Robotlardan çok kapitalizmden korkmalıyız | Rıdvan Dansuk

Ocak 9, 2025

Robotlardan çok kapitalizmden korkmalıyız | Rıdvan Dansuk

Orhan Tüleylioğlu’nun yeni kitabı sanki Tolstoy’un sorusuna: İnsan ne ile yaşar?  sorusuna yanıt gibidir:  İnsan öğrenmek için yaşar. Okur da ne çok bilgi öğreniyor bu kitaptan… Yazar titiz araştırmacılığıyla geçmişin tozlu raflarında kalmış bilgilerini okuyucunun önüne seriyor. Üstelik bu serme işlemi öylesine incelikli ve rahat yapılıyor ki  insanda bunları ben de yazabilirim düşüncesi uyanıyor. Oysa insan kalemi eline aldığında ya da bilgisayarın başına geçtiğinde  anlıyor bu tür yazıları yazmanın ne kadar zor olduğunu. Sadece bilgi birikimi yetmez bu yazıları yazmaya. Ayrı bir ustalık gerektirir bu tür yazılar. Öyle ki alıntılanan düşüncelerle  yazarın düşünceleri  iki sarmaşık gibi birbirine sarılmış, hangi düşünce kime ait belli değil. Bu bir eksiklikten kaynaklanıyor diye algılanmasın, yazarın düşünceleriyle alıntılar  öylesine bütünleşmişler ki okur sanki tek kalemden çıkan düşünceleri okuyor gibi hissediyor. Yazar araştırıp ortaya koyduğu bilgileri bir üst perdeden değil, sanki herkesin (okurun) bildiği bir şey gibi sunuyor. Yazılanlar sizin düşünceleriniz oluyor. Doğrusu böyle bir anlatıma şapka çıkarılır.

Orhan  Tüleylioğlu’nun yeni kitabı,” İnsan Öğrenmek İçin Yaşar”, insana gideceği yönü göstermede birçok  yazar, sanatçı ve bilim insanının yaktığı ışıklardan destek alır. Bu adlardan biri de Ferit Edgü’dür. Edgü’nün “Cahil” adlı kitabının arka kapağında şunlar yazar: ” Cahillik başa belâ, demiş eskiler. Bugün tam tersi: Cahillik baş tacı. Yalnız politikada değil, edebiyat ,sanat ve hatta akademik  yaşamda en çok aranan nitelik(üstün nitelik) cahillik. Cahil olmayana tüm yollar kapalı. Bu bir fantezi değil,  gerçek.”(Bu arada Ferit Edgü bu kitabı 2015’te yayınlamış.) Cahilliğin baş tacı  edildiği bir dönemde yaşıyoruz.  Bu bir distopya değil, distopya gibi gerçek! İşte Tüleylioğlu da  tam da bu yarayı işaret etmekle kalmaz, bu yaranın iyileştirilmesi için birbirinden güzel makalelerle  çözüm sunar.  Öyle ya hastalığın tanısı konulmuş sağaltıma geçilmesinin zamanı gelmişte geçiyor. Tam da bu gereksinimi giderecek kitaplardan birisi olarak yediden yetmişe herkesin okuması gereken bir kitap.

Yazarın bu kitabı bizim gibi başkalarının da dikkatini çekmiş ki Yazarlık Akademisi’nin(YAZAK) deneme dalında verdiği ödülü alır. Ödülün gerekçesinde yukarıda bizim altını çizmeye  çalıştığımız özelliklerin benzerlerini görürüz:  “… okuru düşüncenin, tarihin ve insanlık mirasının derinliklerine  götürüyor, insanın öğrenme, keşfetme ve anlam arayışındaki bitmek bilmeyen çabasını yüceltiyor. Evrensel temaları  ele alan kitap Eduardo Galeano’dan  Moliéré’e,  Thomas More’dan Nazım Hikmet’e kadar pek çok düşünür, sanatçı ve bilim insanını konuk ediyor. Tüleylioğlu bu figürlerin yaşam öykülerini ve eserlerini, insan olmanın anlamını sorgulamak için bir araç olarak  kullanıyor. Her bölümde farklı bir anlatı, farklı bir mücadele ve farklı bir keşif yer alıyor. Galeano’nun yoksulluğa karşı direnişi, Moliéré’nin toplumsal körlüğü eleştiren oyunları ve Spinoza’nın düşünce özgürlük  mücadelesi, kitabın öne çıkan örnekleri arasında…”

Şimdi de yazımıza başlık olan “Robotlardan  çok  kapitalizmden korkmalıyız” sözünün sahibine, Stephen Hawking’e kulak vererek yazımızı noktalayalım: “(…) Ayaklarınızın altına değil, gökyüzüne, yıldızlara bakmayı unutmayın. Gördüklerinizden anlam çıkarmaya çalışın ve evrenin var olmasını sağlayan şeyin ne olduğunu sorgulayın. Meraklı olun. Yaşam ne kadar zor görünürse görünsün her daim yapabileceğiniz ve başarılı olabileceğiniz bir şey vardır. Kolayca vazgeçmemeniz de çok önemli. Hayal gücünüzü serbest bırakın. Geleceğe şekil verin.”

Tüleylioğlu’nun bu kitabı birçok kitaba, birçok bilgiye ve hatta yeni yaşam anlayışına açılan pencere, hatta içinde yer alan konulara bakılacak olursa birçok pencere…

edebiyathaber.net (9 Ocak 2025)

Yorum yapın