Çarşamba Seminerleri kapsamında 26 Nisan Çarşamba 11.00’de Bülent Şık “Savaş, Göç ve Ekoloji” başlıklı semineri verecek.
Bülent Şık, Gıda Mühendisi. Doktora konusu çevre dostu analiz yöntemleri geliştirilmesi üzerine. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren çeşitli laboratuvarlarda çalıştı. 2009 yılında öğretim üyesi olarak Akdeniz Üniversitesi’ne geçti. Üniversitede Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nin kurulumu ve faaliyete geçmesi çalışmalarını yürüttü. 2010-2015 yılları arasında aynı merkezde Teknik Müdür Yardımcılığı yaptı. Gıdalarda ve sularda katkı maddelerinin ve çeşitli toksik kimyasal maddelerin kalıntılarının belirlenmesi üzerine çalışmalar yaptı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünde öğretim üyeliği yaparken 22 Kasım 2016’da çıkarılan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarıldı. “Savaş, Göç ve Ekoloji” başlıklı sunuşunun tanıtım metninden:
“Savaş her açıdan bir yıkımdır: İnsan, doğal hayat, insan eliyle yaratılan maddi dünya ve en önemlisi gelecek nesiller büyük zarar görür. Savaş insanlarda gelecek hissinin kaybına yol açan bir olaydır. Yol açtığı insani acılar kolay kolay sağaltılamaz. Zorla yerinden yurdundan olan başka bir yere yerleşemez. Savaşın yol açtığı maddi yıkım ise onarılabilir sanılır. Oysa yıkıcı etkileri geleceğimizi güvende hissettiğimiz barış dönemlerinde de sürüyor. Savaşın neden olduğu kalıcı toksik kirlenme savaşın yıkıcı etkilerini sürekli kılıyor. Sadece çatışmalar değil savaşın yol açtığı toksik kirlenme de insanları yerinden yurdundan ediyor. Dünyada çatışma veya savaşlar nedeniyle zorla yerinden edilen insan sayısının 65,5 milyona (Yarısı çocuk) ulaştığını belirtiyor. Türkiye, Pakistan ve Lübnan, dünyanın en çok mülteci misafir eden üç ülkesi pozisyonunda. Savaş sonucu açığa çıkan toksik maddeler seyreltilmiş uranyum gibi radyoaktif maddelerden; kurşun, kadmiyum, titanyum, tungsten ve cıva gibi ağır metallere; dioksinlerden, dioksin benzeri PCB’lere ve poliaromatik hidrokarbonlara (PAHs) kadar pek çok toksik kimyasalı içerir. Bu kimyasal maddeler çevreye bulaşarak kirlenmesine yol açıyor. Bu kirlilik kalıcı ve nesiller boyunca da yok edici potansiyelini koruyabiliyor.”
Yer: MSGSÜ Fındıklı Kampüsü / Video Konferans Salonu
edebiyathaber.net (24 Nisan 2017)