‘Normal İnsanlar’ romanıyla Türkiye’de edebiyat dünyasının dikkatini çeken ve romanlarının dizi uyarlamalarıyla daha geniş kitlelere ulaşan İrlandalı yazar Sally Rooney, Can Yayınları tarafından Türkçeye de çevrilen son romanı ‘Intermezzo’yu New York Times’a anlattı.
Romanlarını yayınlamanın ve yayınlanması için beklediği dönemlerin kendisi için çok stresli olduğunu belirten Rooney, New York Times’a verdiği röportajda kitapları hakkında söyleşi yapmanın yarattığı ruh haline işaret ederek “Kendimi ortaya koymamı ve kitabım hakkında konuşmanın bir yolunu bulmaya çalışmamı içeren kısım, halkın onu okuma şansı bulmasından önce gerçekleşiyor. İçinde bulunması garip bir zihinsel alan. Kitabı yazdığımda, söylemem gereken her şey kitaba girmiş gibi hissediyorum. Metinde olmayan ve söylemem gereken hiçbir şeyim zaten kalmıyor” dedi.
Hakkında son yıllarda basında ve sosyal mecralarda olumlu/olumsuz çok sayıda yazı ve eleştiri yayımlanan yazar, bunları okumadığını söyledi.
Kitaplarınızdan herhangi birinin etrafında dönen söylemlere/ eleştirilere dikkat edip sonra da keşke yanıt verme şansım olsaydı diye düşündüğünüz oldu mu? sorusunu ise Rooney, “Size samimiyetsiz gelebilir ama çalışmalarım hakkında söylenenlere bakmamaya çalışıyorum. Peki hiç yanıt vermek istediğim oluyor mu? Hayır, sanmıyorum. Okuyucunun omzunun üzerinden, “Bu sayfa hakkında ne düşünüyorsun?” dememe gerek yok” diye yanıtladı.
Anlatılarını genellikle kadın bakış açısıyla kuran Rooney’nin son kitabı iki erkek kardeş olan Ivan ve Peter’in ilişkileri üzerinden ilerliyor ve yas teması öne çıkıyor. Rooney röportajda, romanı bu kez erkek ana karakterlerin hikayeleri üzerine bina etmesiyle ilgili de konuştu.
Erkek bakış açısıyla yazmanın, yaratıcı süreçte özel bir zorluk olup olmadığı sorusuna şöyle yanıt verdi:
“İlginç bir şekilde, bu projede benim için sayfaya düşen ilk ses Margaret’in (Ivan’ın ilşkisi olan kadın karakter) sesiydi – kitap boyunca Ivan’ın hayatına karışan karakter. Kesinlikle oturup erkek bakışının merkezde olduğu bir kitap yazmalıyım diye düşünmedim. Sadece hikayenin içinde yolumu bulduğumda ortaya çıkan hikayeyi hissettim.”
“Kitaplarınızın çok benzer olup olmadığını ve gelecekte yazımınızın nasıl değişebileceğini hiç merak ettiniz mi?” sorusuna ise Rooney’nin yanıtı “Bu gerçekten güzel bir soru. Kariyerimi önemsemediğimi söyleyerek cevap vermeliyim. Bu kitabı nasıl en mükemmel hale getirebilirim diye düşünüyorum. Bunu asla diğer çalışmalarımla bağlantılı olarak düşünmüyorum ve insanların eserlerime ne kadar yakın ya da uzak hissettikleri hakkında ne söyleyeceklerini hiç düşünmüyorum. Kendimi bir külliyatım varmış gibi bile görmüyorum. Sadece şunu düşünüyorum: Elimde bu karakterler, bu senaryolar var. Bunların hakkını nasıl veririm? Kendimi bir sanatçı olarak gelişimimi düşünürken hayal etmiyorum” oldu.
Röportajın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Intermezzo tanıtım bülteninden:
30’lu yaşlarındaki beyaz yaka avukat Peter gençlik aşkı Sylvia’yı sever ama onunla birlikte olması sağlık nedenlerinden ötürü mümkün değildir. O da teselliyi kendini uyuşturmakta ve üniversite öğrencisi Naomi’yle yaşadığı yüzeysel ilişkide arar. Kardeşi Ivan ise 22 yaşındadır ve sosyal açıdan beceriksiz, uyumsuz biridir. Profesyonel satranç oyuncusu olan Ivan, satranç için gittiği bir şehirde sıkıntılı bir geçmişi geride bırakmaya çalışan Margaret’le tanışır ve hayatları iç içe geçer. Birbirine hiç benzemeyen iki erkek kardeşin arzu, çaresizlik ve olasılıklarla dolu yeni bir ara faslın eşiğindeyken gerçek sevgiyi ve hayatta anlam arayışını konu alan İntermezzo son yılların çok satan fenomen yazarı Sally Rooney’nin son başyapıtı.
Başka insanların talepleri bitmez, yalnızca çoğalır.
Hep daha karmaşık, daha zordur.
Bu da, diye düşünüyor, daha çok hayat, hayatın hep daha fazlası demenin bir başka yolu.
Kaynak: ArtıkGerçek (30 Eylül 2024)