Özkan Ali Bozdemir’in ilk öykü kitabı Ağız Hareketleri Alakarga Yayınları tarafından okura sunuldu. Yazıya şiirle başlayan Bozdemir Varlık, Yasakmeyve, Öykü Gazetesi, Notos, Karakalem gibi dergilerde şiir, öykü, deneme türünde metinler yazdı. Ayı Dergi ve Kaos GL’de sinema yazıları yayınlandı. Eylül 2020’de okur karşısına çıkan Ağız Hareketleri güçlü, kendinden emin bir kalemle karşı karşıya olduğumuzu daha ilk öyküde gösteriyor.
Eser, öykülerden önce John Von Neumann ve Eski Ahit’ten birer selamlamayla başlıyor ve devam ediyor: “Sokakların sesini duymak, tadını almak için şimdi geceye inmek gerek. Parklar yemiş vermeye başlamıştır şimdi. Ham, taze, olgun, dolgun yemişleri birazdan düşer geceye.” Öyküleri okumaya başlamadan sizin ruhunuzu neye hazırladığından emin olmak istiyor yazar. Kaleminden çok emin, haklı da, kitabın ruhundan bir nefeslik üflüyor zihninize. Sekiz öykünün bulunduğu eser girmediğiniz yollarda, belki varlığını reddettiğiniz dünyalarda -bazen tadımlık mizahî ögeleri de ekleyerek- gezintiye çıkaracak sizi. Öykü kişilerinin peşinden korkmadan yürüyün, her adımda zihninizde bir şeyler ölecek yeni bir şeyler doğacak inanın.
Nedir bu normal?
Farklı olana mesafelidir insan çoğu zaman, temkinli olmakla ilgisi olmayan bir mesafe. Doğaya yani dönüşüme karşı olma fikriyle ilgili biraz. En nihayetinde sosyal olarak uzaklaşmayı getiriyor beraberinde. Özkan Ali Bozdemir’in öykülerindeki kişilerle karşılaşmak sizi sarsabilir, dönüşüm için iyi bir anahtardır sarsıntı. Birkaç öyküden ipucu olsun elinizde, örneğin “Amatör Türk” adlı öykü sizi Orhan Veli’nin şiiriyle zihinlere kazınmış yüksek kaldırımdan geçirip allak bullak olacağınız bir yere sürüklüyor: “Bodrum kattaki dairenin kırık camına vardı sonunda, iki büklüm eğildi. Koyu sarı güneşliğin ardında müzik sesleri yükseliyordu, dinledi. Pencere pervazındaki demir korkuluğun önünden bir kedi geçti. İşaret parmağını kırdı, şifreli eslerle dört kere vurdu cama. Müzik kesildi. Bekle, dedi içerdeki ses. Bekledi.”
Sonra mı? Öykü kişisi Doruk gayet anlaşılır, insanî korkularla, temkinli, mantıklı sorular, net diyaloglarla adımlarına devam ediyor öykü boyunca: “Evet evet anlaştık. Yalnız şey… Gizlilik konusunda.” Doruk’un merkezde olduğu öyküde Paşa, Umut ve Samet ona eşlik ediyor, bir de fonda Yusuf var. Kendi dünyanıza uzak bulsanız da kişiler o kadar sahici ki varlığını reddetmek istediğiniz insanların sessiz çığlığı gibi duruyorlar karşınızda. Eserdeki öykülerin genelinde gördüğümüz güncel konuşma dilinden tabirler, sözcükler olması onları güçlü kılan yanlardan. Günceli, herkesin yakından bildiğini sandığı şeyleri edebiyata bu kadar güçlü yedirmek kolay iş olmasa gerek.
Dahası ve sonrası
Düzene boyun eğmek zorunda kalan, bazen de iki yüzlülüğüyle insanın yaşama sevincini eksilere düşüren insanlar ve nicesi; “Namuslu” adlı öyküde başka, “Terli ve Sıcak”ta başka… Her birinin merak duygusu ve dolayısıyla sürükleyiciliği çok güçlü. Mesela “Terli ve Sıcak”ta canlı, akıcı devam eden betimlemeler, hareketle durgunluğun dengesi, öykünün tüm unsurlarının homojen bir karışımda buluşması çarpıcılığını artırıyor. “Gergedan” Kafka’nın Dönüşüm’ünün klasik cümlesiyle başlıyor ve kendi orijinalliğinde metinler arasılığın yazarın yaratımına güç katmasıyla devam ediyor. “Bu Kurs Size İyi Gelecek”te ise tebessümle kahkaha arasında gidip gelmek, bir yandan da hüzünlenmek olası. Ezcümle Ağız Hareketleri, Özkan Ali Bozdemir’in bir sonraki kitabını merakla bekleyeceğinizin garantisidir.
Kaynak: Özkan Ali Bozdemir, Ağız Hareketleri, Öykü, 72 s., Alakarga Yayınları, 2020.
Cemre Bulut – edebiyathaber.net (18 Ocak 2021)