Ahmet Kardam’ın “Mustafa Suphi: Karanlıktan Aydınlığa” adlı kitabı İletişim Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Türkiye Komünist Partisi’nin kurucu lideri Mustafa Suphi’nin bir “şanlı tarihin” kurban-kahramanı olarak mitleştirilmesine karşılık, fikirlerinin ve izlediği politikanın belleklerden silindiğine, ona yönelik karalama ve karartma çabasının etkilerinin günümüze kadar uzandığına dikkat çeken Ahmet Kardam, bu kitapta Suphi’nin gerçek portresini çizmeye çalışıyor.
Mustafa Suphi’nin 1915 öncesindeki “milliyetçiliğinin” ve “Türkçülüğünün” nasıl bir içeriği vardı? Sovyet Rusyası’nda, 1918-1920 arasındaki üç yıllık mücadelesi sırasında sadece “propagandif nitelikte” yazılar mı yazmıştı, sadece bir “hareket adamı” mıydı, yoksa geliştirdiği kendine özgü görüşleri var mıydı? Bolşevik Partisi yönetiminden hangi konularda farklı görüşler savunuyordu? Komünist Enternasyonal onun örgütlediği TKP’nin kuruluş kongresini neden geçersiz saydı? Ankara hükümetine ve Mustafa Kemal’e bakışı nasıldı? Türkiye’de sosyalist devrimi nasıl tasavvur ediyordu? Somut olarak neler yapmış, nasıl eylemişti?
Sadece Türkiye solunun değil, Türkiye tarihinin önemli bir şahsiyeti hakkında, canlı ve düşündürücü bir politik-entelektüel biyografi.
Kitaptan bir bölüm okumak için>>>
1945’te İstanbul’da doğdu. Orta öğrenimini Tarsus Amerikan Koleji’nde tamamladıktan sonra, 1969’da ODTÜ İdari İlimler Fakültesi Ekonomi Bölümü’nden mezun oldu ve aynı bölümde asistanlık yaptı. 12 Mart 1971 askerî müdahalesi sonrasında siyasi sığınmacı olarak Hollanda’ya gitti, gıyabında 10 yıla mahkûm oldu. 1974 genel affıyla Türkiye’ye döndü. Çevirmenlik, redaktörlük, yayıncılık ve Politika gazetesinde genel yayın yönetmeni yardımcılığı yaptı. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından Federal Almanya’ya gitti. Yayıncılık faaliyetlerinden ötürü gıyabında 7,5 yıla mahkûm oldu. Batı Berlin’de yayımlanan Türkiye Postası gazetesinde genel yayın yönetmeni ve köşe yazarı olarak çalıştı. Türkiye Komünist Partisi ile onun yerine kurulan Türkiye Birleşik Komünist Partisi’nde Merkez Komitesi üyeliği yaptı. Türk Ceza Yasası’nın 141. ve 142. maddelerinin kaldırılması mücadelesi çerçevesinde, Kutlu ve Sargın’ın ardından, 1989 yılında, Komünist Partisi’nin Merkez Komitesi üyesi sıfatıyla Türkiye’ye döndü. Nisan 1991’e kadar tutuklu kaldı. 1993-1998 yılları arasında Veri Araştırma Şirketi’nin Ankara bürosu müdürü ve bilgi işlem merkezi sorumlusu olarak çalıştı. Türkiye’deki siyasi parti seçmenlerinin nitelikleri, kimlikleri ve eğilimlerini konu alan dört siyasi araştırmanın tasarımında, bulgularının değerlendirilmesinde ve raporlaştırılmasında görev yaptı. 1998-2007 arasında BZD Yayınları’nda çevirmen ve yazar olarak çalıştı. Çevirileri ve makaleleri dışında yazdığı kitaplar: CHP Nedir Ne Değildir (1976), Türkiye’de Siyasi Kutuplaşmalar ve Seçmen Davranışları (Sezgin Tüzün’le birlikte, 1998), Eğrisi Doğrusu (Ayşe Bilge Dicleli ile birlikte, 2005), Mevlâna: Hamdım Piştim Yandım (2007), Cizre-Bohtan Beyi Bedirhan: Direniş ve İsyan Yılları (2011), Cizre-Bohtan Beyi Bedirhan: Sürgün Yılları (2013).
[email protected]
edebiyathaber.net (10 Kasım 2020)