Selda Terek: “Güzellik tehlikelidir ama tek başına bir şey ifade etmez.”

Ocak 9, 2023

Selda Terek: “Güzellik tehlikelidir ama tek başına bir şey ifade etmez.”

Söyleşi: Ezgi Yıldız

Utanmaz, Selda Terek’in on ikinci kitabı. Terek bu romanında geçmişten gelen bir tehlikeli bir kadının insanların yaşamlarını nasıl altüst ettiğini anlatıyor. Buna bir nevi zehirli sarmaşık da diyebiliriz. Yazarla kitabı üzerine söyleştik.

Bize Utanmaz’ı biraz anlatır mısınız?

20 sene önce lisede Eda’nın sevgilisini elinden alan Almila, 20 yıl sonra “Sana ihtiyacım var” diyerek Eda’yı arar. Eda bir psikolog, eşi Tolga psikiyatr olmuştur. Yakın arkadaşları da bu sürecin tanıklarıdırlar. Eda’ya “Görüşme onunla” derler ama Eda dinlemez… Ve bir zehirli sarmaşık hikayesi çıkar ortaya. Tüm engellere rağmen Tolga Almila’ya kapılır. Ama göründüğü kadar değildir hiçbir şey. Hatta göründüğü gibi de değildir… Daha da anlatmam kitabı okuyun. (Gülüyor)

Utanmaz, insanın sınırlarını tartışan bir roman. Dahası sınırların ne denli değişken olduğunu… Yeterli hal ve şartlar içinde insanın yapamayacağı şey yoktur diyebilir miyiz?

Elbette yoktur. Koşullar uygun olduğunda (herkes için koşul farklıdır) herkes her şeyi yapabilir.

Kadınların, dahası cinsellik ve erotizmin tarihte önemli olaylara sebep olduğunu okuyoruz kitapta. Geçmişten çıkıp bir tehdit unsuru olarak romana dahil olan Almila da böyle bir karakter. Güzelliğin çok güçlü bir silah olduğunu söyleyebilir miyiz peki?

Güzellik tehlikelidir ama tek başına bir şey ifade etmez. Vasıflı bir duruş, zarafet ve başarı ile taçlanan güzelliğin önünde kim durabilir?

Romandaki kadınlar arasında, özellikle de Eda cephesinde söylenmeyen bir rekabet söz konusu. Ancak söylenmedikçe daha bir ortaya çıkan, daha bir kin ve hınç yaratan bir rekabet bu. Sanırım rekabet konuşulsa bu kadar etkileyici olmazdı.

Katılıyorum. Zaten onun için böyle işledim konuyu. Rekabet var, kıskançlık var ve üzeri “dostluk” aldatmacasıyla kamufle edilmiş… Tehlikeli… Çok tehlikeli… 

Biraz da erotomaniden bahsedelim istiyorum. Toplumda yansımasını çokça gördüğümüz, ama kitaplarda pek işlenmeyen bir konu bu. Eronomaniyi işlemeye nasıl karar verdiniz, yaptığınız araştırmaları bizimle paylaşır mısınız?

Erotomani, kendini bir başkasıyla “aşk” ilişkisi içinde sanma rahatsızlığı… Diğer tarafın haberi bile olmayabilir. Kimi zaman komik, trajikomik, hüzünlü ve hatta korkutucu tablolar çıkarabiliyor karşımıza. Ama şefkatle yaklaşılması gereken bir duygu durum bozukluğu esasında. Bilinen bir tedavisi de yok işin kötü tarafı. Kişiye göre uygulanan yöntemler var ama sonuç garanti değil. Pek çok zaman şizofreni ile birlikte anılıyor. 

Utanmaz sinematografik bir roman. Senaristlik yaptığınızı da düşünerek soruyorum; Utanmaz’ı beyazperdede görme ihtimalimiz var mı? Buna dair çalışmalar yapıyor musunuz?

Var tabii. Hatta bu amaçla yazdığımı itiraf edeyim ama sinema filminden çok dizi film olabilecek detay var içinde. Belki 6-8 bölümlük bir mini dizi…

Yazar olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz neler?

Çok okumak gerekiyor ve yazmanın kendi iç seslerinin dışında bir dünyayı keşfetmekten, gözlem yapmaktan, araştırmaktan, öğrenmekten geçtiğini de kabullenmek… Kendini sürekli geliştirmesi gerekiyor yazan kişinin ve inanın çok büyük bir rekabetten bahsediyorum. Masaya farklı bir şey koyması gerekiyor yeni yazarların.

Bize son olarak ne söylemek istersiniz?

Okumak spor gibidir. Güçlendirir. Spor yapmayan insanın zamanla nasıl kasları akıp gider, okumayan insanın da -söylemeye dilim varmıyor ama- beynini geri alır doğa. Zihni sağlıklı tutmanın yolu okumaktan geçiyor. Bir zahmet bu iyiliği kendimize, çocuklarımıza, ülkemize, dünyaya yapalım mı? (Gülüyor)

edebiyathaber.net (9 Ocak 2023)

Yorum yapın