İttihat ve Terakki döneminin en önemli siyasi davalarından “Cemiyet-i Hafiye Davası”nın tek kadın sanığı Fatma Şahende Erginarslan’ın tevkif günlerini kaydettiği defter, “Şahende Hanım’ın Sûzişli Hatıraları” adıyla İş Bankası Kültür Yayınları tarafından kitap haline getirildi.
Tanıtım bülteninden
Şahende Hanım, 1875-1925 arasında, altı yüzyıllık bir imparatorluğun son dönemleri ve genç Cumhuriyetin kuruluş yıllarına rastlayan sancılı bir dönemde yaşamış bir Osmanlı kadınıdır. 1789 Fransız Devrimi ile bütün Avrupa’yı etkileyen rüzgâr ile mutlak monarşi devrilerek yerini cumhuriyet rejimi almıştı. Osmanlı İmparatorluğu da bu rüzgârdan nasibini almış 1908’de II. Abdülhamid’in istibdadına son verilerek yeni bir devir başlamıştı. İttihat ve Terakki Cemiyeti, Meşrutiyet’in ilanına önayak olmuş, 1908-1918 yılları arasındaki bu on yılda etkili olarak ülkenin kaderine damgasını vurmuştu. Meşrutiyet’in ardından yeni yönetimin kimi uygulamaları, muhalif gazetecilerin faili meçhul cinayetlere kurban gitmesi, farklı düşüncelerin susturulması, seçimlere gölge düşmesi Meşrutiyet’ten umduğunu bulamayan kitlelerin giderek artan tepkilerine yol açtı. Bu memnuniyetsizlik İttihat Terakki karşıtı pek çok siyasi faaliyetin doğmasına neden oldu. Şahende Hanım’ın 11 Temmuz 1910 yılında tutuklanarak Hasan Efendi isminde bir polis memurunun evinde mahpus tutulması bu toplumsal ve siyasi olayların bir ürünüdür.
Şahende Hanım, Sultanahmet civarlarında olduğunu söylediği bu evin bir odasında seksen dört gün boyunca tutulur ve bu süre zarfında yazdığı defterinde yaşadığı sıkıntıları, içinde bulunduğu halin belirsizliğinden doğan kaygılarını, hasretini paylaşır. Tutuklandığı zaman 28 yaşında üç çocuk annesi bir kadın olan Şahende Hanım’ın sıkıntılarına küçük kızı Leman’ın çiçek hastalığına tutularak hayatını kaybetmesi de eklenir.
Şahende Hanım’ın anı defteri tüm bu sıkıntıları gözler önüne sererken; büyük bir coşkuyla karşılanan II. Meşrutiyet’in ilanından yalnızca iki yıl sonra bu coşkunun nasıl üç çocuklu bir Osmanlı kadınını esir alacak bir zihniyete dönüştüğünü de sorguluyor.
19. yüzyılın son çeyreğinde Dersaadet’te doğmuş bir Osmanlı kadının hayatına ışık tutan kitapta, aile fotoğrafları, arşivlerden belgeler, anılarda adı geçen kişilere ve bazı olaylara ilişkin açıklamalar da yer alıyor.
Fatma Şahende Erginarslan (1882- 1972)
İstanbul Cerrahpaşa’da ilmiye sınıfından bir ailede doğdu. Annesi, Cerrahpaşa Camii imam hatibi Şeyh Arif Efendi’nin kızı Keşfiye Dîdar Hanım, babası Seziyye tarikatının piri Hasan Sezayi Efendi’nin ahfadından Şeyh İsmail Hakkı Efendi’dir. Şahende Hanım, anne ve babasının ayrılığından sonra Cerrahpaşa’da dede evinde büyüdü. Bağnaz olmayan bir tasavvuf iklimi ve aile muhiti içinde yetişti ve eğitim aldı. 1900’lerin başlarında Amasyalı Arslanbeyzade ailesinden Mehmet Kemalettin Bey ile evlendi. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İttihat ve Terakki karşıtı gizli faaliyetlerde bulunan Rüsumat sermuhasibi Kemal Bey, polis takibine uğrayıp bulunamayınca eşi Şahende Hanım tutuklanıp yargılandı. 1910 senesinde başlayıp sonuçlanan Cemiyet-i Hafiye Davası’ndan beraat eden Şahende Hanım, üç çocuğuyla zor günler geçirdi. Kemal Bey 1916 yılında sürgünde hastalanarak öldü. Şahende Hanım birkaç yıl sonra Rıza Bey ile evlendi. Onun da vefatından sonra ölümüne kadar, ağır ceza hâkimi olan büyük kızı Fahrünnisa Hanım ile beraber yaşadı. Edebiyata, musikiye meraklı, zeki ve nüktedan bir Osmanlı kadını olarak hatıralarda yer alan Şahende Hanım, 90 yaşında vefat etti.
edebiyathaber.net (5 Şubat 2016)