Rootport ekibi tarafından yapay zekâ yardımıyla ortaya çıkarılan “Cyberpunk Momotaro”, geleneksel Japon kültürüne ait bir mitin modern bir versiyonunu ismini sonuna kadar hak eden bir kurgu ve “donanım”la okuru farklı bir maceraya çıkarıyor.
Geçmiş zaman olur ki, Japonya’nın dağlarında yaşlı bir çift yaşarmış. İsimleri bilinmeyen bu kadın ve adam, nine ve dede diye anılırmış. Dede bütün gününü ormanda yakacak, yiyecek bir şeyler bulmak için geçirirken, nine de yaşadıkları yerdeki nehirde dedenin elbiselerini yıkarmış. Nine yine bir gün çamaşır yıkarken nehirde yüzen devasa bir şeftali görmüş. Yiyecek buldum umuduyla kocaman şeftaliyi alıp eve götürmüş. Kocasıyla birlikte şeftaliyi yemek için oturduklarında, meyve kendiliğinden ikiye ayrılmış ve içinden sevimli mi sevimli, yeni doğmuş bir bebek çıkmış. Yaşlı çiftin çocukları olmadığı için bu bebeğin onlara “gönderildiğini” düşünmüşler ve bebeğe bakıp büyütmeye karar vermişler. Adını da Japoncada şeftali anlamına gelen “momo” ve oğlan demek olan “taro” koymuşlar. Momotaro büyüyüp serpilmiş. Güzelce bir oğlan olmuş. Ancak o dönemlerde ülkenin başkentindeki şeytanlar ara ara ortaya çıkıp yaramazlıklar yaparak insanları canından bezdirirmiş. Bu duruma daha fazla dayanamayan Momotaro şeytanlarla savaşmak için onların adasına gitmeye karar vermiş. Dede ve nine ona yolluk olarak dango vermiş. Yolda bir köpek, bir maymun ve bir sülün, Momotaro’ya kendilerine birer dango vermesi karşılığında sonsuza sadık kalacaklarına söz vermiş. Böylece Momotaro ve ekibi adaya gidip şeytanları alt etmiş. Adadaki tutsak prensesi de bulan Momotaro, onunla evlenmiş. Gizli tutulan hazine sayesinde de ömürlerinin sonuna kadar bolluk bereket içinde yaşamışlar…
Japon folkloründe önemli bir yeri olan “Şeftali Oğlan” ya da “Şeftali Çocuk” figürünün hikâyesi böyle. Bu yazının konusu ise; Rootport tarafından ortaya çıkarılan Athica Books’tan, Peren Ercan çevirisiyle yayımlanan “Cyberpunk Momotaro” kitabıyla ilgili. Modern bir “Momotaro” öyküsü olan kitap, postapokaliptik bir dünyada, yeryüzünün bütün sistemini ele geçirebilecek KBY verisini farkında olmadan üzerinde taşıyan gizemli bir çocuğun “belirmesiyle” birlikte başlayan macerayı anlatan “Cyberpunk Momotaro”, gerek kurgusu gerek de çizimlerde yararlanılan yapay zekâ sayesinde, gerçek bir görsel ve anlatı şöleni sunuyor.
Yeni dünyanın yeni Okayama şehrindeki varoşlardan birinde hacker’lık yaparak ekmeğine bakan dede, bir striptiz kulübü işleten karısı nineyle birlikte günü kurtarmanın derdinde yaşamlarını sürdürürken diğer yandan da ne idüğü belirsiz “Prenses”in peşindelerdir. Ancak bir efsane olan “Prenses”e ulaşmak pek mümkün değildir çünkü şehir ve dünya Nakata Inc. adlı çok uluslu, her şeye muktedir bir şirket tarafından yönetilmektedir ve Nakata Inc. kendine dokunmaya çalışandan pek hoşlanmadığı için buna kalkışanları en “hafifinden” ölümle cezalandırmaktadır. Bir nevi yeraltı yaşamı süren dede ve ninenin hayatı, pembe saçlı gizemli bir çocuğun striptiz kulübüne gelmesiyle değişir. Ceset gibi kulübe düşen genç adam, öldü sanılarak nine tarafından kulüpte kullanılmak üzereyken dede onun ölmediğini sadece kendinden geçtiğini anlar. Nine, personel ihtiyacını ölmüş bedenlere yapay zekâ yükleyip onlardan yeni insanlar yaratarak karşıladığı için aynı tarifeyi bu çocuk için de kullanmak ister ancak dede çocuğa müdahale ederek onu hayata döndürür. Bu arada çocuğun vücudunda KBY adı verilen bir veri taşıdığını fark ederler. KBY, Nakata Inc. de dahil olmak üzere dünya üzerindeki her şeyi kontrol altına alabilecek bir sistemdir. Nine, dede ve diğer yoldaşları, ninenin Momotaro adını verdiği çocuğu önlerine katarak, üzerlerine çullanmış despotik yönetime karşı diklenmek için harekete geçerler. Ancak bunun için elbette öncelikle KBY’nin şifresinin kırılması gerekmektedir…
“Cyberpunk Momotaro”, fikir ilk ortaya çıktığında sanatçılar ve yazarlar tarafından üretilmiş. Ancak günümüzde iyice gelişen yapay zekânın nelere kadir olabileceğini anlamak ve işlevselliğini test etmek için yapay zekânın yeteneklerine başvurulmuş. Sonunda da yapay zekâ “testi” geçmiş ve Rootport ekibinin girişte yazdığım “Şeftali Oğlan” masalının modern versiyonunun yaratılmasına yardımcı olmuş. Çok uzak olmayacak distopik bir gelecekten kesitler sunan ve gelenekselle çağdaş öğeleri bir arada sunarak adına yaraşır bir hikâyenin başlangıç fitilini ateşleyen “Cyberpunk Momotaro”, hem bugün hem de ilerisi için de pek çok mesajı içinde barındırması bakımından da ayrı bir önem taşıyan, ismine yaraşır bir macerayı okurla buluşturuyor.
edebiyathaber.net (9 Ocak 2024)