2018 Ruhi Türkyılmaz Sanatevi Şiir Ödülü’ne Metin Göz’ün “Taşta Su” adlı dosyası değer görüldü.
Yazın alanında değişik türlerde pek çok yapıtı bulunan, elli altı yıldır kültür-sanat dünyasının zenginleşmesine ürünleriyle katkıda bulunan, sanat yaşamının büyük bir bölümünü geçirdiği Almanya’da oluşturduğu yazınsal birikimlerini bu alana gönül verenlerle paylaşıp yapıtlara dönüştüren şair-yazar Ruhi Türkyılmaz adına yapılan yarışmanın bu yıl sekizincisi düzenlendi (Bundan önceki 7 ödül Kıyı-Ruhi Türkyılmaz Şiir Ödülü olarak verilmişti).
Ayşe Keskin, Emel İrtem, Haşim Hüsrevşahi, Ömer Turan ve Şeref Bilsel’den oluşan Seçici Kurul; Metin Göz’ün “Taşta Su” adlı dosyasını, çağdaş bir dünya görüşü, çağdaş şiirin gerektirdiği estetik ve dil bilinci bağlamında değerlendirerek ödüle değer buldu.
Ödül töreni, 12 Mayıs 2018 Cumartesi günü saat 17:00’de Trabzon Ruhi Türkyılmaz Sanatevi’nde gerçekleştirilecek.
Metin Göz
1956’da Konya’da doğdu. 1982’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Çeşitli reklam ajanslarında reklam yazarlığı yaptıktan sonra emekli oldu.
1986-1993 arası, 2006 ve 2009 yıllarında Adam Sanat, Argos, Gösteri, Şiir Atı, Hokka, Sombahar, Varlık, Şiir Ülkesi, Öteki-siz ve Gölgeler Galerisi adlı dergilerde metin ve şiirleri yayımlandı. 1991’de Sim ve Delta, 2000’de Kopar Palamarı, Bay Palomar!, 2007’de Revan, 2013’te Süpürge-Kadın Destanı adlı kitapları okur önüne çıktı.
Sim ve Delta adlı dosyasıyla 1991’de Cemal Süreya Özendirme Ödülü’nü, Süpürge-Kadın Destanı ile 2013’te III. Turgut Uyar Şiir Ödülü Birinciliği’ni, Taşta Su adlı dosyasıyla bu yılki Ruhi Türkyılmaz Sanatevi Şiir Ödülü’nü kazandı.
Üç öyküsü yayımlanmaya değer görülerek farklı derlemelere alındı. Kırlangıçlara Bach Dinletmek adlı öykü kitabıysa yayımlanmayı beklemekte.
iyisi mi
bana bir bardak süt ver, yağmur da yağsın ince
çatıdaki sincap sanayım seni, oluklardan
toprağa karışan misafir su
kanlı bir cenin hazırlık yapıyordur şimdi, bir yerlerde
bir kadın sebepsiz ve yaşlı, boğazlanıyordur
bütün bunlar karmaşık bir romana girince
yerli yerini bulur, bana bir bardağın yere düşüşünü
ve bir de çıkan sesleri ver, dışarıdan
göründüğü gibi değil hayat, kelimeler o cümlenin
noktasından sonra umarsız kalıyordur
geldim-işte’lere bakıyorum da hepsi
ayrı ayrı şiirlerden bir şiire akıyordur
bütün bunlar içgüveysinden hallice
rind, derviş, kalender, go oyuncusu
kare as işte, masa da masaymış, edip de edip
sen bana dirençlerden direnç beğen, bir kalede
mahsur kalmanın trajedisini yaşat
ya da bir bardak sıcak süt ver sadece
sevişenlerin çağıltısı toprağın humusu
olacak, kaçış yok, yazgı böyle birşey
sen ey, şehirlerin iştahında sindirilirken
acemice bir fondöten, göz kendini tam gösterecekken
dikkatleri üzerine çeken bir rimel
bir gölge hiç de bunlara ihtiyaç duymuyordur
sen iyisi mi bana bir bardak süt ver
şurada kıvrılayım sıkıcı romanlardan ırak
alışılmış şeylerle birbirini eksiltirken kadınlarla erkekler
gidiyorum’lardan el sallayayım
Metin Göz
edebiyathaber.net (30 Nisan 2018)