Jules Verne’in klasik romanı “Seksen Günde Devriâlem” Aylin Yengin’in çevirisiyle Kırmızı Kedi Yayınevi’nce yayımlandı.
“Her kim ki benimle, 80 günde –1.920 saatte ya da 115.200 dakikada– ya da daha kısa bir sürede devriâlem yapabileceğim konusunda bahse girmek isterse, ben 20.000 sterlinimi ortaya koyuyorum.
Var mısınız?”
Bilim-kurgunun öncülerinden ve en önemli yazarlarından Jules Verne, 19. yüzyıldaki endüstri devriminin sonucunda değişen dünyanın gidişatını hayal edip yazıyordu. Henüz yabancı diyarların fazla tanınmadığı, keyif için dolaşmanın yaygınlaşmadığı bir dönemde, Verne gibi bir yazarın dehası, aynı zamanda turizmin sosyolojisini ortaya koymasıydı. Buhar çağında hizmete giren kıtalar aşan trenler ve okyanuslar aşan transatlantikler –dünyanın insanlar için ne kadar küçüldüğünü kanıtlarken– yazarın kullandığı ulaşım araçlarından bazılarıydı.
Jules Verne, prensiplerinden ödün vermeyen ve çok büyük bir iddiayı gerçekleştirmeye kalkışan İngiliz centilmeni Phileas Fogg, heyecanı ve merakı sayesinde maceradan uzak duramayan Fransız hizmetkârı Passepartout, doğu kültürünün zarafetini simgeleyen Prenses Auda ve o dönemde dünyaya yayılmış Britanya İmparatorluğu’nun yetersizliğinin örneği Dedektif Fix karakterleriyle, gitgide küreselleşen ve modernleşen dünyanın nasıl olacağını göstermeye çalışıyordu.
Bugün bile turistleri çeken Süveyş Kanalı, Bombay, Kalküta, Hong Kong, Yokohama, San Francisco, New York gibi çağının yeni merkezlerinde okurları yaklaşık yüz kırk yıl önce dolaştıran Jules Verne, hayal gücünü kullanarak bizlere belgesel niteliğinde bir gezi macerası klasiği armağan etmiştir.
edebiyathaber.net (8 Ocak 2015)