeler bulmuş. O döneme özgü, şimdilerde kullanılmayan söyleyiş biçimleri, farklı adlandırmalar ya da artık var olmayan nesnelerin yer bulduğu öykü dünyaları da hoşuma gitti. O dönemin sosyolojik, kültürel, ekonomik ve siyasi panoraması da görülebiliyor öykülerden.
Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?
“Körler, gene başlarını eğerek kendi içlerine bakmaya başladılar.” s.98
Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?
Bir kere, önceden okuyup sevdiğim yazarların yeni kitaplarını takip ederim. Uzun zamandır kitap eki okumuyorum, Radikal Kitap Hürriyet’e devredileli beri bıraktım. Arkadaş tavsiyesini çok önemserim. “Destur Ya Sefalet” de örneğin Ahmet Büke tavsiyesidir.
Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?
Böyle birçok kitap var aslında ama aklıma ilk geleni söyleyeyim: “Kör Baykuş”, Sâdık Hidâyet.
Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?
Çok erken yaşlarda yazmaya başladığım için ilkin anneme okutuyordum, hâlâ da öyledir. Okuma ve yazma deneyimine güvendiğim arkadaşlarıma da okuturum. Yayımlanması dileğiyle bir öykümü ilk olarak 18 yaşındayken üniversitenin edebiyat topluluğundaki arkadaşlara okutmuştum. Sonrasında bu öykü toplulukça çıkardığımız dergide yayımlanmıştı.
Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?
Genelde geceleyin yazarım. Sessizliği, yazdığım yerde hareket olmamasını tercih ederim, belki geceleri yazmamın bir sebebi de budur. Evde yalnız kalmam pek olası değil çünkü. Deftere yazarım. Yanımda taşıdığım sahneler, imgeler not ettiğim bir not defterim, evde duran öykü yazdığım üç orta boy defterim vardır. Defterlere ad veririm. Bir öykünün bir sonraki denemesini başka bir deftere yazmaya başlamadan önce, son denemeyi tarihi ve defter adıyla yenisinin başına kaydederim. Böylece bir öykünün nasıl geliştiğini sonradan izleme olanağı doğar. Bir öyküyü yeniden yazarken bir önceki deneme de gerekirse bakmak için yanımda durur ama mümkün olduğunca az kopyalayarak yeniden yazmaya çalışırım. Defterin sağ tarafına yazarım, sol tarafı öyküyü çalışmak için kullanırım. Bir öyküyü beş altı kez yazdığım olmuştur. Son olarak bilgisayarda temize çekerim. Sonra iki hafta kadar hiç bakmam. İki hafta sonra ince işçilik için açıp yeniden çalışırım. Çoğunlukla bu aşamadan sonra arkadaşların görüşlerini alırım.
edebiyathaber.net (20 Şubat 2019)