1813-1883 yılları arasında yaşamış Alman besteci Richard Wagner’in libretto’sunu (opera, oratoryo, bale, müzikal gibi müziksel sahne eserlerinin yazılı metinlerine verilen addır) yazdığı ve bestelediği Nibelungen Yüzüğü adını verdiği ve 28 yılda tamamladığı dört operalık dizinin ikincisi Valküreler (Dİe Walküre) adını taşır.
Kuzey Cermen dillerindeki Wal (savaş meydanı) ve küre (seçim) sözcüklerinin bileşiminden oluşmuş, savaş meydanındaki ölülerin kahramanca çarpışmış olanlarını seçip wallhalla (bir nevi cennet)’ya götürmekle görevli Cermen mitoloji figürüdür. İlk kez 26 Ocak 1870’te Münih’te sahnelenen bu dört perdelik operanın konusu efsane çağlarında Almanya’da geçer: Ölümlü kişiler olan Siegmund ve Sieglinde’nin ve tanrısal Valküre Brunnhilde’nin tanrıların kralı ve babaları Votan’a itaatsizlik etmesinin hikayelerini anlatmaktadır. Telif hakları sona erdikten sonra çok popüler olması Wagner’in unutulmaz müziksel temaları nedeniyledir aslında.
Daniel Barenboim yönetimindeki Berlin Filarmoni Orkestrası’ndan dinleyeceğimiz eserin en çok bilinen ve Francis Ford Coppola’nın unutulmaz filmi Apocalypse Now’dan da tanıyacağımız operanın 3. Perdesinin girişi olan Volkürelerin Uçuşu bölümünde uçan atları üzerinde savaşçı Volkürelerin toplanmalarını, gök gürültüleri arasında, orkestranın tüm gücüyle çok sesli 9/8’lik ölçüde, parlak Major tonda yansıtmasıyla tüyleri diken diken ederek seyirci üzerinde inanılmaz bir etkiye sahiptir.
Adolf Hitler’in siyasi görüşünden ötürü belki de en çok sevdiği besteci olan Wagner, hala günümüzdeki ününü de bahsi geçen bu siyasi görüşünden ötürü olduğunu varsayabiliriz aslında. Bu bilgiyi bir kenara bırakırsak her dinlenişinde insanın tüylerini diken diken eden klasik müzik parçalarının başında yer aldığını söyleyebiliriz.
Uğur Ersöz – edebiyathaber.net (13 Şubat 2014)