Schubert’ten Op.100 üçlüsü | Uğur Ersöz

Şubat 27, 2014

Schubert’ten Op.100 üçlüsü | Uğur Ersöz

31 senelik kısacık yaşamına rağmen yaklaşık 600’ün üzerinde şarkı, 9 senfoni, operalar, çok sayıda oda müziği ve piyano parçaları besteleyen Avusturya’lı besteci Franz Schubert ölümünden bir sene önce, ölüm döşeğindeki Beethoven’ı ziyaret ettiği 1827 yılında piyanolu her iki üçlüsünü (Op.99 ve Op.100) de yazmıştı.

Ancak Schubert’in yaşamının son yıllarında yazdığı diğer eserleri gibi, hiç de karamsar olmayan bu Keman, Viyolonsel ve Piyano için Üçlü, nam-ı değer Op.100 genel itibariyle hayat doludur ve insanı en karamsar anında bile bahar aylarında çiçekler içindeki yemyeşil düzlüklerde gezermişçesine mutlu eder.

Yaşamında daima maddi sıkıntılarla ve son 6 yılını frengi hastalığıyla geçirmesine rağmen kendi sözleriyle “beste yapmak yaşamın tek anlamı olan” Schubert’in besteleri çoğunlukla insanı o kadar mutlu eder ki, bestecisinin kısacık ömründe hiçbir sıkıntı çekmediğini düşündürtür insana.

Op.99 ve Op. 100 numaralı Üçlüler hakkındaki düşüncelerini 1838’de açıklayan Alman besteci Schumann Op99’u “acı çeken, kadınsı ve lirik”, Op.100’ü ise “daha karamsar, erkekçe ve dramatik” olarak tanımlamıştır. Schubert ise bu eserlerinde piyano ve yaylı çalgıları iki ayrı dünya olarak görmüş; uzun bağlı melodik çizgisiyle seçkinleşen yaylı çalgılarla piyanonun armonisinin uyumunu doğallıkla ve zorlanmadan sağlamış olup belki de bu üçünün en uyumlu olduğu klasik müzik parçalarından birini bestelemiştir Alman besteci.

Schubert’in 1827 Kasım’ında yazmaya başladığı bu üçlü, ilk kez 26 Aralık’ta Viyana Konser Salonunda seslendirilmiştir ve fazlasıyla beğenilmiştir. Ancak Op.100 Üçlü, bestecinin hayattayken yorumlanan ve –ancak son bölümü kısaltılarak- basılan ender eserlerindendir. Yine Schubert’in yaşamında kendi düzenlediği tek konser olan ve tümüyle onun eserlerine ayrılan 1828 Mart’ındaki Musikverein konserinde de seslendirilen üçlü, yayınevlerinin dikkatini çekmiş, Schott firması “Viyanalı ünlü besteci”ye yazdığı mektupta bu arzusunu belirtmişti. Ancak, uzun süren yazışmaları duyan bir diğer firma olan Probst yayınevi araya girmiş, peşin olarak 60 gulden önerip bu konularda deneyimsiz olan Schubert’in elinden notaları kapmıştı. Maalesef bu para, zavallı bestecinin gencecik yaşında ölmeden önceki son kazancıydı.

Uğur Ersöz – edebiyathaber.net (27 Şubat 2014)

Yorum yapın