Pierre Bourdieu’nun “Karşı Ateşler: Neoliberal İstilaya Karşı Direnişe Hizmet Edecek Sözler” adlı kitabı, Sertaç Canbolat çevirisi ve Sel Yayıncılık etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Neoliberalizmin totaliter ve antidemokratik karakterini ilk kavrayan düşünürlerden biri olan Pierre Bourdieu’nün bu “karşı ateşleri”, onun militan bir filozof olarak tavrının da göstergesidir. Sartre’dan ve Foucault’dan devraldığı gelenekle, bilgisini ve “entelektüel sermayesi”ni neoliberalizme karşı toplumsal hareketlerin hizmetine sunan Bourdieu, başta Dünya Bankası ve IMF olmak üzere, iktisatçıların, gazeteci ve televizyoncuların, politikacıların, “entelektüellerin” ürettiği ve “seçeneksiz” diye sunulan egemen söylemi didik didik ediyor.
Enternasyonal bir mücadele davetiyesi olarak okunabilecek her bir metinle Bourdieu, bilimin ve Akademi’nin, egemenlerin emrinde yalanı ve demagojiyi yayabileceği gibi, sınıf mücadelesinin bir aracı olabileceğinin de altını çiziyor.
Doğa ve insan üzerindeki vahşi kapitalist sömürünün her türüne sahne olan, otoriteye biat edenlerle yaratıcı ve özgür düşünceden yana olanlar arasındaki mücadelenin kitle iletişim araçlarından Akademi’ye dek her alanda sürdüğü günümüz Türkiyesi’nde esin ve güç kaynağı olabilecek metinler…
PIERRE BOURDIEU, (1930 Denguin – 2002 Paris). 20. Yüzyılın ikinci yarısında sosyoloji, beşeri ve toplumsal bilimler alanında iz bırakmış en önemli Fransız sosyologlarından biri olarak kabul edilmektedir. Aynı zamanda, kamusal alana müdahaleleriyle de ömrünün son yıllarında Fransız entelektüel yaşamının önde ge-len isimlerinden biri olmuştur. Bourdieu’nün sosyolojisi toplumsal hiyerarşilerin yeniden-üretim mekanizmalarının analizine dayanmaktadır. Bourdieu kültürel ve sembolik faktörlerin önemine vurgu yaparak, kendi kültürel ve sembolik üretimlerini dayatabilme kapasitesine sahip unsurların toplumsal tahakküm ilişkilerinin yeniden-üretiminde oynadıkları temel rolü vurgular. Dolayısıyla eserleri kendine özgü bazı temel kavramlar etrafında şekillenir: Toplumsal faillerin eylem ilkesi olan “habitus”, temel toplumsal mücadele ve çatışma mekânı olan “alan”, tahakküm ilişkilerini dayatmanın temel mekanizması olan “sembolik şiddet.” Türkçedeki bazı eserleri: Akademik Aklın Eleştirisi – Pascalca Düşünme Çabaları, Ayrım, Bekârlar Balosu, Bilimin Toplumsal Kullanımları – Bilimsel Alanın Klinik Bir Sosyolojisi İçin, Devlet Üzerine – Collège de France Dersleri (1989-1992), Dünyanın Sefaleti, Düşünümsel Bir Antropoloji, Eril Tahakküm, Pratik Nedenler, Sanat Sevdası: Avrupa Sanat Müzeleri ve Ziyaretçi Kitlesi, Sosyolog ve Tarihçi, Sosyoloji Meseleleri, Yeniden Üretim – Eğitim Sistemine İlişkin Bir Teorinin İlkeleri
edebiyathaber.net (10 Mart 2017)