Söyleşi: Serkan Parlak
Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Demirkaya ile Nemesis Kitap tarafından yayımlanan sağlık-beslenme-kişisel gelişim kitabı “Ya Suçlu Lektinse!” hakkında konuştuk.
Pınar Hanım, ilk kitabınızı yazarken esin kaynaklarınız neler oldu? Gözlemleriniz, deneyimleriniz, okumalarınız metninize nasıl yansıdı?
Kitabın arka kapak yazısında belirttiğim gibi birçok kaynak bu kitabı yazmamda bana ilham kaynağı oldu ama sadece onları söylemem asıl beslenme kaynaklarım Mevlana’ya, Dostoyevski’ye, Tolstoy’a, L. Da Vinci’ye, Alfred Adler’e, Nietzsche’ye, Nazım Hikmet’e, Ömer Hayyam’a, Anthony Bourdain’e ve bu güne kadar gelişimime katkı yapan birçok yazar ve filozofa haksızlık olur.
Elinizdeki malzemeyi yeniden üretip dönüştürürken nasıl bir süreç işledi? Metninizin özellikle kurgu ve dil-anlatımına nasıl çalıştınız?
Masaya derinlikli bir kurgu hevesiyle oturmadım aslında, ama elimde yeterli malzemem ve yıllardır deneyimlediğim birçok iyileşme hikâyesi vardı. Editörümün de desteğiyle belli başlı başlıklar üzerinden doğaçlama biçimde yazdım diyebilirim.
Pınar Hanım, dışarıda yemek yiyeceksek genel olarak nelere dikkat etmeliyiz?
Süreli hale gelmediği takdirde canımız ne istiyorsa dışarıda yiyebiliriz. Önce beden keşfi sonrasında ona uygun besin ve restoran tercihleri gelmeli.
“Ya Suçlu Lektinse!”yi okurlar için yazdınız, peki siz kendi beslenmenizde nelere dikkat ediyorsunuz?
Mevsiminde besleniyorum, günde sadece iki öğün yemek yiyorum. Sürekli yemek düşündüren programları kesinlikle izlemiyorum.
Kendi geliştirdiğiniz “Lektin Hassasiyet Anketi” dokuz sorudan oluşuyor ve bu sorulardan ikisine olumlu yanıt alındığında lektin hassasiyetinin mevcut ve diyetin şart olduğunu vurguluyorsunuz. Yalnızca iki “Evet” cevabı ile hassasiyet tanısı koymak mümkün mü sizce?
Tanı koymak oldukça iddialı olur. Ancak farkındalık yaratmak için doğru bir yol olabilir bu anket.
Glutensiz ürün servis eden restoranlar gibi, sizce yakın zamanda menüsünde lektinsiz ürün bulunduran restoranlar da görebilir miyiz?
Elbette görebiliriz. Çok uzağa gitmeye gerek yok. bundan yaklaşık üç, beş yıl öncesine kadar restoranların menüsünde glütensiz seçeneği yoktu ama artık var. Bu durumun yakın gelecekte lektin içinde geçerli olacağını düşünüyorum.
Lektinsiz Diyet Programı uygulayan kişilerin bir süre uzak duracakları yiyeceklerin eksikliğini karşılamaları için besin takviyelerine ihtiyaçları olabilir mi?
Bu soruya cevabım kocaman bir hayır olacak. Kimse bir süre kabak ya da domates yemediği için besin takviyesine ihtiyaç duymaz. Ayrıca lektinsiz beslenme modeli, bedeni temizleyen bir arındırma yöntemi.
Son dönemde neler okudunuz? Önümüzdeki dönem için yeni üretimleriniz olacak mı?
John Demartini’nin “Şükür Etkisi” son okuduğum ve çok etkilendiğim kitap oldu. Bunun yanı sıra Amanda Lovelace’ın yazdığı “Bu Defa Prenses Kendini Kurtarıyor” ilk sayfasını okuduktan sonra beni çarptı adeta. Nietzsche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüşt”ü ise dönüp dönüp okuduğum başucu kitabımdır.
edebiyathaber.net (8 Kasım 2023)