“Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar” adlı öykü kitabında dört duvar arasında, ‘aile’ içinde yaşanan travmalara odaklanan Polat Özlüoğlu, bu kez o evlerde büyümüş yaralı ruhların hayatlarını kaleme aldı. Ödüllü yazarın yeni öykü kitabı “Sahi Adım Neydi”, İthaki Yayınları etiketiyle okurla buluştu. Sevginin, aşkın ve dostluğun peşinde hayata tutunmaya çalışan karakterleri buluşturan “Sahi Adım Neydi”, eril şiddete, cinsiyet rollerine, baskıya ve zulme dikkat çekiyor.
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu olan Polat Özlüoğlu, Türk öykücülüğünde günümüzün dikkat çekici kalemlerinden. İlk öykü kitabı “Günlerden Kırmızı”yı 2015 yılında, ikinci kitabı “Hevesi Kirpiğinde”yi 2017’de yayımlayan yazar, 2019’da “Peri Kızı Af Buyrun”u çıkarmış, 2021’de de “Erkekler Yalnızlıklar – Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle” seçkisinde “Evde Bekleyen Biri” öyküsüyle yer almıştı. 2022 yılında İthaki Yayınları’ndan çıkan dördüncü öykü kitabı “Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar” ile 7. Antalya Edebiyat Günleri’nde ‘Yılın En İyi Öykü Kitabı’ ödülünü ve ‘Fakir Baykurt Öykü Ödülü’nü kazanan Polat Özlüoğlu, şimdi “Sahi Adım Neydi” adını verdiği, yaralı ruhların yaşamlarına odaklanan yeni eseriyle karşımızda.
ACILARLA YOĞRULMUŞ HAYATLAR
Polat Özlüoğlu’nun “Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar” kitabı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasında örselenmiş yaşamlara, kadın ve çocuğa şiddete, teröre maruz kalmış insanlara dair, “aile” tabusunu irdeleyen öykülerden oluşuyordu. Yine İthaki Yayınları etiketini taşıyan “Sahi Adım Neydi” ise işte o evlerde büyümüş, acılarla yoğrulmuş, sevginin, aşkın ve dostluğun peşinde hayata tutunmaya çalışan karakterleri merkeze alan öyküleri bir araya getiriyor. Gazete sayfalarında küçük birer kutucuğa sığdırılan parçalanmış hayatları, haksızlığa ve adaletsizliğe uğramış kalpleri, unutulmuş isimsiz kahramanları buluşturan kitap, satır aralarında yazarın ülke gündemine bakışını ve insanlığa olan duyarlılığını da yansıtıyor.
ÖTEKİLEŞTİRİLENLER, PES EDENLER, YENİLENLER…
“Sahi Adım Neydi”de yer alan 11 farklı öykünün kahramanlarının ortak noktaları yalnızca acıları değil, aynı zamanda yalnızlıkları. Gidenin dönmesini bekleyen kırık kalpler, bedenindeki “minik” kusurla yaşamaya çabalarken cansız vitrin mankenleriyle kendi “ailesini” kuranlar, toplum dışına itilen LGBTQ bireyler, ikinci baharında bulduğu aşkını hasete kurban verenler, dostluğa tutunmuşken ansızın geride bırakılanlar, aşktan ölenler, yolu bir otel balkonunda kesişen ve ardında yalnızca bir bavul bırakarak hayatın acımasızlığıyla vedalaşıp kurtuluşa koşan kayıp ruhlar, ocağının orta yerine düşen ateşle hem ailesini hem de beden ve akıl sağlığını yitirenler, kendi cehenneminden çıkamayanlar, toplumsal ve siyasal kapana kısılanlar, ötekileştirilenler, eşitsizliğe, yoksulluğa ve yoksunluğa pes edenler, yenilenler, farklı zaman ve coğrafyalarda sevgisiz kalmış kırgın kahramanlar…
KEDERİ USTALIKLA ANLATIYOR
Yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgide kalmışların çarpıcı öykülerini kaleme alan Polat Özlüoğlu, yaşadığımız coğrafyanın yarattığı acıyı ve kederi ustalıkla anlatıyor. O puslu hayatları 80 ve 90’lı yılların etkileyici şarkılarını dinleyerek hikâye eden Özlüoğlu, okuruna da aynı hissiyatı yaşatmak için kitabının sonunda dinlediği eserlerin bir listesine yer vermiş. Dile ve üsluba olan hassasiyetini kurduğu her cümlesinde hissettiren yazarın tüm öyküleri aynı zamanda güçlü, şaşırtıcı ve sıra dışı kurgulara sahip. Hayatla bir derdi olanların mutlaka okuması gerektiğini düşündüğüm “Sahi Adım Neydi”, öykülerle arasına mesafe koyanlara da bu türü sevdirecek bir eser.
edebiyathaber.net (3 Kasım 2023)