Saçlarımdaki Rüzgâr: Bir dönem romanı | Serkan Parlak

Mart 4, 2021

Saçlarımdaki Rüzgâr: Bir dönem romanı | Serkan Parlak

Oya Akçizmeci’yi ilk romanı “Ümit Penceresi” ile tanıdık. Yazarın anılarından hareketle kurguladığı, Cumhuriyet’e kadar olan dönem geçişli bir biçimde ele alan bir aile romanıydı. Akçizmeci, yeni romanı Saçlarımdaki Rüzgâr’da hemen hemen aynı dönemleri bu kez aşk izleğini merkeze alarak işliyor. Olaylar, İstanbul’un işgal altında olduğu yıllarda başlayarak, Cumhuriyet’in kurulması ve nihayet II. Dünya Savaşı’nın sonlarına kadar uzanan bir zaman diliminde geçiyor. Aydın bir babanın desteğiyle eğitimini o devrin Güzel Sanatlar Akademisi’nde tamamlayan güçlü ve tutkulu bir kadının, ressam olmak için gösterdiği çabayı, bu uğurda verdiği mücadeleyi, idealleri uğruna savaşını, azim ve kararlılıkla hayallerini nasıl gerçekleştirdiğini okuyoruz Saçlarımdaki Rüzgâr’da.

Romanın merkez karakteri Müstenire, ayakları üzerinde duran, çok sağlam bir kadın karakter. En büyük şansı, aydın, ileri görüşlü, sürekli okuyan, onu sonuna kadar anlayıp, ressam olma isteğini o devirde destekleyip kızının arkasında duran bir babasının olması. Hüseyin Bey, eşine ve öteki iki çocuğunun muhalefetine rağmen küçük kızının ressam olması konusunda kararlıdır. Doğduğunda kızının yüzünü görür görmez ona Müstenire ismini koyar ve uzun ömürlü olmasını, girdiği her yere adı gibi ışık saçmasını diler. Sözlük anlamı ışık alan, parlak demek olan bu ismin romandaki karakterin romandaki genel işlenişe uygun olarak seçilmesi dikkat çekici. “Hiç yılmayan, olaylar karşısında fazla yıkılmayan, aklıselim ve dik duran bir kadın. Dönemin kadınları içinde sivrilmiş, çok çalışkan, oldukça gururlu, romantik ancak duygularını mantık çerçevesinde yöneten son derece emin adımlarla yol alabilen bir kadın. Bu özelliğiyle hep düştüğü yerden daha kuvvetli kalkmasını bilmiş, çevresi tarafından da takdir ve hayranlıkla izlenmiş bir kişilik,” diyor Akçizmeci, karakteri hakkında.

Saçlarımdaki Rüzgâr’ın arka planında dönemin toplumsal yaşantısı, aile yapıları, gelenek ve göreneklerin o dönemin kadınları üzerindeki etkileri var. Annesinin Müstenire’nin Akademi’ye gitmesine sıcak bakmaması bu geçiş dönemindeki karmaşaya dikkat çekiyor, normalde babasının karşı çıkması gerekirdi.  Akçizmeci; mekân, kişi, zaman ve olaylar üzerinden yeni aidiyetlere bağlı yeni kimlikler yaratıyor. Saçlarımdaki Rüzgâr’da olaylar, ana eksen aşk izleği üzerinden ilerliyor, aşk kavramının olup bitenlerle ilişkili biçimde çok yönlü biçimde ele alınışı etkileyici. Dönemin yeme içme kültürü, mimarî ve sanat eğilimleri, bir kent olarak İstanbul’la ve aşkla içe içe geçmiş şekilde sunuluyor.

Kelime seçimindeki dikkat, diyalogların işlevsel olması, yalın ve özlü anlatım romanı daha ilgi çekici kılıyor. İstanbul’un işgali, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyetin İlanı, II. Dünya Savaşı ve özellikle yeni bir düzene geçişte yaşanan sıkıntılar; kızların üniversite kapılarından içeri girmesi, resim sanatı üzerine çalışmalar ve gençlerin ülkenin geleceği için fedakârlıklarına kadar uzanan geniş bir yelpaze, karakterlerin yaşadığı değişimler üzerinden incelikli biçimlerde yeniden üretiliyor. Romanı bitirdiğimizde okur olarak şöyle sorabiliriz: “Nereden nereye?”

Savaş döneminin yarattığı yıkımlar, insan ilişkileri, doyasıya yaşanamayan duygular, ayrılıklar, kavuşmalar… Bütün bu zengin çerçeveye karşılık romanın merkezinde aşk var. Müstenire ve Necmi’nin aşkı… Necmi’nin ailesinin yeni taşındıkları köşkte komşu olur ve tanışırlar. Necmi, Erzurum Cephesi’nde kolundan yaralanmış ve gazi olmuştur. Sanat konusunda Müstenire ile hemen bir uyum yakalarlar. Âşıklar, her geçen gün umudu azalan bir ilişkilerini dönemin kültürel, siyasal ve toplumsal motifleri eşliğinde okura canlı biçimde hissettirir. Anadolu Hareketi, işgalcilerin yapıp ettikleri, Avrupa’nın savaş hazırlıkları, İstanbul’un yaşadığı köklü değişim, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanan dönüşümler, metnin bir dönem romanı olmasına nitelikli katkılar yapar.

Oya Akçizmeci’nin ikinci romanı Saçlarımdaki Rüzgâr, genç bir sanatçının hırslarını, iç dünyasındaki karmaşanın özel ilişkilerine nasıl yansıdığını tarihi bir çerçeve içerisinde sunuyor. Aşk, tarih, kültür ve toplumsal değişimleri başkarakteri Müstenire üzerinden başarılı biçimde aktaran roman, üzerine daha çok konuşulmayı hak ediyor.

Kaynak: Saçlarımdaki Rüzgâr, Oya Akçizmeci, Yeni İnsan Yayınevi, Roman, 1. Baskı, Aralık 2020, 256 s. 

Serkan Parlak – edebiyathaber.net (4 Mart 2021)

Yorum yapın