- Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Yazarken eğleneceğim, okurken tekrar gülümseyeceğim hikâyeler hayal ediyorum. Sadece çocuklar için değil, hayatın ciddiyetinden biraz olsun sıyrılmak isteyen herkes için yazdığımı düşünüyorum.
Zihin gelişimi araştırmalarıyla ilgili Aklın Çocuk Hâli diye bir kitap var. Kitaptaki şu satırların altını çizmiştim: “Çocukluk döneminde hayati sorumluluklarının olmaması, çocuklara hayal güçlerini kullanma ve bu sayede gerçeğe bağlı kalmadan tüm olasılıkları test etme olanağı sağlar. Hayal dünyasında oynayarak geçirdiğimiz çocukluk dönemi, öğrenmeye en açık olduğumuz dönemdir.” Hayati sorumluluklarımı bir kenara koyduğum anlarda yazdıklarımla, insanların öğrenmeye en açık olduğu, hızla geçen yıllarında okuma zevklerine katkıda bulunuyorsam, kitaplarla dost olmalarına yardımcı oluyorsam ne mutlu bana.
- Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Okuma yazmayı henüz bilmediğim yaşlarda, ağabeyimin bana akşamları Pinokyo okuduğunu hatırlıyorum. Her gün okusun istiyordum ama sanırım sıkılmıştı ve kitap yarıda kalmıştı. Devamını seneler sonra okumuştum. Enid Blyton’ın Afacan Beşler, Gizli Yediler serileri ve ardından Yaramaz Kızlar serisi bana okuma sevgisi kazandıran kitaplar oldu sanırım. Çok sürükleyici maceralardı. Keşfetmenin verdiği heyecan, birbirini koruyup kollayan arkadaşlar… Hepsinin zaman içinde kişiliğime ve hayatıma yansıdığını görüyorum.
- Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Aslına bakarsanız o kitabı hâlâ arıyorum. Tabii ki çok etkilendiğim hikâyeler, romanlar oldu. Neil Gaiman’ın okuduğum her kitabında, “Keşke bunları ben hayal etseydim,” demişimdir. Aynısını Christine Nöstlinger’in çocuk kitapları için de hissediyorum. Zoran Drvenkar’ın yazdığı Soğuktan Korkmayan Tek Kuş belki bu sorunuza cevap olabilir. Kitapları tekrar okuma alışkanlığım maalesef pek yok. Ancak Soğuktan Korkmayan Tek Kuş’u kitaplığımda kolayca bulacağım bir köşeye koydumve zihnim yorgun düştüğündegüç kazanmak için elime aldığım ilk kitap oluyor.
- Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
Kaynak kitap olarak değerlendirilebilecek, Mutlu Tönbekici’nin yazdığı, Belkıs Aksu Çelebi’nin resimlediği Güzel Ülke Atlası. Türkiye’nin tarihi ve coğrafi güzelliklerini, kültürel değerlerini yaratıcı ve eğlenceli bir üslupla anlatıyor. Muğla bölümünde, Caretta caretta kaplumbağalarının beyinlerinde magnetite denilen demirden bir bileşik olduğunu, bu sayede dünyanın manyetik alanını algıladıklarını yani beyinlerinde bir pusula olduğunu öğreniyorsunuz.Yeni şeyler öğrenme, yollara düşme heyecanını uyandıran bir kitap.
Bir diğeri de Behiç Ak’ın Vapurları Seven Çocuk öyküsü. Tüm kitapları gibi şahane… Behiç Ak’ın öykülerinde olmaz diyeceğiniz her şey olabilir! Mesela bu öyküde Boğaz vapurlarındaki yolcular okuyup bitirdikleri gazeteleri yalı pencerelerinde oturanlara veriyor, vapurun kaptanı Yunus Bey başını yalının penceresinden içeriye sarkıtıp fıkralar anlatıyor. İçinizi kıkırdatmıyor mu bu sahneler? Müthiş değil mi? Öykü, “değersizleştirme” kavramını öyle güzel anlatmış ki! Meliha Hanım’ın yalısını yıkmak isteyenlerin, önce yalıyı değersizleştirmeye çalışmaları, tek tek yitirilen değerler… Vapurları Seven Çocuk, bence herkesin kalbine dokunacak bir öykü.
edebiyathaber.net (18 Ocak 2023)