Yazar, yapımcı ve televizyon programı sunucusu Richard Osman’ın milyonlarca okura ulaşan ilk romanı Perşembe Günü Cinayet Kulübü geçtiğimiz yılın son günlerinde Bilgi Yayınevi etiketi ve Cengiz Yücel’in nitelikli çevirisiyle okurla buluştu. 

“Huzurlu bir emekli köyünde yaşayan dört arkadaş haftada bir toplanıp daha önce çözülememiş cinayetleri çözüyor. Peki bu dört sıra dışı arkadaş kendilerini hemen yanı başlarında işlenen vahşi bir cinayet vakasının ortasında bulunca ne yapacak? Elizabeth, Joyce, İbrahim ve Ron seksenlerine merdiven dayamış olabilir ama hâlâ pek çok numaraları var. Bu aykırı ama harika çete çok geç olmadan katili yakalayabilecek mi? Perşembe Günü Cinayet Kulübü, Richard Osman’ın yayımlandığı yıl İngiltere’de bir milyonun üzerinde satarak rekor kıran, haftalarca çok satanlar listelerinin başında yer alan ve pek çok dile çevrilen ilk romanı.”

Açılışı baş karakterlerden Joyce’la yapıyoruz. Kulübün kurucularından, zamanında casusluk da yapmış olan Elizabeth’in davetiyle kulübe katılır Joyce. Roman boyunca olup biten hakkında bazı ayrıntıları onun bazı günlerde tuttuğu günlük sayesinde öğreniriz. Coopers Case Emekliler Köyü’ne ev güvenliği konulu bir konuşma için gelen polis memuru Donna sayesinde ekibi biraz daha yakından tanımaya başlarız. Dört dörtlük emekli köyünün yapılış hikâyesine, eski bir manastır arazisine kurulmuştur bu arada, daha yakından bakmaya başlarız. Dört arkadaş her hafta perşembe günleri bir araya gelir. Kulübe en son emekli hemşire Joyce katılır. Kurucu üyelerden teşkilatta yıllarca müfettişlik yapan emekli polis Penny, Yapboz Salonu’ndaki gizli buluşmalara gelirken yanında çözülmemiş birçok cinayet dosyası da getirir ama artık alzheimer hastalığı yüzünden bakımevinde kaldığı için buluşmalara katılamaz, yerine geçen Joyce bu durumu günlüğüne şöyle not eder: “Elizabeth’le Penny bu işten büsbütün keyif almışlardır. Birkaç kadeh şarap ve bir gizem. Çok sosyal, aynı zamanda tüyler ürpertici bir şey. İyi bir eğlence.” Toplantılara farklı meslek gruplarından birçok kişi davet edilir. İşte grubun daimi üyelerinden psikiyatrist İbrahim de bu şekilde birkaç meselede onlara yardımcı olmuş, bir süre sonra da grubun daimi üyelerinden olmuştur. Son olarak olup biteni merak ederek salona giren, her daim şüpheciliğiyle ekibin takdirini kazanan eski ünlü sendika lideri Ron. Seksenine merdiven dayamış bu dört arkadaş, belleklerini canlı tutmak ve sosyalleşmek için karmaşık dosyaları bir dedektif gibi inceler, ta ki köyde işlenen cinayete kadar. Köyü inşa eden müteahhit Ian’ın ortağı, aynı zamanda kendi inşaat şirketini uyuşturucu ticaretinde paravan olarak kullanan Tony’dir maktul. İlk akla gelen şüpheli olan Ian, köyün arazisini genişletip yeni konutlar yapmayı planladığı için, artık ortaklığın bitmesini ister ve tartışırlar. Ortaklığın bozulacağını anlayan Tony de, Ian’ı öldürmeyi planlar. Cinayet, İngiliz anahtarıyla işlenir, katil evden çıkarken mutfak tezgâhının üzerine bir fotoğraf bırakır. Fotoğrafta üç adam vardır. Gerçek vaka, gerçek katil ve gerçek ceset Perşembe Günü Cinayet Kulübü’ndekileri heyecanlandırır. Dört arkadaş bir yolunu bulup acemi polis Donna’yla işbirliği yapar, soruşturmaya başlar ve katile ulaşmak için dayanışma içerisinde harekete geçerler. Bu arada bölgede hesapları olan emlak mafyası da boş durmaz.     

Sürükleyici, duygusal ve eleştirel bir mizah, yerli yerinde kullanılmış merak unsurları ve ilginç olay örgüsü sayesinde bir solukta okunuyor “Perşembe Günü Cinayet Kulübü.” Zekice kurgulanmış karakterler bir araya gelerek çözülememiş cinayetleri aydınlatmaya çalışıyor. Romanı parlatan en temel unsur tabi ki ustalıkla kurgulanmış bu dört merkez karakter. Perşembe Günü Cinayet Kulübü, Irish Times’ta yazıldığı gibi, “Richard Osman’ın son derece başarılı ilk romanı, ender rastlanan bir kitap. Komik bir gizem barındıran başarılı bir suç romanı.” Serinin ikinci romanını merakla bekliyoruz.

edebiyathaber.net (10 Şubat 2022)